17. Hukuk Dairesi 2019/571 E. , 2020/4905 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki asıl ve birleşen davada davacı vekili ile asıl ve birleşen davada davalılar ... ve ... vekilince talep edilmiş, asıl ve birleşen davada davalılar ... ve ... vekilince duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 09.10.2018 Salı günü davalı ... vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ... geldiler. Davacı ve diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalılar ... ve ... vekilleri dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle iade edilen dosya ikmal edildikten sonra tekrar gelmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili; davacı şirketin dava dışı ... Ltd. Şirketine ürün sattığını ve bu ürün karşılığı aldığı senetlere davalı ..."in kefil olduğunu, senetlerin karşılıksız çıkması nedeniyle...İcra Müdürlüğünün 2010/5530 sayılı dosyasında borçlular hakkında icra takibi başlatıldığını, yapılan icra takibinde borçlu ..."in herhangi bir gelir ya da mal varlığı olmadığının tespit edildiğini, 08/10/2008 tarihinde davalı ..."in adına kayıtlı ... Mah. 110 Ada 599 Parsel 25 nolu bağımsız bölümü yeğeni ..."e 31.000,00 TL bedelle devrettiğini, davalı ..."in ..."in amcası olduğunu belirterek tasarrufun İİK. 280. maddesi uyarınca iptalini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada; tapu bilgilerine göre ..."in taşınmazı 07/12/2009 tarihinde ... isimli şahsa devrettiğini, söz konusu devrin kötü niyetli olduğunu belirterek ... Mah. 110 ada 599 parsel 2. Kat 25 numaralı bağımsız bölüm ve eklentisi 25 nolu odunluğun satış işlemlerinin iptali ile taşınmaz üzerinde haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ...; açılan davayı kabul etmediğini, hiç kimse ile muvazaalı iş ve işlemler içine girmediğini, aldığı gayrimenkulü parasını ödeyerek aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... ve ... vekili; davanın süresinde açılmadığını, aciz vesikasının bulunmadığını, müvekkili ile davalı ... arasında danışıklı işlem bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulüne, ... hakkındaki davanın reddine, davalılar ... İle ... hakkındaki davanın kabulü ile, 102.988,16 TL tazminatın davacı şirketin ... İcra Müdürlüğünün 2010/5530 sayılı dosya alacağı ile sınırlı olarak bu davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... ve ...vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte Yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır.
Öte yandan, tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta mahkemece; davalı 4.kişi Pelin"in dava konusu taşınmaza ilişkin vergi dairesine kira geliri beyan etmemesinin bu davalının kötü niyetini ispatlamaya yetmeyeceği ve davalının söz konusu işlemde iyi niyetli olduğu anlaşıldığından davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Davalı borçlu ... ile davalı 4.kişi ...’nun yapılan kolluk araştırması ve mernis kayıtlarına göre tasarruf tarihinde aynı apartmanda oturan komşu oldukları, tasarruftan sonra da taşınmazda davalı borçlu ...’in ikamet etmeye devam ettiği belirlendiğine göre Dairemiz içtihatlarına göre komşuluk ilişkisinin İİK"nın 280. maddesi ve İİK 278"de değerlendirilerek söz konusu tasarrufun davalı 4.kişi ... yönünden de iptale tabi olup olmadığı mahkemece değerlendirilmelidir.
3- Davanın İİK"nun 283. maddesi gereğince bedele dönüşmesi halinde üçüncü kişinin elinden çıkardığı tarihteki bedel ile sadece üçüncü kişinin sorumlu olması gerekirken zaten alacağın tahsili için açılan davada borçlunun mükerrer borç ödeme külfeti yüklenerek tazminattan sorumlu tutulması da hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin (3) nolu bendinde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.630,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılar ... ve ..."e verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalılar ... ve ..."e geri verilmesine, 07/09/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.