Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3036
Karar No: 2021/6094

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/3036 Esas 2021/6094 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2021/3036 E.  ,  2021/6094 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
    DAVALILAR : ... VD.




    Taraflar arasında görülen davada,
    Kadastro sonucu Sorgun İlçesi ... Efendi Mahallesi çalışma alanında bulunan temyize konu 18 ada 11 ve 15 parsel sayılı sırasıyla 10.370,00 ve 18378 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar 30.04.1980 tarihinde İsmail Karaoğlan adına tespit ve tescil edildikten sonra satım yoluyla ... ve ... adına kayden tescil edilmiştir.
    Davacı ... çekişmeli taşınmazın müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına ve muris muvazaası iddiasına dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır.
    Davalı ... dava konusu taşınmazı verdiği traktör karşılığı olarak devredildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... ise cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
    İlk Derece Mahkemesince, hakdüşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesince, davacının ve davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine, kesin olarak karar verilmiş, davacı vekilinin temyiz talebi üzerine İstinaf tarafından Ek karar ile temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.
    Ek karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği görüşüldü.
    Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davası olup, yerel mahkemenin hak düşürücü süreden” davanın reddi kararına karşı davacı tarafça yapılan istinaf başvurusu bölge adliye mahkemesince esastan reddedilmiş, kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine, bölge adliye mahkemesince hükmün 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a gereğince kesin olduğu ve temyizi kabil olmadığı gerekçesi ile temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.
    Hemen belirtmek gerekir ki, hüküm tarihinden sonra 28.07.2020 tarih ve 31199 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve 7251 sayılı Kanunun 53. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen Ek- 6. maddesi “Kadastro mahkemesinin veya otuzgünlük askı ilan süresinden sonra, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan davalarda genel mahkemelerin verdiği kararlar ile orman kadastrosuna ilişkin davalarda bu mahkemelerce verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın 12.1.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulabilir"" hükmünü içermekte olup, 7251 sayılı Kanunun 63. maddesinde ise bu kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği ifade edilmiştir.
    Aksine bir düzenleme de bulunmadığı da göz önünde bulundurulduğunda, usule ilişkin hükümlerin derhal yürürlüğe gireceğine ilişkin kural uyarınca, 7251 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek-6. madde ile getirilen yasal düzenlemeye göre, ilk derece mahkemesince verilen hükmün miktar veya değerine bakılmaksızın istinaf ve temyiz incelemesine tabi olacaktır.
    Hal böyle olunca:
    1- Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 06.09.2017 tarihli ek kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 27,90 TL bakiye karar harcının temyiz edenden alınmasına, 26.10.2021 gününde kesin olmak üzere oyçokluğu ile karar verildi.



    (Muhalif)

    -KARŞIOY-


    Dava, kadastro öncesi sebebe dayalı asliye hukuk mahkemesinde açılmış tapu iptal-tescil davasıdır.
    Sayın çoğunluk ile aramızda oluşan uyuşmazlık, temyiz incelemesine konu kararın değer itibariyle verildiği anda kesin olup olmadığı, bir başka ifadeyle temyiz incelemesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Temyize ilişkin hükümler 6100 sayılı HMK da düzenlendiğine göre aynı yasanın 448. Maddesi “Zaman bakımından uygulanma” başlığıyla “ Bu kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanır.” demektedir.
    Diğer yandan 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Ek madde 6 ise “…kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan davalarda genel mahkemelerin verdiği kararlar …..miktar veya değerine bakılmaksızın 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulabilir.” şeklindedir. Söz konusu bu düzenleme 22.07.2020 tarihli 7251 sayılı yasanın 53. Maddesi ile getirilmiştir. Yürürlük tarihi ise 28.07.2020 dir.
    6100 sayılı HMK’nın geçici 3. Maddesi ise “ Bölge adliye mahkemelerinin …göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur…” şeklinde düzenlenmiştir.
    1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427/2.maddesi ise “ miktar veya değeri birmilyar lirayı geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir.” Demek suretiyle gayrımenkullere ilişkin uyuşmazlıklarda değere bakılmaksızın temyiz yolunun açık olduğu belirtilmiştir.
    HMK’nın Temyiz edilemeyen kararlar başlıklı 362. Maddesinin 1-a bendi ise “Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar.” demek suretiyle temyiz sınırını belirlemiştir. Bu miktarın her yıl yeniden değerleme suretiyle arttırıldığı izahtan varestedir.
    Bölge adliye mahkemeleri ise bilindiği üzere 20.07 2016 tarihinde faaliyete başlamıştır.
    Bu yasal düzenlemeler karşısında çözümlenmesi gereken husus; Bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20.07. 2016 ile Kadastro Yasasının ek 6. Maddesinin yürürlüğe girdiği 28.07. 2020 tarihi arasında hüküm altına alınan ve miktar itibariyle verildiği anda yasa yolu kapalı olan uyuşmazlıklar açısından ek 6. Maddenin uygulanıp uygulanmayacağı, bir başka ifade ile verildiği anda kesin olan bu kararlara karşı temyiz yolunun mümkün olup olmadığı hususudur.
    Bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtiği tarihten sonra 1086 sayılı HUMK’un 427/2 maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı yine 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. Maddesinin açık hükmüdür. 6100 sayılı yasada temyiz sınırı için gayrımenkuller açısından bir ayrım yapılmamıştır.
    3402 sayılı yasanın ek 6. Maddesinin geriye yürüyeceğine dair herhangi bir düzenleme de bulunmamaktadır. Genel kural, özel hukuk yargılamasına ilişkin kanun hükümlerinin yürürlük tarihinden sonra sonuç doğurmasıdır.
    Verildiği anda değer itibariyle istinaf veya temyiz sınırının altında kalan kararların o anda kesinleştiğinde ise şüphe yoktur. Bir kararın kesinleşmesi, ya verildiği anda miktar itibariyle kanun yoluna kapalı olması, veya kanunda açıkça kesin olduğunun belirtilmesi nedeniyle, ya da kanun yolları tüketilmek suretiyle olur. Verildiği anda kesin olan hüküm bakımından artık yargılama bitmiştir. Yargılama süreci biten bir uyuşmazlık için temyiz incelemesi mümkün değildir. Kesinlik, yargılamanın devamına engel bir durumdur. Hüküm verildiği anda kesin olduğu için artık tamamlanmış bir usulü işlem söz konusudur. Bu nedenle HMK 448.maddesi gereğince Kadastro Kanunu’nun ek 6. Maddesinin tamamlanmış işlemlere uygulanması mümkün değildir. Ayrıca kesin olan bu kararın, lehine olan taraf bakımından usulü kazanılmış hak doğuracağı da unutulmamalıdır. Usulü kazanılmış hak ilkesi kamu düzeninden olup usul hukukunun en önemli ilkelerinden biridir.
    Prof. Dr. Baki Kuru “ Miktar veya değeri temyiz (kesinlik) sınırını geçmeyen menkul (taşınır) mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir.” (HUMK hükümlerine göre) derken Hukuk Muhakemeleri Usulü 2001 Altıncı baskı 4981.sayfasında “ Kanundan ötürü verildiği anda kesin olan bir karar temyiz edilirse, temyiz talebi (esasına girilmeden) mesmu olmadığından dolayı reddedilir. Fakat, Yargıtay, böyle bir (kesin) kararı yanlışlıkla bozarsa, bu bozma kararı ve mahkemenin bundan sonra yaptığı işlemler geçersizdir (yok sayılır)” demektedir.
    Somut uyuşmazlığa gelince, keşfen belirlenen dava konusu taşınmaz değerinin (8.753TL) karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırının (41.530TL) altında kaldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle Bölge adliye mahkemesi tarafından temyiz dilekçesinin değerden reddi yönünde ek karar verilmesi yerinde olduğuna göre,
    Yukarıda açıklanan nedenlerle, Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz dilekçesinin değerden reddine ilişkin ek kararının onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi