3. Hukuk Dairesi 2016/1746 E. , 2017/14550 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; borçlu 3. kişinin borcuna kefil yapıldığını ve almakta olduğu emeklilik maaşından ... 4. İcra Müdürlüğünün 2005/9644 Esas sayılı dosyasına kesintiler olduğunu, yapılan kesintinin yasal olmadığını ileri sürerek; toplam 6186,43 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte istirdaten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacının, haczin kaldırılması yönünde İcra Hakimliğine yaptığı şikayet üzerine; şikayetin kabulü ile davacının maaşı üzerine konulan haczin kaldırılmasına; davacının maaşından yapılan kesintilerin geri ödenmesinin, ancak, istirdat davası ile mümkün olabileceğinden bu yönündeki talebinin reddine karar verildiğini; istirdat davasının bir yıllık süre içinde açılması gerektiğini, sürenin hak düşürücü süre olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; "davacı tarafa 6100 sayılı HMK.114/9 ve 120/2 maddesi gereğince toplam 60 TL gider avansını yatırmak üzere sonuçları ihtar edilerek 2 haftalık kesin süre verilmesine karşılık gider avansının süresinde yatırılmadığını; somut olayda, gider avansının kesin sürenin bitiminden sonra yatırılması nedeniyle, davanın usulden reddi gerekeceği belirtilerek" davanın usulden reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2012/4796 esas 2012/8940 karar sayılı ilamıyla
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- .... Mahkemece, 06.12.2011 tarihli celsede, davacı tarafa 6100 sayılı HMK"nun 114/9, 120/2 ve Tarife gereğince heseplanan 60 TL toplam gider avansını yatırmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmiş ise de; gider avansının kanunda işaret edildiği gibi mahkeme veznesine yatırılacağı belirtilmiş değildir. Kesin süre verilirken, yapılacak işlemlerin açık ve anlaşılır olması gözetilmelidir. Davacı taraf, kesin süre içinde 20.12.2011 tarihinde PTT
aracılığıyla talep edilen avansı yatırmıştır. Bir sonraki celse 12.01.2012 tarihi olup, avansın mahkeme veznesine yatırılmaması nedeniyle celse kaybı da söz konusu değildir. Bu durumda mahkemenin; iki haftalık sürenin geçtiğinden bahisle, davanın usulden reddi doğru görülmemiştir. İşin esası incelenip, oluşacak sonuç doğrultusunda hüküm kurulmalıdır.” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Söz konusu bozma ilamı uyarınca mahkemece; istirdat davasının bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiği, davacının yaptığı ödeme tarihlerinden itibaren bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, ayrıca davacının ... İcra Hukuk Mahkemesinin 2007/158 esas sayılı dosyasında verdiği dilekçede istirdat talebinden vazgeçtiği, beyanının davacıyı bağlayıcı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davacının dava dışı kişinin borcu için kefil olduğu, emekli maaşından kesinti yapılmasına muvafakat verdiği, daha sonra kefalet ve maaş haczinin iptali amacıyla İcra Hukuk Mahkemesinde şikayette bulunduğu, şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verildiği, işbu davada 2006/8-2008/7 dönemleri arasındaki kesintilerin talep edildiği, davalı tarafından hak düşürücü süre ve ... İcra Hukuk Mahkemesinin 2007/158 esas sayılı dosyasında verdiği dilekçede istirdat talebinden vazgeçtiğine yönelik savunmada bulunulduğu, mahkeme bu yönde usulden hem esastan davanın reddine karar verildiği görülmektedir.
O halde; davalının 11.04.1940 gün ve 15/70 sayılı YİBK gerekçesinde de açıklandığı üzere hak düşürücü süre itirazı mevcut olduğuna göre, öncelikle bu yönden inceleme yapılarak itiraza konu hak düşürücü sürenin geçtiğinin anlaşılması durumunda artık esas hakkında incelenmeye devam olunmayıp, davanın bu yönde reddi gerekir. Davanın usulden reddi, işin esasının incelenmesine engel teşkil eder. Buna rağmen mahkemece, davanın hem usulden, hem de esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.