14. Hukuk Dairesi 2014/7331 E. , 2014/8514 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ünye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/09/2013
NUMARASI : 2011/552-2013/508
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.09.2011 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin men"i, birleştirilen dosyada 12.08.2011 tarihinde geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın (müdahalenin men"i) konusuz kalması nedeniyle hüküm kurulmasına yer olmadığına, geçit davasının kabulüne dair verilen 17.09.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi K.. T.. ve A.. U.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Asıl dava mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi, birleştirilen dava geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Taraflar karşılıklı olarak davaların reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, asıl davanın konusuz kalması nedeniyle hüküm kurulmasına yer olmadığına, birleştirilen geçit hakkı davasının kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, asıl davanın davacısı (birleştirilen davanın davalısı) K.. T.. ile birleştirilen davanın davacısı (asıl davanın davalısı) A.. U.. temyiz etmişlerdir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir. Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır. Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir. Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Somut uyuşmazlığa gelince;
Hükme esas alınan 21.11.2012 tarihli bilirkişi raporunun eki niteliğindeki krokide 1 no"lu güzergah olarak yeşil renkle gösterilen geçit güzergahının Dairemiz"in geçit kurulmasına ilişkin ilkelerine aykırı olarak üzerinden geçit kurulan ..parsel sayılı taşınmazın ekonomik kullanım bütünlüğünü bozacak şekilde parseli ikiye ayırdığı anlaşılmaktadır.
Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmesi, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmaması gerekir. Buna göre mahkemece kadastro paftasında etrafta gösterilen yollara en kısa ve ekonomik olarak nasıl çıkılabileceği yeniden değerlendirilerek bilirkişi raporunda gösterilen 2 ve 4 no"lu güzergahlar üzerinde de durulmalı, davalılara en az zarar verecek seçenek saptandıktan sonra fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesine uygun biçimde hüküm kurulmalıdır.
Diğer yandan geçit hakkı davasının davalısı olan E.. A.."ın karar başlığında taraf olarak gösterilmemiş olması da doğru görülmemiş, belirtilen nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl davanın davacısı (birleştirilen davanın davalısı) K.. T.."nun temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre K.. T.."nun diğer temyiz itirazlarıyla birleştirilen davanın davacısı (asıl davanın davalısı) A.. U.."ın bütün temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 25.06.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.