2. Ceza Dairesi 2020/16487 E. , 2020/9229 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
5271 sayılı Kanun’un 231. maddesinin 8. fıkrasında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde, denetim süresi içinde dava zamanaşımının duracağı ve maddenin 11. fıkrasında, denetim süresi içinde kasten yeni suç işlenmesi halinde mahkemece hükmün açıklanacağı düzenlenmiş olup, duran zamanaşımının, denetim süresi içinde işlenen suçtan dolayı verilen hükümlülük kararının kesinleşmesi koşuluyla suçun işlendiği tarihte yeniden işlemeye başlayacağı, dosya kapsamına göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 12/11/2009 tarihi itibariyle duran zamanaşımının kesinleşen sonraki mahkûmiyete konu suçun işlendiği 16/03/2011 günü yeniden işlemeye başladığı, bu nedenle zamanaşımının dolmadığı belirlenerek yapılan incelemede;
Suça sürüklenen çocuk hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğine dair karar yerinde gösterilen ve dosya kapsamına uygun olan gerekçe yeterli görülmekle, tebliğnamedeki “1. No’lu” bozma düşüncesine iştirak edilmemiş; dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- 5237 sayılı TCK’nın 7/2 ve 5252 sayılı Kanun’un 9/3. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuk yararına olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkacak sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı gözetilip, anılan Kanun’un 142. maddesinde tanımlanan hırsızlık suçu ile 765 sayılı TCK"nın 493/1. maddesinde yer alan suçun öğelerinin farklı olduğu nazara alınıp; somut olayda, suça sürüklenen çocuk ...’nun’nin, temyiz kapsamında olmayan diğer suça sürüklenen çocuklar ... ve ... ile birlikte, olayla ilgili şikayeti bulunmayan mağdur ...’ın suç tarihinde gece vakti kapıları kilitli ve camları kapalı olarak yol kenarına park ettiği aracının kapı kilidini bıçak ile zorlayarak açıp, araç içinden 1 adet oto teybini çalması şeklinde gerçekleşen eyleminin, 765 sayılı TCK"nın 493/1-son, 522 (pek hafif- koşulları varsa), 523, 55/3, 59. maddeleri (647 sayılı Kanun’un 4. maddesi de değerlendirilerek) ile 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b, 143/1, 31/3, 168/1, 62. maddelerinde (aynı Kanun’un 50/3, 50/1-a, 52. maddeleri de değerlendirilerek) düzenlenen hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilerek, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK’nın ilgili maddeleri uyarınca ayrı ayrı uygulamalar yapılıp, cezalar belirlenerek, sonuç cezaların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik kovuşturma ile denetime olanak vermeyecek şekilde yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- İncelenen temyize konu dosyada soruşturma evraklarının ve suça sürüklenen çocuk hakkında yapılan ihbar bildiriminden önceki kovuşturma evraklarının onaylı fotokopi olarak bulunduğu, ilk kovuşturmada 2006 ve 2007 yıllarında yapılan bir kısım duruşma tutanaklarının dosyada ve UYAP’ta bulunmadığı, 12/12/2005 tarihli tensip zabtında oto teybi fiyatlarından anlayan bir bilirkişinin tespiti ile ilgili ara karar kurulduğunun da anlaşılması nedeniyle ihbar bildiriminden önceki yargılamaya ilişkin Mahkemenin 2005/579 Esas sayılı dava dosyasının, aynı eylemin diğer suça sürüklenen çocuğu ... hakkında temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen Kocaeli Çocuk Mahkemesinin 2014/644 Esas, 2014/1032 Esas sayılı dava dosyası içerisinde bulunabileceği gözetilerek, anılan dava dosyasının aslı veya denetime elverişli, okunaklı onaylı suretinin getirtilerek dosya içerisine konulması,
3- Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20/11/2018 tarihli ve 2016/6-986 E., 2018/554 K. sayılı içtihadında belirtildiği üzere 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 35. maddesi ve Çocuk Koruma Kanunu"nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 20 ve 21. maddeleri uyarınca; fiil işlendiği sırada 15-18 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocuğun işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, mahkemece sosyal inceleme raporu alınmama gerekçesi kararda gösterilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
4- Kabule göre de;
Suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b, 143/1. maddeleri uyarınca belirlenen 2 yıl 2 ay 12 gün hapis cezasından, aynı Kanun’un 31/3. maddesi uyarınca suç tarihine göre uygulanması gereken ½ oranında indirim yapılarak 1 yıl 1 ay 6 gün hapis yerine hesap hatası sonucu 1 yıl 5 ay 18 gün hapis cezasına hükmedilmesi, devamla, aynı Kanun’un 168/1. maddesi uyarınca 2/3 oranında ve 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirimler yapılarak 3 ay 20 gün hapis yerine 4 ay 26 gün hapis cezası belirlenmesi ve devamla hükmedilmesi gereken 3 ay 20 gün hapis cezasının TCK’nın 50/3, 50/1-a, 52. maddeleri uyarınca (mahkemenin takdirine göre) günlüğü 20,00 TL’den 2.200,00 TL adli para cezasına çevrilmesi yerine, hesap hatası ile belirlenen 4 ay 26 gün hapis cezasının TCK’nın 50/3, 50/1-a, 52. maddeleri uyarınca günlüğü 20,00 TL’den 2.920,00 TL adli para cezasına çevrilip, 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca da sonuç cezanın 2.240,00 TL adli para cezası olarak belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmünn bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 23/09/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.