20. Hukuk Dairesi 2014/6679 E. , 2014/7641 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü 225 ada 1 sayılı parsel sayılı 126.931,15 m² yüzölçümlü taşınmaz, hali arazi niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı, zilyetlik iddiasına dayanarak tespitin iptali ile kendi adına bir kısım yerin tescili istemi ile dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın kadastro tutanağının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur.
Hükmüne uyulan 20. Hukuk Dairesinin 29/11/2011 gün ve 2011/9465E-13635K sayılı kararında özetle: "Mahkemece, davacı yararına zilyetlik koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. hükme esas alınan orman bilirkişi raporuna ekli memleket haritasında, taşınmazın konumu elle işaretlenmek suretiyle gösterilmiş olup memleket haritası ve kadastro paftasının ölçekleri denkleştirilerek çakıştırılmadığından rapor denetime elverişli ve yeterli olmadığı gibi, keşif sırasında dinlenilen yerel bilirkişiler, taşınmazın davacıya babadan kalma bir yer olduğunu, üzerindeki ağaçları babasının yetiştirdiğini belirtmelerine ve bu beyanlar kadastro tespit bilirkişilerinin beyanları ile çeliştiği halde tespit bilirkişilerinin tanık olarak dinlenilerek çelişkinin giderilmesine çalışılmamıştır. Kabule göre de; dava, taşınmazın (B) işaretli 8553,55 m2’lik bölümüne açıldığı halde tamamının tespitinin iptal edilerek davacı adına tesciline karar verilmesi de isabetsizdir.
O halde; mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ile taşınmaza komşu parsel tutanakları ile dayanak belgeleri, çekişmeli taşınmaz ve komşu parsellerini birlikte gösteren ve taşınmazın doğusunda Keklikdere Köyü sınırları içinde kalan taşınmazlar yönünden kenarlaştırma yaptırılmış geniş ölçekli pafta ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; taşınmazın öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığı belirlenmeli, yerel bilirkişinin imar ve ihya ile zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları saptanmalı, taşınmazın tespitinin hali arazi olduğu gözönünde bulundurularak tespit bilirkişileri 3402 sayılı Kanunun 30/1. maddesi gereğince tanık olarak dinlenmeli ve toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır." denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kabulüne, 225 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, 14/02/2013 tarihli fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen alanın kadastro tespitinin iptaline, 8553,55 m² alanın ... adına tesciline, (A) harfi ile gösterilen taşınmazın ... Mahkemeleri"nin yetki alanında kaldığı ve dava konusu parseli kapsamadığı anlaşıldığından davacının dava açmakta muhtariyetine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından taşınmaza ilişkin zilyetlikle kazanma koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılıp 17/11/2008 - 16/12/2008 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu ve 21/05/2009 - 19/06/2009 tarihleri arasında ilân edilen arazi kadastrosu vardır.
Dosya kapsamına, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapıldığına, çekişmeli taşınmazın, bozma sonrası alınan orman bilirkişi raporundan orman sayılmayan yerlerden olduğu ve davacı yararına zilyetlikle kazanma koşulları anlaşıldığına göre davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; kadastro hâkiminin doğru sicil oluşturma görevi bulunmasına rağmen, çekişmeli 25 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümü dışında kalan alana ilişkin olarak sicil oluşturulmamış olması doğru görülmemiş ise de bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün birinci fıkrasının son cümlesinden sonra gelmek üzere, (B) harfi ile gösterilen bölüm dışında kalan alanın, 225 ada 1 parsel ve 118.377,6 m² yüzölçümlü olarak, hali arazi vasfıyla tespit gibi Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline" ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla ...M.K.’nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA 15/09/2014 günü oy birliği ile karar verildi.