2. Hukuk Dairesi 2020/557 E. , 2020/2069 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma - Ziynet Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri ile reddedilen ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının ve birlikte açılan ziynet alacağı davasının, ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, "Davalı ..."ın iş kazası geçirerek malul kaldığı tarihe kadar tarafların arasında herhangi bir anlaşmazlığın bulunmadığı, söz konusu kazadan sonra davalının ailesi ile davacı arasında anlaşmazlıkların baş gösterdiği ancak söz konusu kazadan sonra davalının ailesi ile yaşanan sıkıntılar nedeniyle davalıya herhangi bir kusur atfının mümkün olmadığı, bu bakımdan davalı ..."ın kusursuz olduğu, davacı asılın ise; genel kabule göre kazadan sonra eşinin bakımıyla ilgilenmesi gerektiği, söz
konusu zor günlerinde davalı eşine destek olmasının evlilik birliğinin davacı kadına yüklediği edimlerden biri olduğunun kabulü halinde dahi davacı tarafın iddiası doğrultusunda evden atılmış olması ve bu durumda eşine bakmasının mümkün olmaması karşısında, davalı tarafın iddiası dolayısıyla oluşan bir başka ihtimalde de davacının yine rızası dışında zorla babası tarafından götürülmüş olduğunun kabulü halinde davacı tarafa da kusur atfetmeninin mümkün olmadığı, bu bakımdan her iki tarafında kusursuz olduğu" gerekçesiyle her iki tarafın kusursuz olduklarının kabulüyle, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, çocuk lehine aylık 400 TL tedbir/iştirak nafakası ile kadın lehine aylık 250 TL tedbir nafakası takdiri ile kadının yoksulluk nafakası, tazminat ve ziynet alacağı taleplerinin reddine karar verilmiştir. Hükme karşı davacı kadın tarafından kusur belirlemesi ve reddedilen tüm talepleri yönünden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, istinaf incelemesini yapan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince, eşini zor gününde terk eden davacı kadının tam kusurlu olduğu, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle istinaf taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir.
İlk derece mahkemesince, tarafların kusursuz oldukları kabul edilerek boşanmalarına karar verilmiştir. Bu durumda boşanma davasının reddi gerekirken, kabulü doğru görülmemiştir. Ne var ki, boşanma kararı temyizin kapsamı dışında kalarak kesinleştiğinden bu husus bozma sebebi yapılmamış, tenkit edilmekle yetinilmiştir.
2- Davacı kadının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bentler dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
b) Davalı tarafından istinaf talebinde bulunulmadığı, sadece davacı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu halde ve ilk derece mahkemesince kusursuz olduğu kabul edilen kadının, bölge adliye mahkemesince, eşini zor gününde terk ederek tam kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
c) Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir (TMK m.175). Yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının kusursuz olduğu, kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları oluştuğu halde, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
d) Davacı kadın, dava dilekçesinde davalı erkeğin ailesi tarafından evden atıldığını, ziynetlerinin verilmediğini belirterek ziynetlerin bedelinin iadesini istemiş, davalı taraf ise cevap dilekçesinde ziynet eşyalarını davacı kadının giderken yanında götürdüğünü kaldı ki talep edilen kadar ziynet eşyası takılmadığını savunmuştur. Mahkemece ziynet alacağı davasının reddine hükmedilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, tanık beyanları ve düğün fotoğraflarına göre ziynetlerin varlığı sabit olup, davacı kadının tanıklarının beyanlarına göre, davacı kadının erkeğin ailesiyle birlikte yaşadığı evden erkeğin ailesi tarafından kovulduğu, kadının babasının kadını almaya gittiği, daha önce altınların kadın tarafından götürüldüğünün de ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Öyleyse kadının ziynet alacağı davasının kabulü gerekirken, yazılı gerekçe ile ziynetlere ilişkin talebin reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2/b, 2/c ve 2/d bentlerde gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 2/a bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 11.03.2020 (Çrş.)