17. Hukuk Dairesi 2014/18519 E. , 2016/9674 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili ile davalı ...’ın 1994 yılında evlendiğini, müvekkili tarafından davalı eş aleyhine 16.6.2011 tarihinde boşanma davası açıldığını, davanın derdest olduğunu, 1.1.2002 tarihinden sonra alınan ve davalı eş ... adına tapuda kayıtlı beş adet taşınmazdan dördünün 20.1.2011 tarihinde davalı ... tarafından şöförü ve iş ortağı olan davalı ...’e, bir taşınmazın da 6.9.2010 tarihinde davalı ... ...’a satıldığını, anılan taşınmazlarda müvekkilinin 1/2 katkı payı hakkı olduğunu belirterek dava konusu satış işlemlerinin iptali ile tapunun eski hale getirilerek davalı ... adına tesciline, 1/2 payın katkı payı olarak davacı müvekkili adına tesciline veya taşınmazların bilirkişi tarafından belirlenecek değerinin 1/2"sinin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte katkı payı olarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... savunma yapmamıştır.
Davalı ... ... ve ... vekili, müvekkillerinin davalı ... ile arkadaş olduğunu, ...’in borçları olduğundan ona yardımcı olmak amacıyla müvekkili ...’in dava konusu taşınmazı banka kredisi
kullanarak 120.000 TL bedelle aldığını, davalı ...’den 60.000 TL alacağı olduğunu, müvekkili ...’ın ise davalı ... ile şirket ortaklığı olduğunu, ...’e 10.9.2010 tarihinde 80.000 TL borç verdiğini, dava konusu dört taşınmazı kısmen alacağına mahsuben kısmen de taşınmaz üzerindeki ipotek ve hacizleri ödeyerek 503.510 TL bedelle aldığını,tapudaki satış bedeline ilişkin uzlaşma sonucu 500.000 TL üzerinden tapu harcı ödediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma toplanan delillere göre, davanın BK’nun 18.maddesi gereğince açılan muvazaaya dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, davacı ile davalı ...’in 2.7.1994 yılında evlendiği, 16.6.2011 tarihinde açılan ve 17.2.2014 tarihinde kesinleşen ilam ile boşanmalarına karar verildiği, eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar dava konusu taşınmazlar yönünden ise edinilme tarihleri itibarıyla taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu, davacının sözkonusu katkıyı evlilik birliği içinde yaptığı ve açtığı davaya konu alacağının da tasarruftan önce doğduğu, davalı ...’a satılan ...’daki taşınmazlar yönünden tapudaki satış bedelleri ile bilirkişi tarafından belirlenen bedeller arasında fahiş fark bulunduğu, davalı ... ile ...’ın aynı şirkette ortak oldukları, davalı ... tarafından davalı ...’e ödeme yapılmadığı, ödemelerin tarafların ortağı olduğu şirkete yapıldığı, ...’daki taşınmazların davacının boşanma sonrası katkı payı alacağının tahsilini engellemek amacıyla muvazaalı olarak satıldığı, satışın gerçek olmadığı gerekçesiyle anılan ...’daki taşınmazların satışlarının iptaline, eski hale getirilerek davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazların 1/2"sinin katkı payı olarak tapuda davacı adına tesciline, Karşıyaka’da bulunan taşınmaz yönünden anılan taşınmazın davalı ... tarafından boşanma davası açılmadan dokuz ay önce alındığı, ipotek karşılığı alınan 100.000 TL’nin 98.000 TL’sinin davalı ... tarafından davalı eş ...’e ödendiği, muvazaa iddiasının anılan taşınmaz yönünden ispatlanamadığı bu durumda anılan taşınmaz yönünden davacının 1/2 katkı payı olan 90.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...
...’dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamalar ve dosya kapsamına göre; davacı, davada davalı eş ... tarafından diğer davalılar ... ... ve ...’e yapılan satışların muvazaalı olduğu iddiası ile iptali ve davalı eş adına tescili, bunun yanında davalı eşe dönecek tapu kaydının eşler arasındaki mal rejimi gereğince tasfiye edilerek yarı paya ait tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili mümkün olmadığı takdirde alacak isteğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. 3.kişiler ... ve ...’a geçen taşınmazlara ait tapu kaydının iptali ile eski malikine yani davalı eş ...’e dönüşünün sağlanması ile ilgili davayı açmakta davacının hiç şüphesiz hukuki yararı bulunmaktadır. Anılan taşınmazların tapu kaydının iptali ile eski malike dönüşü sağlandığında açılan edinilmiş mallara katılma alacağının tahsili sağlanmış olacaktır. Davacının istekleri arasında yer alan taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejimi gereği yarı paya ait tapu kaydının iptali ve tescili; mümkün olmadığı takdirde alacak (katılma alacağı) isteği bakımından bu davaların çözüm yeri 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4.maddesi gereğince Aile Mahkemeleri olup Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde ise Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatı ile görülüp karar bağlanması gerekir. Davacının diğer isteği ise TBK’nun 19.maddesine dayalı şahsi hakka ilişkin muvazaa nedeniyle tapu iptali ve davalı eş ... adına tescili olup bu istek bakımından uyuşmazlığın çözüm yeri HMK’nun 1 ve devamı maddeleri uyarınca belirlenecek genel Mahkemelerdir. Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurulur.Mahkemece her iki davanın birlikte Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek karara bağlanması doğru görülmemiştir.
Mahkemece yapılması gereken iş, temyize konu ...’daki dört taşınmaz bakımından mal rejiminin tasfiyesine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde katılma alacağı davası yönünden ilgili davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesi daha sonra da tefrik edilen dosyada görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesinden ibarettir. Aile Mahkemesince anılan taşınmazlar yönünden katkı payı alacağına hükmedilmesi
durumunda hükmedilen katkı payı alacağı, boşanma davası sonucu hükmedilen nafaka, maddi ve manevi tazminat alacaklar da gözönüne alınarak eldeki dava yönünden dava konusu ...’daki dört taşınmaz yönünden 20.1.2011 tarihli tasarrufların TBK’nun 19 maddesi gereğince iptale tabi olmadığının mevcut delillere göre değerlendirilmesi, iptale tabi olması halinde davacı yararına hükmedilecek katkı payı alacağı ile boşanma davası ile hükmedilen ve kesinleşen nafaka, maddi ve manevi tazminat ve fer’ileriyle sınırlı olarak İİK’nun 283/1 maddesinin kıyasen uygulanarak davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesinden ibarettir.
Dava konusu ...’deki taşınmaz yönünden de Mahkemece aynı usul işlemlerinin yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamakla birlikte bu husus temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."e geri verilmesine 1.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.