Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/3500 Esas 2019/1013 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3500
Karar No: 2019/1013
Karar Tarihi: 14.03.2019

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/3500 Esas 2019/1013 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Şikayetin yapılan yargılaması sonucunda, sıra cetvelindeki sıraya şikayetin usulden reddine karar verildi. Şikayetçi vekili, borçlunun mevduatlarının haczi için gönderilen müzekkerenin üzerine borçlu şirketin hesabında bulunan 11.158,13 TL'nin haczedildiğini, sıra cetvelinin iptalini talep etti. Şikayet olunanlar, şikayetin reddini istedi. Mahkeme, şikayet olunan bankanın 2. sırada bulunan alacağına herhangi bir alacağı olmadığından bahisle itiraz edildiği, sıra cetvelindeki alacağın esas bakımından da itirazın söz konusu olduğu ve görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle şikayetin usulden reddine karar verdi. Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin kararına göre temyiz süresi kişilerin mahkemeye erişim hakkını ihlal etmeyecek şekilde belirlenmelidir. Temyiz süresinin 15 gün olarak belirtildiği gerekçeli kararda, şikayetçi vekilinin temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldığı için temyiz itirazlarının incelenmesi gerektiği belirtildi. İİK'nın 142. maddesi de itiraz alacağının esas ve miktarına yönelikse genel mahkemede sonuçlandırılması gerektiğini belirtiyor. Bu nedenle mahkemenin talebe yanlış mana vererek görevsizlik kararı vermesi doğru görülmemiştir. Kararın bozulmasına karar verildi. Kanun maddeleri: İİK'nın 88. ve 142. maddeleri.
23. Hukuk Dairesi         2016/3500 E.  ,  2019/1013 K.

    "İçtihat Metni"

    Taraflar arasındaki sıra cetvelindeki sıraya şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin usulden reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -

    Şikayetçi vekili, müvekkilinin ..... olan alacağının ödenmemesi nedeniyle şirket aleyhine icra takibi başlattıklarını, takibin kesinleşmesi ve borcun ödenmemesi üzerine borçlunun tespit etmiş olduğu mevduatlarının haczi için .... haciz müzekkeresini gönderdiğini, müzekkere üzerine borçlu şirketin hesabında bulunan 11.158,13 TL.nin haczedildiğini, haczedilen bedel için alacaklı oldukları takip dosyasında sıra cetveli düzenlendiğini, 1. sırada bulunan şikayet olunan.... İİK’nın 88. maddesi uyarınca yazılan haciz müzekkeresi ile konulduğunu bu nedenle hacizlerinin haciz tarihinde hesapta bulunan meblağ ile sınırlı olduğunu, 2. sırada bulunan şikayet olunan bankanın haczinin bulunmadığını ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir.
    Şikayet olunanlar vekilleri, şikayetin reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre şikayet olunan bankanın 2. sırada bulunan alacağına herhangi bir alacağı olmadığından bahisle itiraz edildiği, şikayet olunan bankanın cevap dilekçesinde alacakları ve riskleri bulunmadığını belirttiği dikkate alındığında sıra cetvelindeki alacağın esas bakımından da itirazın söz konusu olduğu ve görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle şikayetin usulden reddine karar verilmiştir.
    Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir.
    Anayasa Mahkemesi"nin 26.02.2015 tarih ve 2013/3954 Başvuru sayılı kararında;
    ""Mahkemeye erişim hakkı adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından biridir. Mahkemeye ulaşmayı aşırı derecede zorlaştıran ya da imkânsız hale getiren uygulamalar mahkemeye erişim hakkını ihlâl edebilir. Bununla birlikte dava açma ya da kanun yollarına başvuru için belli sürelerin öngörülmesi, bu süreler dava açmayı imkânsız kılacak ölçüde kısa olmadıkça hukuki belirlilik ilkesinin bir gereğidir ve mahkemeye erişim hakkına aykırılık oluşturmaz. Ne var ki öngörülen süre koşullarının açıkça hukuka aykırı olarak yanlış uygulanması ya da yanlış hesaplanması nedeniyle kişiler dava açma ya da kanun yollarına başvuru hakkını kullanamamışsa mahkemeye erişim hakkının ihlâl edildiğinin kabulü gerekir (B. No: 2013/1718, 2/10/2013, § 27).
    Somut olayda, gerekçeli kararda temyiz süresinin 15 gün olarak belirtildiği ve şikayetçi vekilince, temyiz dilekçesinin 10 günlük yasal süre geçirildikten sonra, fakat mahkemenin temyiz süresi olarak belirttiği 15 günlük süre içerisinde verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, anılan Anayasa Mahkemesi kararları gözetilerek, mahkemece gerekçeli kararda temyiz süresinin 15 gün olarak belirtilmesi karşısında şikayetçi vekilinin temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşılmakla temyiz itirazlarının incelenmesi gerekmiştir.
    İİK"nın 142/son fıkrasına göre itiraz alacağın esas ve miktarına yönelikse genel mahkemede, kendisinin ve başka alacaklının sırasına yönelikse icra mahkemesinde sonuçlandırılır.
    Somut olayda, şikayetçinin karşı tarafın alacağının varlığı ve miktarına bir itirazı yoktur. Bu nedenle görevli mahkeme icra hukuk mahkemesi olmasına rağmen mahkemenin talebe yanlış mana vererek görevsizlik kararı vermesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 14.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.