20. Hukuk Dairesi 2014/4505 E. , 2014/7711 K.
"İçtihat Metni"...
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 27.02.2014 günlü hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı ... vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 16.09.2014 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacı ... vekili Av. ... ile diğer taraftan davalı Hazine vekili A.... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı ziyetliği yoluyla taşınmazın edinme koşullarının yararına oluştuğunun iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescli istemiyle dava açmıştır.
Yargılama sırasında ..., taşınmazın yaklaşık 1100 m² bölümünün kendisine ait olduğu iddiasıyla davaya katılma isteminde bulunmuş ise de, verilen süreye rağmen aslî katılma harcını yatırmadığından, 25.04.2007 tarihli oturumda katılma talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece, fen bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 830,68 m², (B) harfi ile gösterilen 1210,31 m² ve (C) harfi ile gösterilen 145,43 m² yüzölçümündeki taşınmazlar hakkındaki davanın kabulü ile davacı adına tapuya tesciline, bunun haricinde kalan davacı taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve katılma talebi reddedilen ... tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 09/02/2009 tarih ve 2009/885 – 1715 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [1) Kararı temyiz eden katılan taraf olarak karar başlığında gösterilmemiş olması doğru değil ise de, mahkemece verilen sürelere rağmen dava harcını yatırmadığı nedeniyle 13.12.2006 ve 25.04.2007 tarihli oturumlarda katılma talebinin reddedildiği gibi yasal temyiz süresinin de geçirildiği anlaşıldığından, temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.
2) Hazinenin temyiz itirazlarına gelince; Orman ve genel arazi kadastro çalışmalarının 3402 sayılı Kanuna göre 2008 yılı çalışma programına alındığı ve açılış ilanlarının yapıldığı ve henüz ölçüm ve tespit işlemlerine başlanılmadığı, Eylül ayı itibariyle başlanacağı bildirildiğinden, dava dilekçesi ile fen bilirkişisi rapor ve krokisi müzekkereye eklenerek kadastro müdürlüğünden tescili istenen dava konusu yerin hangi ada ve parsel numarası altında tespitinin yapıldığı belirlenmeli, bundan sonra kadastro tutanağı getirtilerek dosyasının görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesine gönderilmesine karar verilmelidir."" denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine aktarılmış, dava konusu 106 ada 23, 109 ada 7 ve 108 ada 6 sayılı parsellerin malik haneleri açık olarak mahkemeye gönderilen tutanakları ile aktarılan dava birleştirildikten sonra; aslî müdahil ... tarafından açılan, 15/08/2012 tarihli ek raporda (B1) ile gösterilen ve 106 ada 23 parsel sayılı taşınmaz sınırları içinde kalan 28,91 m² bölüm yönünden açılan davanın sübut bulmadığından reddine, kalan 519,41 m² bölüm yönünden açılan
davanın ise eldeki dosyada dava konusu olmayan 106 ada 22, 21, 19 ve 20 parsel sayılı taşınmaz sınırları içinde kaldığından ve 30 günlük askı ilân süresi içinde dava açılmayıp tutanakları kesinleştiğinden 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesi gereğince mahkemenin görevsizliğine, aslî müdahiller ... ve ... tarafından açılan davaların menfaat yokluğu nedeniyle reddine, davacı ... tarafından açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine, 106 ada 23 parsel sayılı taşınmazın bahçe vasfı ve 941,59 m² yüzölçümü ile, 109 ada 7 parsel sayılı taşınmazın çay bahçesi vasfı ve 726,29 m² yüzölçümü ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 108 ada 6 parsel sayılı taşınmazın aktif dere yatağı vasfında olduğu anlaşıldığından, kadastro tesbit tutanağının iptali ile tesbit harici bırakılmasına ilişkin verilen karar, davalı Hazine tarafından 106 ada 23 parsele yönelik olarak temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 09/05/2013 gün 2013/871 - 5376 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “...verilen karar dosya kapsamına uygun düşmediği, hayvan otlatmak, ot biçmek, kışlık odun ihtiyacını karşılamak suretiyle sürdürülen zilyedlik ise, ekonomik amaca uygun bir zilyedlik olarak kabul edilemeyeceğinden dayanan taraf yararına mülkiyet hakkı vermeyeceği, taşınmazın eskiden beridir şimdiki hali gibi çalılık ve ağaçlık olduğu gerek yerel bilirkişi beyanları gerekse ziraat ve orman bilirkişi raporları ile sabit olduğu, bu durumun, davacı tarafça taşınmazda herhangi bir imar ve ihya çalışması yapılmadığını kanıtlar nitelikte olduğundan, davacı gerçek kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinde düzenlenen imar ve ihya ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı gözetilerek 106 ada 23 parsele yönelik davasının reddine, malik hanesi boş bırakılmak suretiyle tesbit edildiğinden yapılan keşifte belirlenen mevcut niteliği itibariyle davalı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi...” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davacı ..."ın davasının reddine, çekişmeli 106 ada 23 parsel sayılı taşınmazın 941,59 m² yüzölçümü ve ağaçlık ve çalılık niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiştir.
Tapuda kayıtlı olmayan taşınmazın tescili davası olarak açılan dava, yörede yapılan arazi kadastrosu sırasında dava konusu edilen yerler hakkında malik hanesi boş kadastro tutanakları düzenlenmesi nedeniyle kadastro tesbitine itiraza dönüşmüştür.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi gereğince yapılmış orman sınırlandırma çalışması bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.100.-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı Hazineye verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 16/09/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.
...