Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4370
Karar No: 2019/4720

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/4370 Esas 2019/4720 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2018/4370 E.  ,  2019/4720 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairenin 29/11/2016 gün 2016/6127 E.- 2016/11410 K. sayılı ilâmıyla bozulmasına karar verilmiş, süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, 26/06/2014 havale tarihli dava dilekçesi ile, ..., ... mahallesi 116 parsel sayılı taşınmaz hakkında, Orman Yönetimi tarafından açılan dava sonucunda, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/50 E. -2013/337 K. sayılı kararı ile tapu kaydının iptaline ve Hazine adına tesciline karar verildiğini, Türk Medeni Kanununun 1007. maddesinde, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğunun düzenlendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 30.000.-TL"nin yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, daha sonra 04/02/2016 tarihli harçlandırdığı dilekçesiyle dava değerini 857.920,95.-TL olarak ıslah etmiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile 857.920,95.-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm Dairemizin 29/11/2016 gün ve 2016/6127 E.- 2016/11410 K. sayılı ilamı ile bozulmuştur.
    Bozma ilamında özetle; “Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de hükme esas alınan rapor karar vermeye elverişli değildir. Şöyle ki; uzman bilirkişiler 23/12/2014 tarihli keşif sonrası hazırladıkları ilk raporda arsa-arazi ayrımı yapmadan çevre taşınmazların rayicine göre ortalama bir değer tespit ederek arazinin değerini hesapladıktan sonra, bu değere taşınmaz üzerindeki ağaçların ve inşaat varlıklarının değerini eklemişler, ancak; değer tespitinin hangi tarih dikkate alınarak yapıldığını raporda açıklamamışlar, daha sonra 30/06/2015 tarihli ek raporda; taşınmazın arazi olarak kullanılması halindeki değerinin zeytin, buğday, mısır ekimi yapıldığında 2014 yılı itibarıyla 28.841.-TL olacağı açıklanmış, ancak; "belediye hizmetlerinden faydalanabilecek yerdir" denilerek tekrar ilk raporda bulunan değere atıf yapılmıştır. Çekişmeli taşınmazın tapudaki cinsi tarladır, belediyeden gelen bilgiye göre; 1990 onay tarihli imar planında günübirlik tesis alanı iken, 1993 yılında yapılan değişikle kıyı kenar çizgisi içinde kalması nedeniyle ağaçlandırma alanına çevrilmiştir.Tazminat miktarı belirlenirken öncelikli konu, tapusu iptal edilen taşınmazın niteliğinin tespiti olup, arazi niteliğindeki taşınmaz; başka deyişle tarım alanlarında net gelir esas alınarak, arsa niteliğindeki taşınmazlar için ise emsal karşılaştırması yapılarak değer belirlenmelidir. Hükme esas alınan raporda olduğu gibi karma bir yöntemle değer tespiti mümkün değildir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali
    nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup; bu tarih zararın meydana geldiği tarihtir. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
    Somut davada; çekişmeli taşınmazın arsa niteliğinde olmadığı, arazi olarak kullanılması halindeki gelirinin hesaplanması gerektiği açıktır. Bu durumda mahkemece, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, net gelir yöntemine göre ve tapu iptaline ilişkin kararın kesinleştiği 23/06/2014 tarihi itibarıyla taşınmazın değeri tespit ettirilmek suretiyle karar verilmelidir. “ gereğine değinilmiş, bozma ilamına karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
    Davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan karar düzeltme talepleri yerinde değildir.
    Ne var ki davacının karar düzeltme talebi üzerine yeniden yapılan incelemede taşınmazın 1990 onay tarihli imar planında “günübirlik tesis alanı” iken, 1993 yılında yapılan değişikle kıyı kenar çizgisi içinde kalması nedeniyle planda “ağaçlandırma alanına” dönüştürüldüğü, taşınmazın bu durumu itibari ile arsa vasfında olduğu, buna rağmen bozma ilamında maddi hata yapılarak taşınmazın arazi olarak değerlendirilerek değerinin belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Oysa değerlendirme tarihi itibari ile uygulama imar planı içinde kalan taşınmazın arsa vasfında olduğu bu sebeple emsal metodu kullanılarak değer belirlenmesi gerekmektedir,
    Bu sebeple bozma ilamında yazan “somut davada; çekişmeli taşınmazın arsa niteliğinde olmadığı, arazi olarak kullanılması halindeki gelirinin hesaplanması gerektiği açıktır. Bu durumda mahkemece, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, net gelir yöntemine göre ve tapu iptaline ilişkin kararın kesinleştiği 23/06/2014 tarihi itibarıyla taşınmazın değeri tespit ettirilmek suretiyle karar verilmelidir” paragrafının çıkarılmasına, bu paragrafın yerine; “somut olayda çekişmeli taşınmazın değerlendirme tarihi itibari ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kaldığı bu sebeple arsa vasfında olduğu, arsa vasfında olması nedeni ile değerinin emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak, taşınmazdan DOP payının düşülmesinin gerekip gerekmediği belirtilmek, üzerinde bina var ise Bayındırlık Bakanlığı resmi birim fiyatları esas alınarak yıpranma payı düşülmek suretiyle gerçek zararın belirlenmesi gerektiğinden, taraflara dava konusu taşınmaz ile aynı bölgeden bulunamaması halinde yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihinden önce ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer nitelikli ve yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınması, gerekli görülürse re"sen emsal getirtme yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için konunun uzmanı bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulu vasıtasıyla keşif yapılarak, denetlemeye olanak veren bilimsel verileri içeren rapor alınması, emsal alınan taşınmazlara ilişkin resmi satış akit tablolarının tapu müdürlüğünden getirtilmesi, emsal taşınmazlar ile çekişmeli taşınmaza ait Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporunun da denetlenmesi, dava konusu taşınmazın ve emsal alınan taşınmaz/taşınmazların değerlendirme tarihi itibariyle imar düzenlemesi sonucu oluşmuş imar parselleri olup olmadıkları, imar parseli iseler düzenleme ortaklık payının düşülüp düşülmediğinin, düşülmüş ise oranının belediye başkanlığı imar ve tapu müdürlüklerinden sorulup, emsalin İmar Kanunu uyarınca imar parseli, dava konusu taşınmazın ise imar uygulaması yapılmamış arsa parseli olduğunun belirlenmesi halinde çekişmeli taşınmazın emsalle karşılaştırma sonucu bulunan değerinden düzenleme ortaklık payına karşılık gelece
    oranda indirim yapılması gerektiği gözetilerek hazırlanacak bilirkişi raporu mahkeme hakimince yukarda yazan ilkeler denetlenmek sureti ile oluşacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır” paragrafının yazılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 29/11/2016 gün 2016/6127 E.- 2016/11410 K. sayılı değişik gerekçeli bozma kararı kaldırılarak, yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, karar düzeltme harcının istek halinde iadesine 02/07/2019 günü oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi