8. Hukuk Dairesi 2018/9422 E. , 2019/5770 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Çerkezköy 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi hükmüne karşı, davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş, bu kez davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını duruşmalı olarak temyiz etmesi üzerine duruşma isteğinin miktar itibariyle reddine karar verilmiş olmakla Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı ... vekili, davalı adına olan taşınmaz nedeniyle 58.000,00 TL alacağın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm, esasına yönelik olarak davacı vekili, vekalet ücretine yönelik olarak davalı vekili tarafından istinaf edilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilin istinaf başvurusunun kabulü ile 4.750,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, karara karşı, davacı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.
Dosya muhtevasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirmesine göre, davacı vekilinin esasa yönelen temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Bölge adliye mahkemesi tarafından istinaf istemiyle önüne gelen dosya ve karar bir bütün olarak değerlendirilerek, HMK’nin 353/1-b maddesinde yer alan “b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1) İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, 3) Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir” düzenlemesi uyarınca, davanın hangi kısmı ile ilgili olursa olsun, istinaf isteminin kısmen bile kabulüne karar verilecek olsa dahi, şayet yeniden hüküm kurulacak ise, İlk Derece Mahkemesi kararının tamamen kaldırılması ve tüm hükümlerin yeniden kurulması gerekir. Bölge Adliye Mahkemeleri, bir yandan hukuki denetim yapan mahkemeler iken diğer yandan vakıa incelemesi de yapan mahkemelerdir. İlk Derece Mahkemelerince yapılan vakıa incelemesi Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yerinde bulunmadığı takdirde İlk Derece Mahkemesi kararı bütünüyle ortadan kaldırılmalı ve infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde yeniden bir hüküm kurulmalıdır. Aksi halde, aynı dosyada infazı kabil birden fazla kararın ortaya çıkması tehlikesine ve HMK’nin 297. ile 359. maddelerine aykırı olarak infazda tereddüte sebebiyet verilebilecektir. Keza, İlk Derece Mahkemesi kararı hakkında kısmen esastan ret, kısmen kabul verilip, sadece kabul olunan kısım yönünden kararın kaldırıldığı hallerde, böyle bir kararın bozulması durumunda bozma sonrası davaya bakacak mahkeme konusunda da belirsizlik ortaya çıkabilecektir.
Bu nedenle somut olayda, yukarıda açıklandığı şekilde istinaf başvurusunun kısmen dahi olsa kabul edildiği durumda öncelikle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi halinde de yeniden tüm talepler bakımından hüküm kurulması gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından usule ve yasal düzenlemelere aykırı şekilde, bir yandan davacı vekilinin istinaf taleplerinin HMK’nin 353/(1)-b.1 maddesi gereği esastan reddine karar verilirken, diğer yandan davalı vekilinin HMK’nin 353/(1)-b.2 maddesine göre vekalet ücretine yönelik istinaf talebinin kabul edilmesine rağmen, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmaması, ayrıca kanunda yer almadığı şekilde yalnızca İlk Derece Mahkemesi hükmünün vekalet ücreti ile ilgili bölümü yönünden hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle HMK’nin 371. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 12.06.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi