
Esas No: 2014/3964
Karar No: 2014/7599
Karar Tarihi: 15.09.2014
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/3964 Esas 2014/7599 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/01/2012
NUMARASI : 2010/323-2012/47
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine vekili, Adana İli, Çukurova İlçesi, D. Köyünde bulunan ekli krokide (A), (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen taşınmazların adına tescili istemiyle davalı tarafından açılan davada, Karaisalı Asliye Hukuk Mahkemesi 2002/149 Esas - 2005/3 Karar sayılı kesinleşen kararında davanın reddine, davaya konu taşınmazların orman olduğuna karar verdiği belirtilerek, taşınmazların orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulü ile Karaisalı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/149 Esas - 2005/3 Karar sayılı dosyasında davaya konu Adana İli, Çukurova İlçesi, D. Köyündeki bilirkişi İ. B."nun 22.05.2002 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 5750 m2, (B) harfi ile gösterilen 16000 m2, (C) harfi ile gösterilen 5000 m2 ve (D) harfi ile gösterilen 4350 m2"lik alanların orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, davacı Hazine vekilinin temyizden vazgeçme dilekçesi vermesi sonrasında karar 27.04.2012 günü kesinleşmiştir.
Davacı Hazine vekili 01.08.2012 havale tarihli dilekçesi ile; Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/323 Esas - 2012/47 Karar sayılı ile Adana İli, Çukurova İlçesi, D. Köyündeki bilirkişi İ. B."nun 22/05/2002 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfiyle gösterilen 5750 m2, (B) harfiyle gösterilen 16.000 m2, (C) harfiyle 5000 m2"lik, (D) harfiyle gösterilen 4350 m2"lik alanın orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiğini, ancak, tapuya kayıt işlemi sırasında bilirkişi raporunun harita ve plan yapım yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmediği, krokinin koordinatlı ve sayılı düzenlenmemiş olması nedeniyle yeniden keşif yapılarak alınacak bilirkişi raporu ile hatanın tavzih yolu ile düzeltilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, ilâma dayanak alınan bilirkişi İ. B."nun 22/05/2002 tarihli raporunun ölçeksiz ve yer belirleme yönünden de yetersiz olduğu, aradan geçen zaman ve taşınmaz mesahası ve parsellerle veya sabit noktalarla irtibatının bulunmaması nazara alınarak, tavzih yoluyla büyük ölçekli yapım yönetmeliğine uygun ve sayısal değerli kroki tanzimi mümkün olmadığından talebin reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre dava, kesinleşen mahkeme kararının tavzih yoluyla düzeltilmesine ilişkindir.
Mahkemece, tavzih istenen konuda hiç bir araştırma ve inceleme yapılmaksızın, hükme esas alınan bilirkişinin 22/05/2002 tarihli raporunun ölçeksiz ve yer belirleme yönünden de yetersiz olduğu, aradan geçen zaman ve taşınmaz mesahası ve parsellerle veya sabit noktalarla irtibatının bulunmaması nazara alınarak, tavzih yoluyla B. (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği)ne uygun ve sayısal değerli kroki tanzimi mümkün olmadığı gerekçesi ile talebin reddine karar verilmesi yerinde değildir.
Şöyle ki; tavzihin hangi koşullarda yapılacağı HMK’nun 305. madde ve devamında açıklanmıştır. Buna göre, davanın taraflarınca, hükmün icrası tamamlanıncaya kadar tavzih talebinde bulunulabilir. Ancak, tavzih nedenleri sınırlı olarak belirtilmiş olup; bu nedenler, hükmün yeterince açık olmaması veya icrasında tereddüt uyandırması yahut birbirine aykırı fıkralar içermesi halleridir. Yine, aynı maddenin ikinci fıkrasına göre de, tavzih sonucu hükümde taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. Bu düzenlemeye göre, miktar ve çapa bağlı kalınarak harita ve plan yapım yönetmeliğine uygun olarak sayısal metodla, parselin çap krokisi ve bölümlerin şekli değiştirilmeden çekişmeli parselin infaza olanak veren, rapor ve krokisinin düzenlenmesi ile hüküm fıkrasının düzeltilmesi şeklinde tavzih mümkündür. Bu nedenle tavzih talebinin kabulü gerekir.
Mahkemece öncelikle, fen bilirkişisi eşliğinde tekrar yapılacak keşifte çekişmeli parselin (A), (B) (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümlerin miktar ve çapa bağlı kalınarak memleket haritasında nirengi noktalarını ve sayısal metodla, parselin çap krokisi ve bölümlerin şekli değiştirilmeden koordinatlarını gösterir şekilde infaza olanak veren, rapor ve krokisinin düzenlettirilmesi, elde edilecek rapora göre H.M.K unun 305/2. maddesinin “Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.” hükmü de gözetilerek, hükmün infaza olanak verecek biçimde tavzih kararı verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle tavzih isteminin reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 15/09/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.