9. Hukuk Dairesi 2015/18184 E. , 2015/26888 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının, davalı şirkette 01.11.2012 tarihinde V36X bandında Montaj işçisi olarak çalışmaya başladığını, 01.07.2014 tarihinde davacının iş akdinin performans düşüklüğü ve verimsizlik olduğu belirtilerek, ihbar önelli olarak feshedildiğinin bildirildiğini, davalı şirketin, davacının performansının düşük olduğuna yönelik bir savunma almadığı gibi, davacının performansının düşük olduğunu gösterir objektif bir performans değerlendirme raporu da bulunmadığını, davacının, işe giriş tarihinden iş sözleşmesinin fesih tarihine kadar ağır çalışma koşullarına karşı büyük özveri özen ve başarı ile çalıştığını, bu süre içerisinde davalı şirketten davacının verimine yönelik herhangi bir uyarı, ihtar savunma talebi gelmediğini, davalı Şirket doktrin ve Yargıtay içtihatlarda ortaya konan kriterlerin hiçbirine riayet etmeksizin tamamen keyfi bir şekilde davacının iş akdini sonlandırdığını belirterek; feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının, müvekkili şirkete ait fabrikada 01.11.2012 tarihinde işe girdiğini, montaj işçisi olarak çalışmalarını sürdürdüğü ve 30.06.2014 tarihinde iş akdinin devamsızlığı nedeniyle feshedileceği ve ihbar öneli olan 6 haftalık sürenin 01.07.2014 tarihinden itibaren başlayacağı ve 21.08.2014 tarihinde iş akdinin feshedileceğinin yazılı olarak davacıya tebliğ edildiğini, söz konusu iş akdinin feshi yazısını davacının tebellüğ ettiğini, davacının, bilahare İnsan Kaynakları Müdürlüğüne verdiği 09.07.2014 tarihli dilekçe ile “İhbar önel hakkından vazgeçtiğini ve kıdem tazminatını alarak 09.07.2014 tarihinde işten ayrılmak istediğini bildirdiğini, bunun üzerine davacının talebi doğrultusunda iş akdinin 09.07.2014 tarihinde feshedilerek kıdem tazminatının kendisine ödendiğini, feshin İş Kanununun hükümlerine uygun olup geçerli olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece; davacıya fesih ihtarının 30/06/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 1 aylık hak düşürücü süre sonunda açıldığı anlaşılmakla, davanın öncelikle hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiği, ayrıca davacının ihbar süresi içinde vermiş olduğu istifa dilekçesini özgür iradesi ile verdiği, iradesinin işverence fesada uğratılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Öncelikle mahkemece davacıya yazılı fesih bildiriminin 30.06.2014 tarihinde yapıldığı ancak davanın bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığı, sırf bu nedenle davanın reddi gerektiği yönündeki kararı hatalıdır. 30.07.2014 tarihi Ramazan Bayramı’nın üçüncü gününe denk geldiği ve resmi tatil olduğundan 31.07.2014 tarihinde açılan davanın bir aylık hak düşürücü süre içinde açıldığını kabul etmek gerekir. Bu nedenle mahkemenin davanın bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığı yönündeki kararı hatalıdır.
Davacının iş sözleşmesi 30/06/2014 tarihli bildirimle işyerinde sık sık rapor alarak devamsızlık yaptığı, bunun işyeri düzen ve disiplinini bozduğu mesai arkadaşlarına kötü örnek oluşturduğu gerekçesiyle 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. ve 18. maddeleri uyarınca ihbar öneli verilerek 21.08.2014 tarihinde sona erdirileceği bildirilmiştir. İşverence yapılan fesih bildiriminden sonra ihbar süresi içerisinde davacının ihbar öneli hakkını kullanmak istemediğini kıdem tazminatının ödenmesi suretiyle 09.07.2014 tarihi itibariyle ayrılmak istediğini belirtir dilekçe vermiştir. İşverence de altında “uygundur” şerhi düşülmüştür. Her ne kadar söz konusu dilekçenin baskıyla alındığı kanıtlanmamışsa da, söz konusu dilekçeden davacının iş sözleşmesini kendisinin feshettiği anlamı çıkarılamaz. Fesih bildirimi ilk olarak davalı tarafından yapılmıştır, davacının sonradan verdiği dilekçe davalının verdiği ihbar önelini kesmeye yönelik bir teklif olup, davalı işverence yapılan feshi ortadan kaldırmaz. Bu nedenle mahkemece davacının ihbar öneli içerisinde verdiği dilekçe dikkate alınarak davacının iş sözleşmesini kendisinin feshettiği yönündeki kararı hatalıdır.
Davalı tarafından yapılan fesih bildirimi davacının yeterliliğine, davranışlarına dayanmakta olup, 4857 sayılı İş Kanunu m.19 uyarınca fesih bildiriminden önce savunması alınması gerekirken savunma alma şartının yerine getirilmediği bu nedenle feshin geçerli nedene dayanmadığının kabul edilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3. Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4. Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6. Davacının yaptığı 242.20 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 1.500 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine,
Kesin olarak oybirliği ile 30/09/2015 karar verildi.