
Esas No: 2018/12859
Karar No: 2019/2848
Karar Tarihi: 11.03.2019
Zimmet - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2018/12859 Esas 2019/2848 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zimmet
HÜKÜM : Sanık ... hakkında mahkumiyet, diğer sanıklar hakkında beraat
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Başvurularının kapsamına göre incelemenin katılan vekilinin beraat, sanık ... müdafin ise müvekkili hakkında verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarıyla SINIRLI OLARAK YAPILMASINA karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanıklar ..., ..., ... ve ... haklarında verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Bozmaya uyularak gereği yerine getirilmek, delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
CMK"nın 225/1. maddesindeki "Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir." şeklindeki düzenleme karşısında, hükmün konusunun iddianamede gösterilen eylemden ibaret olduğu, açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılması, davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 09/10/2007 gün ve 2007/11-44-200 sayılı Kararında vurgulandığı gibi, bir olayın açıklanması sırasında başka bir hadiseden söz edilmesinin o hadise hakkında da dava açıldığını göstermeyeceği ve dava konusu yapılan eylemin açıklıkla ve bağımsız olarak gösterilmesi gerektiği, bu kapsamda kamu davasına dayanak teşkil eden 24/07/2007 tarihli ve 2007/85 Esas sayılı iddianamede, sanığın Vakıflar Bankasından çektiği 18.000 TL paranın 8.000 TL"sine araç aldığı ancak 10.000 TL"sini nereye harcadığını ispat edemediği, bilirkişi raporlarında ve belediye kayıtlarında 10.000 TL"nin harcandığına ilişkin bir belge de olmadığı, sanığın da ifadesinde bu parayı nereye harcadığını söyleyemediği, bu nedenle 10.000 TL"yi mal edindiği şeklinde bir anlatıma yer verilmediği, bu itibarla bu eylemle ilgili dava açılmadığı nazara alınarak, söz konusu madde uyarınca usulen kamu davası açılması sağlanmadan belirtilen eylemin sübut bulduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Yüklenen suçu TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanık hakkında hüküm fıkrasında aynı Kanunun 53/5. maddesi gereğince hükmolunan ceza miktarının yarısı kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verildiği belirtildiği halde, sürenin verilen cezanın yarısı olan 1 yıl 4 ay 20 gün yerine hesap hatası sonucunda 1 yıl 5 ay olarak belirlenmesi,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle TCK"nın 53/1. maddesiyle ilgili yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 11/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.