22. Hukuk Dairesi 2016/14768 E. , 2016/15415 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ücret, asgari geçim indirimi, yıllık izin, fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, davayı görev yönünden reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin 10.10.2008-09.09.2015 tarihleri arasında önce müteveffa ...... ..... ......., daha sonra da müteveffanın kızı ...... ....... ......"nun evinde hizmetli olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan feshedildiğini belirterek kıdem, ihbar tazminatı ve birkısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Dava dilekçesi davalılara tebliğ edilmemiştir.
Mahkemece, davacının ağırlıklı olarak ev hizmetlerinde çalıştığı gerekçesi ile Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir.
Karar, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca, “ev hizmetlerinde çalışanlar” hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz. Ev hizmetlerinde aşçı, uşak, temizlikçi gibi işlerde çalışan işçi ile ev sahibi işveren ararındaki uyuşmazlığın iş mahkemesi yerine genel mahkemelerde çözümlenmesi gerekir. İş Kanunu kapsamı dışında bırakılan bu hizmetleri gören kimselerle bunları çalıştıranlar arasındaki hukukî ilişkilerde Borçlar Kanununun hizmet sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır. Aile bireylerini evden alarak alışverişe, şehir içinde gezmeye götüren, boş zamanında ev ve eklentilerinde zamanını geçiren şoföründe ev hizmeti yaptığı ve iş kanunu kapsamında olmadığı kabul edilmelidir. Buna karşın evde hastaya bakan hemşire ve çocuk eğiticisi 4857 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmelidir.
Dosya içeriğine göre, davacı önce muris Mustafa Aydın Nalbantoğlu, daha sonra da müteveffanın kızı Ezel Aydan Nalbantoğlu"nun evinde hizmetli olarak çalıştığını, murisin hasta, yaşlı ve bakıma muhtaç olması sebebi ile yatılı olarak evde kaldığını, müteveffanın kişisel bakımı ve ihtiyaçlarının karşılanması ve tüm ev işlerini belirli bir mesaisi olmadan yaptığını belirterek işçilik alacaklarının tahsiline ilişkin davayı açmıştır. Mahkemece dosya üzerinden değerlendirme yapılarak davacının ağırlıklı olarak ev hizmetlerinde çalıştığı gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 320/1. maddesi gereğince basit yargılama usulüne tabi davalarda mahkemece mümkün olan hallerde taraflar duruşmaya davet edilmeden dosya üzerinden karar verilmesi mümkündür. Ancak somut olayda davacının ev hizmetleri ile birlikte hasta bakıcılığı yaptığını belirterek dava açmış olması sebebi ile öncelikle, dava dilekçesinin davalılara tebliği sağlanmalı ve göreve ilişkin gösterilecek deliller toplanarak davacının ağırlı olarak yaptığı iş açıklığa kavuşturulduktan sonra mahkemenin görevi noktasında bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.05.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.