10. Hukuk Dairesi 2016/17703 E. , 2016/15101 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı kurum ve davalılardan ... Oto Sanayi ve Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 01/08/2000 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu, sürekli iş göremez duruma giren sigortalıya bağlanan gelir ve geçici işgöremezlik ödeneğinin, 506 sayılı Yasa"nın 26. maddesine dayalı olarak davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilerek, 9.377,03 TL rücu tazminatının gelire ilişkin 4.934,58 TL sinin gelir bağlama onay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, geçici iş görmezlik ödemesine ilişkin 4.442,45 TL sine sarf ve tediye tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı kuruma ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, hükmedilmiştir.
506 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesi hükmüne göre, işveren; sigortalıyı Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamına giren işlerde hizmet akdine dayalı olarak çalıştıran gerçek ya da tüzel kişilerdir. “Çalıştıran” olgusu, hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. 506 sayılı Kanun’un “Üçüncü kişinin aracılığı” başlıklı 87’nci maddesi hükmünde ise; aracı, bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran üçüncü kişi olarak tanımlanmış, sigortalıların üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bununla sözleşme yapmış olsalar bile, bu kanunun işverene yüklediği ödevlerden dolayı, aracı olan üçüncü kişi ile birlikte asıl işverenin de sorumlu olacağı belirtilmiştir.
Asıl işveren taşeron ilişkisinin varlığı için, öncelikle, işin başka bir işverenden
alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverenin işverenlik sıfatına sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir.
İşin belirli bir bölümünde değil de, tamamının bir bütün halinde, ya da bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenler de asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir.
Aracı sıfatının kazanılmasında diğer koşullar ise, asıl işverenden istenilen işin, asıl iş, ya da işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır.
İşin bütünü başka bir işverene bırakıldığında, madde anlamında bir alt işverenlik, dolayısıyla dayanışmalı sorumluluk söz konusu olmayacaktır. Benzer şekilde, işveren kendisi sigortalı çalıştırmaksızın işi bölerek, ihale suretiyle farklı kişilere vermişse, iş sahibi (ihale makamı), asıl işveren olmayacağından, alt - asıl işveren ilişkisi de bulunmayacaktır. Burada önemli olan yön “devir” olgusudur. Devirden amaçlanan, yapılmakta olan işin, bölüm ve eklentilerinden tamamen bağımsız bir sonuç elde etmeye yönelik, işi alana bağımsız bir işveren kimliği kazandıracak bir işin devridir. Diğer iş yerlerinde sigortalı çalıştırması nedeniyle “işveren” sıfatına sahip olan kişi, devredilen iş dolayısıyla işverenlik sıfatına sahip olmadığı için asıl işveren olarak sorumlu tutulamayacaktır. Aynı şekilde, işi alan kişinin de işverenlik sıfatını, alınan işte ve o iş nedeniyle sigortalı çalıştırması sonucunda kazanmış olması aranacaktır. Alınan işte sigortalı çalıştırmayıp, tek başına işi yürüten kişi alt işveren olarak nitelendirilemeyecektir. Bu kimsenin diğer bir takım iş yerlerinde çalıştırdığı sigortalılar nedeniyle kazandığı işverenlik sıfatının sonuca etkisi ise bulunmamaktadır.
Öte yandan, alınan iş, işverenin asıl işinin bölüm ve eklentilerindeki işin bir kesimi veya yardımcı işler kapsamında bulunmalıdır. Diğer bir anlatımla, bir işverene ait iş yerindeki üretim sürecine, başka bir işverenin dahil olması durumunda “aracıdan” söz edilebilecektir. Asıl işverenden alınan iş, onun sigortalı çalıştırdığı işe göre ayrı ve bağımsız bir nitelik taşımaktaysa, işi alan kimse alt işveren değil, bağımsız işveren sayılacaktır. Bu noktada belirleyici yön; yapılan işin, diğerinin yardımcı parçası olup olmadığıdır. İş yerindeki üretimle ilgili olmayan ve asıl işin tamamlayıcı niteliğinde bulunmayan bir işin üstlenilmesi durumunda aracıdan söz etme olanağı kalmayacak ve ortada iki bağımsız işveren bulunacaktır.
İşin bütünü başka bir işverene bırakıldığında, iş anahtar teslimi verildiğinde veya işveren kendi iştigal konusu olmayan bir işi kendisi sigortalı çalıştırmaksızın bölerek ihale suretiyle farklı kişilere vermişse, iş sahibi (ihale makamı) Yasanın tanımladığı anlamda asıl işveren olmayacağından, bir alt-üst işveren ilişkisi bulunmayacaktır.
Dava konusu somut olay incelendiğinde, davalı ... Oto Sanayi ve Tic. A.Ş"nin işyerini genişletme çalışmaları nedeniyle, LPG tankı yer değiştirme işini diğer davalı ...Ş." ye verdiği (sözlü olarak), olay günü ... Gaz A.Ş. işçisi davalı ..."nin biten tadilat işini kontrol için işyerine geldiği, fırını yakması için ... firması işçisi ..."a şaltere bas dediği, şaltere basıldığı fakat fırının yanmadığı, gazın gelmediğinin fark edilmesi üzerine davalı ..."nin fırına
gazı getiren borulardan gazın gelişine bakmak istediği, vananın birini biraz açıp kapattığı, sonra tekrar vanayı açtığı sırada patlama olduğu, dar bir bölge olan olayın olduğu yerde ... Gaz işçisi sanık ..., ... firması işçileri kazazede sigortalı Hüseyin ve Halil"in yaralandığı, anlaşılmıştır.
Dosyada alınan kusur raporunda; olayın iş kazası olduğu, asıl işveren ... Oto Sanayi ve Tic. A.Ş."nin % 20, alt işveren ... Gaz A.Ş."nin % 65, alt işveren ... Gaz A.Ş. çalışanı ..."ın % 10, kazalının ise %5 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında, iş kazasının meydana geldiği işyeri, davalı ... Oto Sanayi ve Tic. A.Ş."ye ait olup, kazalı da bu şirketin çalışanı olduğundan, bu durumda ... Oto Sanayi ve Tic. A.Ş"nin asıl işveren olması mümkün değildir. Dolayısıyla işveren şirket ile diğer davalı ...Ş. arasında asıl işveren - alt işveren ilişkisi olduğundan bahsedilemez. Buna göre, davalı ... hakkında açılan ceza davasında kendilerine kusur izafe edilen davalı şirket yetkililerine karşı açılan bir dava olup olmadığı da gözetilerek, maddi olgu doğru belirlenmeli, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden; kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınarak hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı kurum ve davalı ... Oto Sanayi ve Tic. A.Ş. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ... Oto San. ve Tic. A.Ş. "ye iadesine, 15.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.