Ceza Genel Kurulu 2020/181 E. , 2020/231 K.
"İçtihat Metni"Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 5. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 114-178
Zimmet ve görevi kötüye kullanma suçlarından sanıklar ..., ..., ..., ... ve ..."in beraatlerine ilişkin Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 13.02.2012 tarihli ve 462-53 sayılı hükümlerin, katılan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 04.03.2014 tarih ve 15193-2263 sayı ile;
"Sayıştay emekli denetçilerince düzenlenen raporlarda söz konusu kooperatifte ruhsat işlemleri için üyelerden toplanan 28.000 TL paradan 3.231,12 TL"sinin, kooperatif yönetimince temsil giderleri olarak harcandığı belirtilmesine karşılık böyle bir hususun savunmalarda dahi yer almadığı anlaşılmakla; kooperatiften ödeme yapıldığı belirtilen mühendis İhsan Murat Kılıç ile işçilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılıp kendilerine ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ödemeye ilişkin bir belgenin bulunup bulunmadığı, miktarı ve tarihi hususlarında beyanlarına başvurulmasından ve sanıklardan temsil giderleri ile ilgili belge olup olmadığının sorulmasından, ayrıca gerektiğinde dosyanın yeni bir bilirkişi kuruluna tevdii ile sanıkların zimmetinde kooperatif parası bulunup bulunmadığı, varsa kimin ne miktarda sorumlu olduğu konularında rapor aldırılmasından sonra sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerektiği nazara alınmadan hükme esas alınabilecek nitelikte olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde beraet kararları verilmesi," isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkemece 25.09.2014 tarih ve 114-178 sayı ile bozmaya direnerek önceki hükümler gibi sanıkların zimmet ve görevi kötüye kullanma suçlarından beraatlerine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükümlerin de katılan ... ve katılan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01.03.2018 tarihli ve 52623 sayılı "Bozma" istekli tebliğnamesiyle dosya 6763 sayılı Kanun"un 36. maddesiyle değişik CMK"nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 5. Ceza Dairesince 20.02.2020 tarih ve 3644-7186 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar; sanıklar hakkında eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, aleyhe olan bozma kararına karşı sanık ...’un beyanı alınmadan direnme kararı verilip verilemeyeceğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanık ...’a Yargıtay bozma ilamı ile duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin tebliğe çıkarıldığı, sanığın duruşmaya gelmemesi üzerine Yerel mahkemece sanığa aleyhe bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan duruşmaya son verilerek direnme kararına konu hükümlerin kurulduğu anlaşılmaktadır.
1412 sayılı CMUK"nın 326. maddesinin ikinci fıkrasına göre, hükmün aleyhe bozulması hâlinde davaya yeniden bakacak mahkemece, sanıktan bozmaya karşı diyeceğinin sorulması zorunlu olup müdafinin dinlenilmesi ile de yetinilemez. Aynı kurala 5271 sayılı CMK"nın 307. maddesinin birinci fıkrasında da yer verilmiş olup anılan bu Kanun hükümleri uyarınca sanığa, bozmada belirtilen ve aleyhinde sonuç doğurabilecek olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki delillerini ileri sunma imkânı tanınmalıdır. Bu düzenleme, savunma hakkının sınırlanamayacağı ilkesine dayandığından, uyulmasında zorunluluk bulunan emredici kurallardandır.
Bu zorunluluk beraat hükmünde direnilmesi hâlinde de geçerlidir. Zira Ceza Genel Kurulunca yapılacak inceleme sonucunda Özel Dairenin aleyhe bozması isabetli bulunup Bu zorunluluk beraat hükmünde direnilmesi hâlinde de geçerlidir. Zira Ceza Genel Kurulunca yapılacak inceleme sonucunda Özel Dairenin aleyhe bozması isabetli bulunupyerel mahkeme hükmünün bozulması mümkündür. 5271 sayılı CMK"nın 307. maddesinin üçüncü fıkrasına göre ısrar üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen kararlara uymak mecburidir. Bu durumda sanıktan aleyhe bozmaya karşı diyeceği sorulmadan beraat hükmünde direnilebileceğinin kabulü savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurabilecektir. Savunma hakkı, sanığın en önemli hakkı olup bu hakkın sınırlanması 5271 sayılı CMK"nın 289. maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca mutlak bozma nedenidir. Nitekim Ceza Genel Kurulunun duraksamasız uygulamaları da ısrar edilen önceki hüküm beraat dahi olsa sanıktan aleyhe bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan direnme kararı verilemeyeceği yönündedir.
Bu açıklamalar ışığında ön soruna ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
Yerel Mahkemece, bozmadan sonra yapılan yargılamada sanık ...’un yokluğunda yargılamaya devam edilerek aleyhe olan bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan duruşma sonlandırılarak hükümlerin tesis ve tefhim edilmesi kanuna açıkça aykırılık oluşturmaktadır.
Bu itibarla, Yerel Mahkemece verilen direnme kararına konu beraat hükümlerinin, aleyhe olan bozmaya karşı sanık ...’un beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.09.2014 tarihli ve 114-178 sayılı direnme kararına konu hükümlerinin, aleyhe olan bozmaya karşı sanığın beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 28.05.2020 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.