17. Hukuk Dairesi 2019/3180 E. , 2020/4901 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkilinin borçlu davalı ..."den alacağına istinaden ... İcra Müdürlüğünün 2014/4 esas sayılı dosyası ile 51.562,00 TL’nin tahsili için takip başlattığını ve 25/04/2014 tarihinde borçlunun evine yapılan hacizde haczi değer mal bulunmadığını, haricen yapılan araştırmada borçlu ..."in ... köyü 252, 290 ve 348 parsel sayılı taşınmazları adına kayıtlı iken 31/01/2013 tarihinde komşusu ve aynı zamanda uzaktan akrabası olan ..."ya sattığının öğrenildiğini, davalılardan ..."nun bahsi geçen taşınmazları bu güne kadar kullanmadığını ve taşınmazlar üzerinde her hangi bir tasarrufun bulunmadığını beyan ederek, davalılar arasında 31/01/2013 tarihinde yapılan satış işleminin cebri icra yoluyla alacağın tahsiline yetki vermek üzere iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ...; davacının hakkında icra takibi başlatmadan bir buçuk yıl önce dava konusu taşınmazları sattığını, dava konusu taşınmazları borçlarına kefil olan ...’ya 60.000,00 TL karşılığında sattığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davalı ..." nun İ.İ.K"nun 283/2 maddesi gereği ... İcra Müdürlüğünün 2014/4 esas sayılı dosyasındaki asıl alacak ve ferileri toplamı kadar tazminatı davacıya ödemesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları üç grup altında ve İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK. m. 281). Bu yasal nedenle de davacı tarafından İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkeme bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K. 25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı ).
İİK.nun 282. maddesi gereğince tasarrufun iptali davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. Buna göre borçlu ile onunla hukuki muamelede bulunun kişi zorunlu hasım konumundadır.
İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.
Somut olayda, dava konusu taşınmazlar 31/01/2013 tarihinde davalı borçlu ... tarafından davalı 3.kişi
...’ya devredilmiş, davalı ... tarafından ise yargılama sırasında 23/10/2014 tarihinde dava dışı ...’ye devredilmiştir.
Buna göre, mahkemece davacıdan; taşınmazların devredildiği dava dışı İsmail Ekinci’yi davaya dahil edip etmeyeceği yada İİK"nun 283/2 maddesine göre davasını bedele dönüştürüp dönüştürmediği sorulmamıştır.
Yapılacak iş, davacıdan dava dışı ...’yi davaya dahil edip etmeyeceği yada İİK"nun 283/2 maddesine göre davasını bedele dönüştürüp dönüştürmediği sorularak, davaya dahili istenildiğinde, taraf teşkilini tamamlamak aksi durumda ise bedele dönüşme halinde davalıların İİK"nun 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptalini gerektirecek yakınlık, tanışıklık borçlunun mali durumunu bilme gibi unsurların varlığı değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
2-Kabule göre de; tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir.
Somut olayda, dava konusu taşınmazlar davalı üçüncü kişi Abdulkadir tarafından elden çıkarıldığından, bu taşınmazların elden çıkarıldığı 23/10/2014 tarihindeki gerçek değerinin belirlenerek bu miktarın davacının alacak ve ferilerini geçmeyecek şekilde davalı ..."den tahsiline karar verilmesi gerekirken tazminat miktarı belirtilmeden kararın infaz kabiliyeti olmayacak şekilde hüküm tesisi de isabetsizdir.
3-Öte yandan; İİK 282 madde kapsamında borçlu ile lehine tasarrufta bulunan davalı arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Eldeki somut olayda, haklarındaki dava kabul edilen davalı borçlu ile 3. kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan; mahkemece yargılama giderleri ve vekalet ücretinden davalıların müşterek müteselsil sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken yalnızca davalı ...’in sorumlu tutulması da doğru değildir.
4-Bozma neden ve şekline göre davalı ...’nun temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1), (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ...’nun temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."ya geri verilmesine 07/09/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.