15. Hukuk Dairesi 2018/3639 E. , 2018/3814 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinin bir türü olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptâl-tescil ve alacak davasıdır. Davacı yüklenici sahibi, davalı ise arsa sahibidir.
Davacı yüklenici vekili; Davacı yüklenici ve arsa sahibi davalı arasında ... 9. Noterliğinin 10.01.2012 tarih ve 1095 yevmiye sayılı kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşmeye uygun olarak bina inşa edildiğini, davalının paylaştırma planında görünen bir kısım bağımsız bölümlerin davacı firmaya ihtarnameye rağmen vermediğini, davacı firma ile arsa sahibinin payları % 50 eşit oranında paylaşıma tabi tutulduğunu, davacı firmaya ait olan 3. kat 9 nolu, 4. kat 13-14-15-16 nolu toplam 5 adet bağımsız bölümün tapusunu davacı firmaya devre yanaşmadığını, ihtarname ile bahse konu bağımsız bölümlerin tapusunun talep edildiğini, makbuzlarla davalı tarafa sözleşme uyarınca teslim edilen 100.000,00 TL teminatın iadesi istenmiş olup davalı yan teminatı iadeye ve tescile yanaşmadığını belirterek davacı tarafa ait dava konusu parselde inşaa edilen 9-13-14-15 16 nolu 5 adet bağımsız bölümün tapuda davalı adına olan kayıtların iptâli ile davacı adına tescilini, davalıya teminat olarak teslim edilen 100.000,00 TL nakit paranın ihtar tarihi olan 05.06.2014 tarihinden itibaren reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, toplam 9.000,00 TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı firmaya ödenmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı arsa sahibi vekili, davalı ile davacı arasında sayılı kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşme uyarınca bina yapımı hususunda tarafların anlaştığını, 19.01.2912 tarihli eser sözleşmesine göre inşaatın bitim süresinin 1 yıl olduğu, bu sürenin başlangıcı sözleşme tarihinden itibaren 6 ay içinde alınması zorunlu olan inşaat ruhsatının alındığı tarihin olduğunu, inşaatın davalıya teslim tarihinin en geç 10.07.2013 tarihi olduğunu, davalıya fiilen teslim yapılmadığı gibi davalı tarafa gönderilen dilekçe ekindeki ihtarnamelere de olumlu cevap verilmediğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar
verilmiş, verilen kararın istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’nce istinaf incelemesine konu karar, 17.04.2017 tarih, 2017/110 Esas, 2017/104 Karar, sayılı kararı ile hüküm gerekçe uyuşmazlığı, 16 nolu bağımsız bölüm ile ilgili karar verilmediği ve ihtarname tebliğ mazbatalarının eksikliği gerekçesi kaldırılarak tekrar ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi, Bölge Adliye Mahkemesinin kararına uyarak tekrar 17.10.2017 tarih, 2017/130 Esas ve 2017/373 Karar Sayılı kararı vermiş, bu karar davalı vekilinin istinafı üzerine tekrar ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmiş ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi"nce istinaf incelemesinde bir dosyada 20.07.2016 tarihinden önce HUMK hükümlerine göre temyize tabi nihai bir karar verilmiş ise, bu karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olsa bile o dosyada kesinleşinceye kadar verilecek tüm kararlar HMK hükümlerine göre istinafa tabi olmayıp doğrudan HUMK hükümlerine göre temyize tabidir, gerekçesi ile dosyanın ilgili Yargıtay dairesine gönderilmek üzere geri çevirme kararı verilmiş ve dosya Dairemize intikal etmiştir.
Öncelikle dosyanın hangi yasa yoluna tabi olduğu ve hangi kararın incelenmesi gerektiği değerlendirilip açıklanmalıdır.
6100 sayılı HMK geçici 3/2. maddede; bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun"un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun"la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454"üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı, bu kararlara ilişkin dosyaların bölge adliye mahkemelerine gönderilemeyeceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme nedeniyle bir dosyada 20.07.2016 tarihinden önce HUMK hükümlerine göre temyize tabi nihai bir karar verilmiş ise bu karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olsa bile o dosyada kesinleşinceye kadar verilecek tüm kararlar HMK hükümlerine göre istinafa tabi olmayıp doğrudan HUMK hükümlerine göre temyize tabidir. Bu nedenle daha önce HUMK hükümlerine göre temyize tabi olarak görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmiş ise bu karar temyiz edilmemiş olsa bile sonrasında dosyanın gönderildiği mahkemece verilen karar dahi HUMK hükümlerine göre temyize tabi olacaktır. HMK geçici 3/2. maddedeki ilk düzenlemede “aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan” ibaresi değiştirilerek “kararlar” ibaresi getirildiğinden bu değişiklik açıkça bu sonucu gerektirmektedir.
Somut olayda, kanun yoluna başvurulan yerel mahkemenin davanın kısmen kabulüne dair verdiği karar 13.12.2016 tarihli olup kural olarak istinaf kanun yoluna tabi ise de, öncesinde 18.09.2014 tarihinde ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2014/716 Esasına kayıtlı olarak açılan davada 22.09.2014 gün 2014/211 sayılı kararla mahkemenin görevsizliğine, dosyanın ... Asliye Hukuk Mahkemesi"ne gönderilmesine karar verilmiş, bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Bu haliyle Bölge Adliye Mahkemeleri"nin göreve başlama tarihlerinden önce ilk derece mahkemesince niteliği ne olursa olsun nihai karar verilmiş olmakla, dosyada, esas hakkında verilecek kararlara karşı kesinleşinceye kadar başvurulacak kanun yolunun istinaf değil temyiz kanun yolu olduğu anlaşıldığından, verilen ilk karara karşı gidilen istinaf kanun yolunun ve bu talep üzerine verilen 17.04.2017 tarih, 2017/110 Esas, 2017/104 Karar, sayılı kararının usul ve yasaya uygun olmadığı değerlendirilerek bu kararın ve bu karar üzerine ilk derece mahkemesinin verdiği 17/10/2017 tarih,2017/130 Esas ve 2017/373 Karar sayılı kararı yok hükmünde sayılarak Dairemizin ilk verilen ve esasa ilişkin
olan ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 13.12.2016 tarih, 2014/489 Esas, 2016/256 karar sayılı kararının temyiz incelemesini yapmakla görevli ve yetkili olduğu kabul edilmiştir.
Bu açıklamalardan sonra davalının temyiz itirazlarına gelince;
6100 sayılı HMK"nın Hükmün Kapsamı başlıklı 297. maddesinin 2. bendi hükmüne göre; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli ve zorunludur.
Mahkemece, ... ili,... ilçesi, ... Mahallesi ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki 9,13,14,15 ve 16 nolu bağımsız bölümler dava konusu edilmesine rağmen 16 nolu bağımsız bölüm ile ilgili karar verilmemesi doğru olmamıştır.
O halde mahkemece yapılması gerekli iş; davacı talebi nazara alınarak hükmün icrasında tereddüde meydan vermeyecek şekilde 6100 sayılı HMK"nın 297.maddesine uygun olarak tüm talepler açısından karar vermekten ibaret olmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 15.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.