Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/21731
Karar No: 2016/12326
Karar Tarihi: 06.06.2016

Tehdit - hakaret - görevi yaptırmamak için direnme - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/21731 Esas 2016/12326 Karar Sayılı İlamı

18. Ceza Dairesi         2015/21731 E.  ,  2016/12326 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Tehdit, hakaret, görevi yaptırmamak için direnme
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre ve sanık ... hakkında, hakaret suçundan açılan kamu davası hakkında zamanaşımı içinde hüküm kurulabileceği ve yasa yoluna konu bir hükmün de bulunmadığı anlaşılmakla, dosya görüşüldü:
    Temyiz isteklerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    1) Sanık ... hakaret ve tehdit suçlarından; sanık ... hakkında tehdit suçundan; sanıklar ... ve ... hakkında tehdit suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Sanıklar ..."a yükletilen tehdit ve hakaret; sanıklar ..."a ve ..."e yükletilen tehdit eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
    Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
    Sanıkların tehdit suçunu birden fazla kişi ile birlikte işlemiş olmalarına karşın TCK"nın 106/2-c gereğince hüküm kurulması gerektiği gözetilmeyerek, eksik cezaya hükmolunmuş ise de aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
    Anlaşıldığından sanıklar ..., ... ve ..."in ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
    2) Sanıklar ..., ... ve ... hakkında kamu görevlisine karşı görevi yaptırmamak için direnme suçundan; sanık ... hakkında hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından kurulan hükümlerin temyizine gelince;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    a) Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında kamu görevlisine karşı görevi yaptırmamak için direnme suçu yönünden yapılan incelemede;
    Görevi yaptırmamak için direnme suçuyla korunan hukuki yarar, kamu idaresinin güvenilirliği ve işleyişi olup; bu suçta, kamu faaliyetlerine kişilerin saygı göstermelerinin sağlanması ve kamu görevlerinin yerine getirilmesini dolayısıyla da kamu görevini yerine getirenleri engellemeye yönelik fiillerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Bunun dışında, kendisine verilen görevi yerine getirmekte olan kamu görevlisine karşı cebir veya tehdit fiili gerçekleştirilmiş bulunulması durumunda görevli memurların, bireysel özgürlüğü ve beden bütünlüğünü de korunmaktadır. Maddede düzenlenen görevini yaptırmamak için direnme suçu, seçimlik hareketli bir suç olup kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanılması ile suç oluşmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, öncelikle engellenmek istenen işin o kamu görevlisinin görevine giriyor olması zorunludur. Kamu görevlisinin kendisine verilen görevi yerine getirmesini engellenmesine karşı yasal düzenlemeyle görevli memura yönelik koruma sağlamaktadır. TCK cebir terimi maddi ve manevi zorlamayı içermektedir. Maddi cebir yaralama suçu oluşturacak şekilde bir şiddet içerdiği, şiddetin de bireye yönelik fiziksel güç kullanılması olarak tanımlandığı kabul edilmektedir. TCK 265/1. maddesinde tanımlanan cebir öğesi, görevini yerine getirmeye çalışan kamu görevlisine karşı fiziki güç kullanılmasıdır. Cebrin sınırı, kasten yaralama suçunun temel şekli veya daha az cezayı gerektiren hâli kapsamında olmalıdır. Cebirle, kasten yaralamanın neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerine sebebiyet verilirse, fail ayrıca bu suçtan da beşinci fıkra uyarınca cezalandırılacaktır. Cebir veya tehdidin alenî olması şart değildir. Bu manada cebir ve tehdit, kamu görevlisinin görevini yerine getirmesini engellemeye elverişli, doğrudan kamu görevlisine yönelik ve ortadan kaldırılmadığı sürece göreve devam edilmesine engel olan güç kullanılmasını ifade eder. Bu açıklamalar çerçevesinde,
    i) Sanık ... yönünden; 27/06/2010 tarihli olay yakalama ve muhafaza altına alma tutanağında sanığın sadece kolluk görevlilerine karşı hakaret eyleminde bulunduğuna dair tespite yer verildiği, yargılamanın aşamalarında dinlenen ve olay günü görevli olan polislerin ifadelerinde, sanığın cebir ya da tehdit kullandığına dair somut bir isnada yer vermedikleri, sadece soyut olarak mukavemette bulunduklarını ifade etmeleri, sanığın değişmeyen savunmalarında üzerine atılı suçu kabul etmediğinin anlaşılması karşısında, sanığın hangi görevi yaptırmamak için ne şekilde direndiği, delillere dayalı alarak açıklanmadan, sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurulmak suretiyle CMK"nın 230/1-b maddesine aykırı davranılması,
    ii) Sanık ... yönünden; 27/06/2010 tarihli olay yakalama ve muhafaza altına alma tutanağında sanığın, elinde bıçak ile koşarak kavga ettiği karşı gruba saldırdığı, şahsın engellenerek polislerce yakalanmaya çalışıldığı sırada, dur ihtarına uymayarak tekrar parka doğru kaçtığı ve elinde bulunan bıçağı çimlerin üzerine attığı, sonrasında etkisiz hale getirildiğinin tespit edildiği, yargılamanın aşamalarında dinlenen mağdur ... ve ..."m bu hususu doğruladığı, sanığın değişmeyen savunmalarında üzerine atılı suçu kabul etmediğinin anlaşılması karşısında, sanığın hangi görevi yaptırmamak için ne şekilde direndiği, delillere dayalı alarak açıklanmadan, sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurulmak suretiyle CMK"nın 230/1-b maddesine aykırı davranılması,
    iii) Sanık ... yönünden; 27/06/2010 tarihli olay yakalama ve muhafaza altına alma tutanağında sanığın, polislere hitaben “sizinle savcılıkta görüşeceğiz” şeklinde sözler sarf ettiğinin belirtildiği, mağdur polis ..."nun 24/06/2010 tarihli, mağdur polis ..."un ise 29/06/2010 tarihli kolluk ifadelerinde, sanığın kavga sırasında grup içinden alındığı sırada bu şekilde söz sarf ettiğini ifade ettikleri, buna karşın mağdur polis ..."nun 29/06/2010 tarihli, mağdur polis ..."ın ise 24/06/2010 tarihli kolluk ifadelerinde sanığın polislere hitaben “sizin adreslerinizi alıp bunun hesabını size soracağız” şeklinde tehditte bulunduğunu ifade etmeleri, mağdurlar ... ve ..."in ifadelerinde belirttiği bu hususa, 24/06/2010 tarihli tutanakta yer verilmediği, bu tutanağın aynı zamanda bu mağdurlar tarafından da imzalandığı, aynı olay içerisinde bulunan mağdurların beyanları arasında tutarlılık bulunmadığı, sanığın değişmeyen savunmalarında suçlamayı kabul etmediğinin anlaşılması karşısında, mahkemece mağdurların beyanları arasındaki çelişki giderilerek, olay tutanağının mağdurlara açıklattırılması, direnme suçunda aranan cebir ya da tehdit unsurunun ne şekilde oluştuğunun şüpheye mahal bırakılmayacak şekilde tespit edilmesi ve sanığın hangi görevi yaptırmamak için direndiği kararda tartışılması gerekirken, yetersiz gerekçeyle sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması,
    b) Sanık ... hakkında kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçu yönünden yapılan incelemede;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 2012/6-1307 esas ve 2013/151 sayılı kararında açıklandığı üzere, soruşturma aşamasında elde ettiği delillerden ulaştığı sonuca göre iddianameyi hazırlamakla görevli iddia makamı, düzenlenen iddianame ile CMK"nun 225/1. maddesi uyarınca kovuşturma aşamasının sınırlarını belirlemektedir.
    Bu bakımdan iddianamede, yüklenen suçun unsurlarını oluşturan fiil/fiillerin nelerden ibaret olduğunun hiçbir tereddüte yer bırakmayacak biçimde açıklanması zorunludur. Böylelikle sanık; iddianameden üzerine atılı suçun ne olduğunu hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde anlamalı, buna göre savunmasını yapabilmeli ve delillerini sunabilmelidir. Bu itibarla yapılan incelemede, sanık hakkında hakaret suçuna yönelik usulüne uygun olarak açılmış bir davanın bulunmadığının anlaşılması karşısında, iddianamede yer verilmeyen eylemden dolayı sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Kabule göre de;
    c) 27/06/2010 tarihli olay yakalama ve muhafaza altına alma tutanağında Sanık ..."un, elinde bıçak ile koşarak kavga ettiği karşı gruba saldırdığı, şahsın engellenerek polislerce yakalanmaya çalışıldığı sırada, dur ihtarına uymayarak tekrar parka doğru kaçtığı ve elinde bulunan bıçağı çimlerin üzerine attığının tespiti karşısında, direnme suçunun silahtan sayılan bıçak ile ne şekilde işlendiğinin kararda açıklanmaması,
    d) Sanıklar hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan hüküm kurulurken, önce temel cezanın belirlenmesi, zincirleme suç hükmüne dair TCK"nın 43. maddesinin ise belirlenen temel ceza üzerinden uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    e) TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin düzenleme, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmiş olmasına karşın, sanık ... hakkında uygulanma olanağı bulunmayan bu madde gereğince hak yoksunluğuna hükmolunması,
    Kanuna aykırı ve sanıklar ..., ..., .... ve ..."in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye kısmen aykırı olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas mahkemesine gönderilmesine, 06/06/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi