Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/4207
Karar No: 2014/7719

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/4207 Esas 2014/7719 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/4207 E.  ,  2014/7719 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki orman sınırlamasına itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 12.02.2014 günlü hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 16.09.2014 günü için yapılan tebligat üzerine, duruşma istemli temyiz eden gelmedi, diğer temyiz eden Orman Yönetimi vekili Av. ... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;
    K A R A R
    Davacı ... ve arkadaşları, tapu kaydına dayanarak yörede 1998 yılında ilk kez yapılan ve 18/07/1998 - 18/01/1999 tarihleri arasında ilân edilen ve kesinleşen orman kadastrosu sırasında ... Köyü 1103 parsel sayılı taşınmazın orman sınırı içine alınması işleminin yanlış olduğunu ileri sürerek, bu yere ait sınırlamanın iptali istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece, davanın kabulüne; 29/06/2009 krokide (B) harfiyle gösterilen 1690 m²"lik kısmın orman tahdidinin iptaline, taşınmazın orman sınırı dışına çıkarılmasına ilişkin verilen karar, davalı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 30.11.2005 tarih ve 2011/6754-6497 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “... memleket haritası üzerine orman kadastro haritası ve arazi kadastro paftası bilgisayar ortamında aktarılarak uygulama yapılmadığı, sadece parsel bazında aktarma yapıldığı için orman bilirkişi raporu bu haliyle çekişmeli taşınmazın orman olup olmadığını ve hukukî durumunu belirlemeye yeterli ve kanaat verici olmayıp, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamayacağı, 1956 ve 1976 tarihli memleket haritalarının yapımına esas alınan hava fotoğrafları da incelenmediğinden, taşınmazın öncesi tam olarak belirlenmediğinden, 1956 ve 1976 tarihli memleket haritası, 1956 yılından önceye ait memleket haritası var ise getirtilerek ve bu memleket haritalarının yapımına esas alınan hava fotoğrafları ve varsa amenajman planında taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli, taşınmazın saptanacak bulgulara göre eğiminin %12"nin üzerinde olduğu ve öncesinin çalılık, fundalık ve makilik olduğunun saptanması halinde ise 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesi kapsamı dışında olup orman sayılan yer olduğu düşünülmeli, dava konusu taşınmaz üzerinde 25-35 yaşlı kızılçam ağaçlarından oluşan orman kaplı olup, aralarında 15-35 yaşlı zeytin ağaçlarının olduğu belirtilmiş, ancak zeytin ağaçlarının dikme ile mi yoksa deliceden mi aşılandığı, arazi içindeki dağılımı, adeti, tek tek yaşları tespit edilmeli, davacıların bu taşınmaza ait 3573 sayılı Kanun gereğince verilmiş bir tapu kaydı olup olmadığı araştırılmalı, yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların öncesinin orman sayılan yerlerden olduğunun saptanması halinde; davacılar tapu kaydına dayansa dahi tapu kaydının 4785 sayılı Kanun ile hukukî değerini yitirdiği ve ormanlarda sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceğinden, davanın reddinin gerektiği, orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde ise, davacıların dayandığı tapu kaydı var ise, uyup uymadığı araştırılmalı, bu
    cümleden olarak; yapılacak keşifte, mahalli bilirkişi yardımıyla tapu kaydı sınırları zeminde tek tek bulunup miktarı ile geçerli kapsamı tayin olunmalı, mahalli bilirkişinin yetersiz olduğu yerde tanık beyanlarına başvurulmalı, komşu parsel kayıtları getirtilerek uygulanmalı, bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; fen bilirkişi krokisi üzerine tapu kaydı sınırları kırmızı renkli kalemle gösterilerek keşfi izleme olanağı sağlanmalı, taşınmaz tapu kaydı kapsamında ve öncesi de orman değil ise, bu bölüm orman parselinden ifraz edilerek, orman sınırları dışına çıkarılmalı, tapu kaydının bulunmaması veya uymadığının saptanması halinde ise taşınmazın üzeri 25-35 yaşlı kızılçam ağaçları ile kaplı halen eylemli orman olduğundan davanın reddine karar verilmeli...” denilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından duruşma istemli, davalı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, on yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu 1955 yılında yapılmış, taşınmaz belgesizden içinde zeytin ağaçları bulunan tarla niteliği ile davacıların murisi adına tescil edilmiştir.
    Hükmüne uyulan bozma kararında dava konusu taşınmazın öncesinin orman sayılan yerlerden olması halinde davanın reddinin gerektiği, orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiği halde, davacılara 3573 sayılı Kanun kapsamında tapu kaydı verilip verilmediği araştırılmalı, varsa tapu kaydı uygulanmalı, tapu kaydı kapsamında kalan kalan bölümün orman parselinden ifraz edilmeli, tapu kaydı bulunmaması veya uymadığının saptanması halinde ise taşınmaz eylemli orman olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiş ise de, Daire bozma kararında maddi hata yapılmıştır. Şöyle ki; yargılamanın hiçbir aşamasında davacılar tarafından 3573 sayılı Kanun kapsamında verilen bir tapu kaydına dayanılmadığı ve bu hususta bir iddiada da bulunulmadığı halde, Daire bozma kararında bu hususta araştırma yapılması gerektiği, bu neviden tapu kaydının olması ve taşınmazı kapsaması halinde, taşınmazın öncesinin de orman niteliğinde bulunmaması halinde orman sınırı dışına çıkartılması hususu belirtilmiştir. Oysa, dava konusu taşınmaz, 1954 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda “12 yıl evvel taşlık ve çalılıktan emek ve para sarfı ile imar- ihya edildiği” belirtilmek suretiyle ... adına zeytinlik tarla olarak tesbit edilerek itirazsız kesinleşmiş ve tapu siciline tescil edilmiştir. Ayrıca, taşınmaz başında 18.11.2013 tarihinde yapılan keşif üzerine alınan müşterek bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazın 1952 yılı hava fotoğrafından ve 1957 yılı gizli memleket haritasında açık alanda olduğu belirlendikten sonra içindeki kızılçam ağaçlarının yaşları 20-25 olduğu ve ... devamlı Muhafaza Ormanı içinde kaldığı saptanmıştır. Ayrıca, taşınmaz üzerinde 60 adedi yaşlı (45-50 yaş) olmak üzere 90 adet zeytin ağacı ve 4 adet incir ağacı bulunmaktadır.
    Mahkemece, davalı taşınmazın öncesinin orman sayılan yerlerden olduğu belirlenerek ve bozma kararına uyulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, dava konusu taşınmazın öncesinin resmî belgelerde orman sayılmayan yer olduğu, 1954 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında imar ve ihyası tamamlanmış zeytinlik tarla niteliğinde bulunduğu, üzerindeki kızılçam ağaçlarının 20-25 yaşlı olup, davacılar adına tapu kaydı oluştuktan çok sonra taşınmaz içerisinde yetiştiği, genel arazi kadastro çalışmaları sırasında ve eski tarihli belgelerde bu ağaçların bulunmadığı gibi taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu, bu neviden özel mülkiyete konu taşınmazlar üzerinde sonradan oluşacak orman örtüsünün, davalı taşınmaza 6831 sayılı Kanunun 1. maddesi uyarınca orman niteliği kazandırmayacağı, bu anlamda Daire bozma kararında maddi hata yapıldığı, Yargıtay bozma kararına uyulmakla bozma kapsamında kalan hususlar yönünden ilgilileri yararına usûlî kazanılmış hak oluşmakta ise de, Yargıtayın onama veya bozma kararlarında maddi hata yapılması halinin bunun istisnası olup, ilgili taraf aleyhine veya lehine sonuç doğurmayacağı (Hukuk Genel Kurulunun 23.10.2002 gün ve E:2002/10-895, K:2002/838; 02.07.2003 gün ve E:2003/21-425, K:2003/441; 13.04.2011 gün ve E:2011/9-72, K:2011/99 sayılı kararları), ayrıca, dava konusu
    taşınmazın genel arazi kadastro sonucu gerçek kişi adına tesbit ve tescil edildikten sonra muhafaza ormanı içine alınması nedeniyle kamulaştırma yapılmasının mümkün olması nedeniyle, açılan davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın orman kadastro sınırı içinde kalan bölümüne ilişkin açılan davanın kabulü ile bu bölümün orman sınırı dışına çıkartılmasına karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı gerçek kişiler vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre Orman Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasına rağmen davacıların kendilerini vekil ile temsil ettirmediklerinden yararlarına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, davacıların yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine 16/09/2014 günü oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi