Ceza Genel Kurulu 2017/453 E. , 2020/228 K.
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 12. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 332-602
Taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçundan sanık ..."in beraatine ilişkin Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 26.01.2012 tarihli ve 312-39 sayılı hükmün, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesince 26.02.2014 tarih ve 12895-4786 sayı ile;
"...Tanıklar..., ... ve ..."un beyanlarına göre, sanığın yaya geçidinde geçiş yapmaya çalışan yayayı gördüğünde olayı önlemek için korna ile ikaz yaptığı, ancak yayanın durmadığını gördüğü hâlde zamanında etkin fren ve direksiyon tedbirine başvurmadığı, aracını her an güvenli bir şekilde durdurabileceği hızla kullanmadığı, aracını mevcut hızı ile kullanmaya devam ettiği, yayaya çarptıktan sonra ancak durabildiği anlaşıldığından ve bu husus, sanığın soruşturma aşamasındaki tevilli ikrarıyla da sabit olduğundan her ne kadar ölen, yayalara kırmızı ışık yandığı hâlde karşıdan karşıya geçmek suretiyle can güvenliğini tehlikeye atmış ise de, yaya geçidine yaklaşırken, daha önce yol üzerinde gördüğü yayaya rağmen hızını azaltmayan ve hızını kullandığı aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmayan sanığın olayda tali kusurlu olduğu, bu hususun kaza tespit tutanağı ve asliye hukuk mahkemesinde görülen tazminat davasında alınan 14.02.2011 tarihli bilirkişi raporu ve dosya kapsamındaki delillerden anlaşılmakla, atılı suçtan mahkûmiyeti yerine beraatine hükmedilmesi,
Kabule göre de;
1- Hükümde uygulama maddesi gösterilmeyerek CMK"nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
2- Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına, hazine aleyhine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13/5. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi," isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesi ise 09.10.2014 tarih ve 332-602 sayı ile; "...Olayın tanıkları ... ve ..."ın soruşturma sırasında ki açıklamalarında bulunan "...Bayağı bir kornaya bastı...Şahsa çarpmamak için sonradan otobüs durmuş olsa da hafifçe dokundu ve yaya olduğu yere çömeldi..." , "Kornaya bastı ve gayet yavaşladı.." , "...Şoförün kusurlu olduğu kanaatinde değilim..." şeklinde ki sözleri ile sanığın hareketli şehir içi trafiğinde üzerine düşen trafik sorumluluklarını yerine getirdiğini anlattıkları, adli tıp raporunun, olayı eldeki bilgi ve tanık beyanları doğrultusunda doğru ve gerçekçi biçimde değerlendirdiği ve rapor içeriğinin olayın oluş şekline uygun olduğu," gerekçesi ile bozma kararına direnerek önceki hüküm gibi sanığın beraatine karar vermiştir.
Bu hükmün de Cumhuriyet savcısı, katılan vekili ve sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23.11.2015 tarihli ve 416658 sayılı "Bozma" istekli tebliğnamesiyle dosya 6763 sayılı Kanun"un 36. maddesi ile değişik CMK"nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 12. Ceza Dairesince 13.03.2017 tarih ve 89-1882 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçundan sanığın kusurunun bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği"nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, Yerel Mahkeme kararının "yeni hüküm" niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak,
c) Bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) Önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, direnme kararı olmayıp yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi hâlinde ise incelemenin Yargıtayın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanık hakkında taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçundan kurulan ilk beraat hükmünün, Özel Dairece; "...Tanıklar..., ... ve ..."un beyanlarına göre, sanığın yaya geçidinde geçiş yapmaya çalışan yayayı gördüğünde olayı önlemek için korna ile ikaz yaptığı, ancak yayanın durmadığını gördüğü hâlde zamanında etkin fren ve direksiyon tedbirine başvurmadığı, aracını her an güvenli bir şekilde durdurabileceği hızla kullanmadığı, aracını mevcut hızı ile kullanmaya devam ettiği, yayaya çarptıktan sonra ancak durabildiği anlaşıldığından ve bu husus, sanığın soruşturma aşamasındaki tevilli ikrarıyla da sabit olduğundan her ne kadar ölen, yayalara kırmızı ışık yandığı halde karşıdan karşıya geçmek suretiyle can güvenliğini tehlikeye atmış ise de, yaya geçidine yaklaşırken, daha önce yol üzerinde gördüğü yayaya rağmen hızını azaltmayan ve hızını kullandığı aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmayan sanığın atılı suçtan mahkûmiyeti yerine, oluşa ve dosya kapsamındaki delillerle bağdaşmayan bilirkişi raporuna itibarla yazılı şekilde beraatine hükmedilmesi," nedeniyle bozulmasından sonra, Yerel Mahkemenin, önceki kararda yer almayan "...Olayın tanıkları ... ve ..."ın soruşturma sırasında ki açıklamalarında bulunan "....Bayağı bir kornaya bastı...Şahsa çarpmamak için sonradan otobüs durmuş olsa da hafifçe dokundu ve yaya olduğu yere çömeldi..." , "Kornaya bastı ve gayet yavaşladı.." , "...Şoförün kusurlu olduğu kanaatinde değilim..." şeklinde ki sözleri ile sanığın hareketli şehir içi trafiğinde üzerine düşen trafik sorumluluklarını yerine getirdiğini anlattıkları," şeklinde, yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin son uygulaması direnme kararı niteliğinde olmayıp, ilk hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçelere dayanması nedeniyle yeni hüküm niteliğindedir. Bu yeni hükmün doğrudan Ceza Genel Kurulunca ele alınması mümkün olmadığından, dosyanın temyiz incelemesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 09.10.2014 tarihli ve 332-602 sayılı karar "yeni hüküm" niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 12. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 28.05.2020 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.