8. Hukuk Dairesi 2011/7657 E. , 2012/5229 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ve müşterekleri ile Hazine, ..., ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair İscehisar Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 10.03.2011 gün ve 173/29 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili, davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ile davalılar ... ve müşterekleri vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili, dava konusu 6807, 6808 ve 6845 parsellerin Emirdağ Noterliğince düzenlenen 31.07.1981 tarihli noterlik satış vaadi sözleşmesiyle önceki maliki ...’dan satın ve devralındığını, satın alma tarihinden tespit tarihine kadar koşullarına uygun olarak tasarruf edildiğini, ancak kadastro sırasında hatalı olarak davalılar adına tespit edildiğini açıklayarak tapu kayıtlarının iptaliyle müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davacının 30.12.2001 tarihinde ölmesi üzerine mirasçıları vekâletname vermek suretiyle davayı sürdürmüşler, feragat yetkisi bulunan davacılar vekili, 28.04.2003 tarihli keşif ile 18.03.2010 tarihli oturumda dava konusu 6808 parsel hakkında davadan feragat ettiklerini bu parsele ilişkin bir dava ve taleplerinin bulunmadığını bildirmiştir.
Davalı Hazine vekili, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, kazanma süresi ve koşullarının davacı lehine gerçekleşmediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ... mirasçıları, 6808 parselin miras yoluyla kaldığını, davacıya satılmasının söz konusu olmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuşlar, davalılardan ... vekili, 6845 parselin ... mirasçılarından 19.06.2000 tarihinde tapuda yapılan resmi işlemle satın alındığını, üzerinde hakkı bulunmayan ...’ın taşınmazı satma yetkisinin bulunmadığını, vekil edenin iyi niyetli olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu 6807, 6808 ve 6845 parsellerin tapu kayıtlarının iptaliyle veraset belgesindeki payları oranında ... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili, davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ile davalılar ... ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazlardan 6807 parsel, maliki ve zilyedi belirlenemediğinden 1992 yılında Hazine adına, 6808 parsel, 20 yıldan fazla süren kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayalı olarak 02.12.1991 tarihinde ... adına, 6845 parsel ise, 1946 yılına ait 1342 sayılı vergi kaydı ve kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayalı olarak 09.12.1991 tarihinde ... mirasçıları adına tespit edilmiş, kadastro tutanaklarının 16.02.1993 tarihinde kesinleşmesi üzerine tapu kayıtları oluşmuştur. Bilahare 6808 parsel, 06.05.2003 tarihinde satış yoluyla dava dışı Adnan Demirel adına, 6845 parsel ise, 19.06.2000 tarihinde satış yoluyla davalı ... adına tescil edilmiştir.
Dava; TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi uyarınca satın alma ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenlerine dayalı mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Davacı vekili, dava dilekçesinde 6807, 6808 ve 6845 parsellere yönelik olarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Her ne kadar teknik bilirkişi raporunda C harfiyle gösterilen bölümün davacı tarafın dayanmış olduğu 1981 yılına ait satış sözleşmesi kapsamında bulunduğu açıklanmış ise de C harfiyle gösterilen bölüm, 1991 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında paftasında gösterilmek suretiyle tespit dışı bırakılan bir yer olup davacı tarafça bu bölüm hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından davacılar vekilinin bu yöne ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının REDDİNE,
Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, dava konusu Hazine üzerinde kayıtlı bulunan 6807 parselin, 1981 yılından beri satıcı, miras bırakan ve davacılar tarafından tasarruf edildiği, ziraatçı uzman bilirkişi raporuna göre 2. sınıf tarım arazisi niteliğinde olduğu, kadastro çalışmaları sırasında maliki ve zilyedi belirlenemediğinden Hazine adına tespit edildiği ve 31.07.1981 tarihli Noterlik satış vaadi sözleşmesi kapsamında kaldığı, tespit tarihine kadar davacılar lehine kazanma koşullarının oluştuğu anlaşıldığına göre, yerinde görülmeyen davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün 6807 parsele ilişkin bölümünün açıklanan nedenlerle ONANMASINA,
Davalı ... ve müşterekleri vekilinin 6808 parsele ilişkin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece bu parsel yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Feragat yetkisi bulunan davacılar vekili, gerek keşif sırasında gerekse 18.03.2010 tarihli oturumda, 6808 parsel hakkında bir dava ve isteklerinin bulunmadığını, bu parsel hakkındaki davadan feragat ettiğini bildirmiş, teknik bilirkişi ise, 6808 parselin satış sözleşmesinin kapsamı dışında kaldığını açıklamıştır. 1086 sayılı HUMK.nun 95.maddesine (6100 sayılı HMK.nun 307 m.) göre; feragat, kesin hükmün hukuki neticelerini hasıl eder ve yapıldığı andan itibaren geçerlidir. Davacılar vekili tarafından usulüne uygun irade beyanı ile 6808 parsel hakkındaki davadan feragat edildiğine göre mahkemece, bu parsel yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu husus gözden kaçırılarak davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı ... vekilinin 6845 parsele ilişkin olarak hükmü temyiz etmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre dava konusu bu parsel ile 6807 parselin öncesinin bir bütün olarak Ali Osman Tüzan ve ...’a ait olduğu, taşınmazın bir bölümünün Ali Osman Tüzan tarafından kullanıldığı ve bilinmeyen bir tarihte eşi ...’a satıldığı, ...’ın zilyetliği altındaki taşınmaz bölümünü Emirdağ Noterliğince düzenlenen 31.07.1981 tarih 5519 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesiyle davacıların murisi ...’a satarak zilyetliğini devrettiği, satış tarihinden dava tarihine kadar satıcı, miras bırakan ve davacılar tarafından kullanıldığı, diğer bölümün ise ... tarafından kullanıldıktan sonra 1984 yılında ölmesi üzerine mirasçılarına intikal ettiği, tapu kaydı oluştuktan sonra 19.06.2000 tarihinde mirasçılardan ...’ın oğlu olan davalı ...’a devredildiği anlaşılmaktadır. Keşif sırasında dinlenen teknik bilirkişi krokili raporunda, dayanak 31.07.1981 tarihli satış sözleşmesinin 6807 parselin tamamı, krokide C harfiyle gösterilen bölüm ile 6845 parsel kapsamındaki A harfiyle gösterilen bölümü kapsadığını bildirmiştir. Davacılar vekili, yargılama sırasındaki dilekçe ve açıklamalar ile özellikle temyiz dilekçesinde dava ve talebin 6807 parsel ile teknik bilirkişi raporunda A ve C harfleriyle gösterilen bölümlere yönelik olduğunu, mahkemece bu yerler bakımından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, davacılar vekilinin 6845 parselin tamamına yönelik bir talep ve isteği bulunmamaktadır.
O halde; mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin aksine hatalı değerlendirme sonunda 6845 parselin tamamına yönelik olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Mahallinde taşınmaz başında 4 kez yapılan keşif sırasındaki açıklamalar ile toplanan delillerden 6845 parsel kapsamında kalan ve A harfiyle gösterilen bölümün davacıların zilyetliği ve tasarrufu altında bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı ..., tespit maliki ... mirasçılarından ...’ın oğlu olup TMK.nun 1023 ve devamı maddelerinin sağladığı olanaktan yararlanamayacağı gibi davalının iyi niyetli olduğu ve iktisabının korunması gerektiği yolundaki savunmasına da değer verilemez. Mahkemece, teknik bilirkişi raporunda gösterilen ve satış sözleşmesinin kapsamında kaldığı anlaşılan A harfiyle gösterilen bölüm yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, toplanan delillere aykırı şekilde 6845 parselin tamamına ilişkin olarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davalılardan ... vekili ile davalı ... ve müşterekleri vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6808 parsel ile 6845 parselin tapu kaydının A harfi ile gösterilen yer bakımından iptaline karar verilmesi gerektiği görüşüyle bu parsellere yönelik hüküm bölümlerinin açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunabileceğine ve 2588 sayılı Kanunla eklenen 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi uyarınca Hazineden harç alınmasına mahal olmadığına, 18,40"er TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılar ile davalılar ... ve müştereklerinden ayrı ayrı alınmasına, 59,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a iadesine 04.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.