3. Hukuk Dairesi 2016/4824 E. , 2017/14572 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline ilişkin davanın mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile boşanmış olduklarını, boşanma kararında geçen nafakanın ödenmesi konusunda kendisi ile anlaştıklarını, anlaşmaya göre mülkiyeti tarafına ait olan ve ..."in işlettiği marketten eşinin ve kızının yaptıkları alışveriş tutarlarının hesabına yazılacağını ve nafakaların bu şekilde ödeneceğini, nitekim kızının ve davalı eski eşinin marketten 4.585,35 TL "lik alışveriş yapıp hesabına yazdırdıklarını, davalının 900,00 TL çatı onarım giderinin de apartman yönetimine tarafından ödediğini, toplam 5.485,35 TL ödeme yaptığını, davalının talep ettiği vekalet alacağı dışında davalının talep ettiği 4.728,35 TL"nin davalı adına ödediği 5.485,35 TL "den düşüldüğünde borçlu değil davalıdan 756,55 TL alacaklı olduğunu ileri sürerek, davalıya birikmiş nafaka borcunun bulunmadığının tespitini, icra takibinin iptalini, takibin bu dava sonuna kadar geçici olarak durdurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı; davalının, davacının bahsettiği marketten alışveriş yapmadığını, marketten yapılan alışveriş tutarının asla iddia edilen miktarlarda olmadığını, nafaka borcunu ödemeyen davacının yasal hiçbir dayanağı bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; her ne kadar davacı/borçlunın 25/07/2013 tarihli dava dilekçesinde birikmiş nafaka borcunun bulunmadığının tespiti ile icra takibinin iptalini talep etmiş ise de bu haliyle başvurunun 2004 sayılı İİK"nun 33. maddesine dayalı icra emrinin tebliğinden önceki döneme ilişkin icranın geri bırakılması istemi olduğu, İİK nun 33. maddesine göre borçlu icra emrinin tebliğinden önceki bir dönemde borcu ödediği iddiasında ise icra emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesinde icranın geri bırakılmasını istemek zorunda olduğu, buna göre davacı/borçlunun icra emrinin tebliğinden önceki bir dönemde borcu ödediği iddiasını inceleyecek mahkemenin icra mahkemesi olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı HMK"nın 1 vd. maddeleri gereğince mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
İcra İflas Kanunu 72. maddesinde düzenlenmiş olan menfi tespit davası; borçlunun borçlunun icra takibinden önce veya takip sırasında gerçekte var olmayan bir borç nedeni ile kendisini tehdit eden veya kendisi aleyhine icra takibi yapan kişiye karşı herhangi bir borcunun olmadığının tespiti amacıyla açılan bir davadır.
6100 sayılı HMK"nun 33 maddesi ve 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı YİBK"na göre olayları izah taraflara, kanunları re"sen uygulamak ve dolayısıyla hukuki nitelendirmede bulunmak hakime ait bir görevdir.
Somut olayda davacı, dava dilekçesi ile; birikmiş nafaka borcunun tahsili amacıyla davalı tarafından kendisi aleyhine başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiş olup dava; menfi tespit istemine ilişkindir.
Menfi tespit davalarında görevli mahkeme HMK"nın 1 vd. Maddelerine göre tespit edilecektir. Somut olayda; taraflar arasındaki uyuşmazlık, nafaka alacağına ilişkin olup, Türk Medeni Kanununun 175 vd. maddelerinden kaynaklanmakta, dolayısıyla Aile Hukukuna ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu, Aile Hukukundan doğduğuna göre açılan bu davanın 4787 sayılı yasanın 4.maddesi gereğince Aile Mahkemesince bakılması gerekir.
O halde; mahkemece, müstakil Aile Mahkemesi olması halinde görevsizlik kararı verilerek dosyanın Aile Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi, müstakil Aile Mahkemesi olmaması halinde ise Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemesinde davanın Aile Mahkemesi sıfatıyla görülüp karara bağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı taraf yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.