19. Hukuk Dairesi 2019/2833 E. , 2020/909 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacının davalıya 14 adet yangın hidrantı sattığını, teslimin dava dışı üretici firma ... San. A.Ş. tarafından gerçekleştirildiğini, davalının borcunu ödememesi üzerine toplam 10.500,03 TL alacağın tahsili için yapılan icra takibinin davalının haksız itirazı nedeniyle durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının davacıya yangın hidrantı sipariş ettiğini, ancak davacının ödemeyi peşin istemesinden dolayı sözleşme ilişkisinin kurulmadığını, davacının da davaya konu faturalarda belirtilen malzemeleri göndermediğini savunarak davanın reddine, % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda taraflar arasında akdi ilişkinin mevcudiyetine dair yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, davacının sunduğu sevk irsaliyelerinin kime teslim edildiğinin belli olamadığı, kargo teslim belgelerinin bazılarında adı geçen ... isimli kişinin davalının sigortalı işçisi olmadığı, davanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2012/1207 esas, 2012/7845 karar sayılı, 09.05.2012 tarihli ilamı ile “Davacı vekilince, dosyaya altlarında teslim alan imzaları bulunan sevk irsaliyeleri sunulmuştur. Davacı vekili, malların davalı çalışanı ..."a teslim edildiğini iddia etmiştir. Dosyaya sunulan kargo belge örneği gözetildiğinde davacının bu iddiasının değerlendirilmesi yönünden daha ayrıntılı araştırma ve inceleme yapılıp irsaliyeler altındaki teslim alan imzalarının davalı çalışanı olduğu iddia edilen ..."a ait olup olmadığı yönünden imza incelemesi de yaptırılarak deliller hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.”gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama neticesinde, davacı dayanağı sevk irsaliyelerinde adı geçen ..."ın davalı çalışanı olup olmadığının SGK Ankara İl Müdürlüğü"nden sorulduğu, gelen müzekkere cevaplarından ..."ın davalı şirket temsilcisi ya da çalışanı olmadığının anlaşıldığı, davacı vekili ..."ın davalı ile birlikte çalıştığına ilişkin internet çıktısı,e-mail yazışma, faks örneği sunmuş ise de adresini ve açık kimlik bilgilerini bildirmediği, davacı söz konusu bilgilerin davalı yanca bildirilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de, iddiasını ispat yükümlülüğü davacıda olduğundan bu talebinin yerinde görülmediği, davacı vekilinin 23.05.2014 havale tarihli dilekçesi ile davalının ticari defterlerine delillerini hasrettiklerini bildirdiği, davacı vekilinin dava dilekçesinde ve 27.04.2009 havale tarihli delil dilekçesinde delillerini davalı yanın ticari defter ve kayıtlarına hasretmeyip her iki yan ticari defter ve kayıtlarına dayanmışken 23.05.2014 havale tarihli dilekçesi ile delillerini davalı ticari defter ve kayıtlarına hasretmesinin gerek 1086 sayılı HUMK"un gerekse 6100 sayılı HMK"ya göre iddianın genişletilmesi sayıldığı, davalı yanca da bu talebe muvafakat edilmediği, davacı vekilinin bu talebinin kabul edilmediği, davacı yanın davaya konu edilen malları davalıya teslim ettiğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Yerel mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda iddianın ispat edilemediğinden bahisle davanın reddine karar verilmişse de 22.07.2014 tarihli dilekçe ve 27.05.2014 tarihli celsede davacı tarafın diğer delillerin kabul edilmemesi halinde yemin deliline dayandıklarını belirttikleri, delil dilekçesinde de bu delile de dayandığının anlaşıldığı dikkate alınarak HMK"nın 225 vd. maddeleri gereğince davacının yemin metnini sunması halinde bu delile ilişkin usul hükümleri yerine getirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yemin delili dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 09.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.