Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3015
Karar No: 2021/12482
Karar Tarihi: 06.12.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/3015 Esas 2021/12482 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/3015 E.  ,  2021/12482 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacılar ... ve ... vekili, davacılar ... (velisi ... ve ...) ile katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı, davalının dava dışı ... İnş. Taah. San. Tic. A.Ş."den satın aldığı 52 nolu daire için dava dışı şirkete olan 57.000,00-TL borcunu ödemekte sıkıntıya düştüğünü, 1 ay sonra ödemesi koşuluyla davalının ödemesi için ödeme yaptığını, 250.000,00 TL bedelli çeki keşide ederek, 18.000,00 TL"sini kendi borcuna, 57.000,00 TL"sini davalının borcuna, 175.000,00 TL"sini de ... isimli arkadaşının borcuna mahsup edilmek üzere dava dışı şirkete verdiğini, çekin adı geçen şirket tarafından gününde tahsil edilmesine rağmen davalının 57.000,00 TL borcunu ödememesi üzerine davalı hakkında icra takibi başlattığını, davalının takibe haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek, tirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, davacı yargılama sırasında vefat ettiğinden mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
    Davalı, davacının kendisi adına borç olarak 3. şahsa herhangi bir ödeme yapmadığını, aksine kendisine olan borcuna karşılık ödeme yaptığını, davacının herhangi bir alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptali ile takibin 57.000,00 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren asıl alacağa işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsiline dair verilen karar Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 17.09.2014 tarih ve 2013/23210 Esas ve 2014/27455 Karar sayılı ilamıyla “...Davacı, davalının borcunu dava dışı şirkete çek
    aracılığıyla ödemek suretiyle ödünç verdiğini ileri sürerek alacağının tahsili için takip başlatmış, davalı ise davacının, kendisine olan borcuna karşılık dava dışı şirkete ödeme yaptığını savunarak, akdi ilişkiyi inkar etmiştir. Davalının savunması gerekçeli inkar olup, akdi ilişkinin varlığını davacının ispat etmesi gerekir. Davada dayanılan 5 Şubat 2010 tarihli belgede davacı tarafından davalının 57.000,00 TL"lik borcuna karşılık olarak dava dışı şirkete verilen paranın ne için verildiği yazılı olmadığı gibi, bu belgede davalının imzası da bulunmamaktadır. Hal böyle olunca sözkonusu belge, ödünç ilişkisini kanıtlamaya yeterli olmadığı gibi, yazılı delil başlangıcı olarak da kabul edilemez. HUMK’nın 288. maddesi gereğince miktar itibariyle olayda tanık dinlenmesi de mümkün değildir. O halde davacı iddiasını yasal delillerle ispat edememiştir. Ne var ki dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmış olduğundan bu konuda davacıya, karşı tarafa yemin yöneltmeye hakkı bulunduğu hatırlatılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece, yanlış değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir...” gerekçesiyle bozulmuş ve mahkemece bozmaya uyularak davanın reddinde dair verilen karar bu kez Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 26.11.2018 tarih ve 2018/6012 Esas ve 2018/11186 Karar sayılı ilamıyla bu kez “Somut olayda davalı İİK m.67/2 hükmü uyarınca kötüniyet tazminatı talebinde bulunduğu ve mahkemece davanın reddine karar verildiği halde bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi HMK m. 297/1-c,2 hükmüne aykırılık teşkil ettiğinden hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir...” gerekçesiyle usuli yönden bozulmuş ve mahkemece bozmaya da uyularak yapılan yargılama sonucunda, subut bulmayan davanın reddine ve taraflar aleyhine veya lehine dosya münderecatı iddia edilen hususlar dikkate alındığında kötü niyet sabit olmadığından kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına, bu konudaki taleplerin reddine, dair karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacıların tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Mahkemece kısa kararda “1-subut bulmayan davacının davasının reddine, taraflar aleyhine veya lehine dosya münderecatı iddia edilen hususlar dikkate alındığında kötü niyet sabit olmadığından kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına, bu konudaki taleplerin reddine” dair hüküm kurulmasına rağmen gerekçeli kararın hüküm fıkrasında “2-taraflar aleyhine veya lehine dosya münderecatı iddia edilen hususlar dikkate alındığında kötü niyet sabit olmadığından kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına, bu konudaki taleplerin reddine,” dair hüküm kurulmuştur. Mahkemece gerekçeli kararda yer almayan 1. bentteki “1-subut bulmayan davacının davasının reddine,” kısmının sehven unutulduğu değerlendirildiğinden bu hususunun mahallinde her zaman düzeltilebilecek nitelikte maddi hata olduğu anlaşılmaktadır.
    Davalının vekalet ücreti yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT"nin 13 ncu maddesinde; “(1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
    (2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.
    (3) Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.
    (4) Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur." düzenlemesi yer almaktadır.
    Somut olayda; davacı itirazın iptalini talep etmiş ve harca esas değer olarak 65.460,99-TL gösterilmiştir. Bu durumunda davanın reddi halinde reddedilen 65.460,99-TL üzerinden hesaplanan 9.309,92-TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hatalı hesaplama sonucu 8.210,00-TL nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.
    Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nın 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacıların tüm ve davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının (4.) nolu bendinde yer alan “8.210,00-TL” rakamlarının hükümden çıkartılarak yerine “9.309,92-TL” rakamlarının yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.12.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi