3. Hukuk Dairesi 2021/7500 E. , 2021/12549 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen karar, süresi içinde taraflar vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıya yönelik 4 adet faturaya dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, faturada belirtilen fidanların vakıf görevlisine teslim edildiğini, davalının 2014/1950 E sayılı takibin yapıldığı gün 1812 nolu faturaya karşılık banka hesabıma 1.000,00 TL ödeme yaptığını, bunun dışında fatura bedellerinin ödenmediğini ileri sürerek; her iki icra takibi yönünden davalının haksız itirazının iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş; hükmün, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Mahkemece davalı tarafından ... İcra Müdürlüğünün 2014/1950 E sayılı icra dosyasına dayanak faturaya istinaden davacı tarafa 1.000,000 TL ödenmesine rağmen, maddi hataya dayalı olarak ödenen bedelin diğer icra dosyası olan 2014/2415 E sayılı dosyada infaz aşamasında dikkate alınması yönünde karar verilmiştir. Oysa bu ödeme 2014/1950 E sayılı icra dosyasına istinaden yapılmış olduğundan, belirtilen icra dosyasında infaz aşmasında dikkate alınması yönünde hüküm kurulması gerekirdi. Açıklanan hususun maddi hataya dayalı olduğu anlaşılmış olup, düzeltilmesi gerekmiştir.
3-İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının
alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında kabul edilen alacak değerlendirildiğinde, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca, mahkemece kabul edilen asıl alacaklar üzerinden davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, değinilen bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın düzeltilerek onanması HUMK 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz taleplerinin reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının hüküm fıkrasının 3 nolu bendinde yer alan “2014/2415” ibaresi hükümden çıkartılarak yerine “2014/1950” ibaresinin yazılmasına, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının hüküm fıkrasının 4 nolu bendinde yer alan "Davalının savunmaları nazara alındığında alacak yargılama gerektirdiğinden davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,” ibaresi hükümden çıkarılarak yerine “... İcra Müdürlüğünün 2014/1950 E ve 2014/2415 E sayılı icra takiplerine konu asıl alacakların %20"si oranında icra inkar tazminatının ayrı ayrı davalıdan alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 1.380,00 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.