17. Hukuk Dairesi 2019/2730 E. , 2020/4911 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkili bankanın İzmir Buca Şube Müdürlüğünce davalı ... ile imzalanan genel kredi sözleşmesi gereği davalıya kredi kullandırıldığını, ancak borç ödenmeyince İzmir 7. İcra Müdürlüğünün 2013/12188 sayılı dosyası üzerinden borçlu ve kefil hakkında icra takibi başlatıldığını, icra dosyasına konu alacaklarının tahsilini teminen borçlular hakkında alınan haciz talimatlarına rağmen yapılan haciz işlemlerinden olumlu bir sonuç alınamadığını, davalılardan ... adına kayıtlı iken 23/08/2013 tarihinde diğer davalı ..."a devredilen ... plakalı, 04/09/2013 tarihinde diğer davalı ..."ya devredilen ... plakalı, 16/09/2013 tarihinde diğer davalı ..."e devredilen ...plakalı, 16/05/2013 tarihinde diğer davalı ..."a devredilen ... plakalı ve 16/07/2013 tarihinde davalılardan ..."e devredilen ... plakalı araçların alacaklılarından mal kaçırmak amacı ile devredildiğini
belirterek İİK."nun 277 ve devamı maddeleri gereği bu işlemlerle ilgili tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; kati aciz belgesinin alınması gerektiğini, müvekkilinin Volem Nakliyat isimli şahıs firması ile yıllardır nakliye işi yaptığını, davaya konu ... marka kapalı kasa ticari ... plakalı aracı da bu işinde kullanmak amacı ile diğer davalı ..."den iyi niyetli olarak satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; müvekkilinin oto alım satım işi ile uğraştığını, aracın 25.000,00 TL bedel ile peşin satın alındığını, müvekkilinin satıcıya herhangi bir borcunun kalmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; davacı ile müvekkili arasında hukuki veya ticari ilişki olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; müvekkilinin ... plakalı aracı nakliye işinde kullanmak üzere 25.000,00 TL bedel ile satın aldığını, müvekkilinin nakliye işi ile iştigal etmesi nedeni ile adına kayıtlı başkaca araçlarda bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...; aracın 28.000,00 TL bedelle satımı konusunda anlaştıklarını ancak satıcının kredi borcundan dolayı aracın kaydında rehin şerhi bulunduğu için Yapı Kredi Bankası ... Şubesine 26.000,00 TL bedeli ödeyip rehni kaldırdığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davacı tarafından davalılar ..., ... ve ... aleyhine açılan ispatlanamayan davanın reddine, davacı tarafından davalılar ..., ... ve ... aleyhine açılan davanın HMK. nun 150/5 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerektiği, bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği, özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığının incelenmesi, aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılması gerektiği, keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmeli, öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Dava konusu araçlardan ... plakalı araç davalı borçlu ... tarafından davalı 3.kişi ...’a 25.000,00 TL bedelle, yine ... plakalı araç davalı borçlu ... tarafından davalı 3.kişi ...’ya 4.500,00 TL bedelle devredilmiş olup mahkemece bu araçların tasarruf tarihindeki gerçek değerlerinin bilirkişi raporu alınarak belirlenmesi ve buna göre bedel farkı bulunup bulunmadığı araştırılması gerekirken bilirkişi raporu alınmadan ve buna göre bedel farkı değerlendirilmeden yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-İİK’nin 280/son fıkrasına göre ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kastıyla hareket ettiği kabul olunur, karinenin ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğini veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunu ispatla çürütülebilir hükmü gereğince ticari işletme devri yönünden tasarrufun değerlendirilmesi gerekir.
Somut olayda, Davalı borçlu ... vekili; müvekkilinin nakliye işi ile uğraşıp işinin gereği olarak değişik zamanlarda taşıma işinde kullanılmak üzere taşıtlar aldığını, işlerinin iyi gitmemesi üzerine de sahibi olduğu bu araçları devrettiğini beyan ettiğine göre araç devrine ilişkin tasarrufların; İİK’nın 280/son maddesi gereğince, ticari işletme devri mahiyetinde ya da davalı borçlu ...’in üzerine kayıtlı olan başka araçlar olup olmadığı da araştırılarak söz konusu tasarrufların ticari işletmenin mühim bir kısmının devri niteliğinde değerlendirilip değerlendirilemeyeceği mahkemece tartışılmadan hüküm tesisi de isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 07/09/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.