3. Hukuk Dairesi 2016/4602 E. , 2017/14412 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ile davalılardan ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıların murisi ..."den davalılara miras kalan Balcılar Köyü köy içinde bulunan ve doğusu yol, batısı ... taşınmazı, kuzeyi yol, güneyi ... taşınmazı olan 1 dönüm miktarlık taşınmazın davalılar tarafından 09/05/1978 tarihli köy satış senedi ile 40.000 TL bedel ile kendisine satıldığını, satış bedelinin peşin olarak alındığını, taşınmazın bugüne kadar kendisi tarafından kullanıldığını, kadastro tespiti sırasında ilgili taşınmazın 130 ada 3 parsel olarak davalılar murisi adına tespit gördüğünü, davalıların taşınmazı tapuda kendisine devretmediklerini, gönderdiği ihtara rağmen bildirim yapılmadığını ileri sürerek, ödediği 40.000 TL bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereğince bugünkü değerinin dava tarihinden itibaren faizi ile davalılardan alınarak tarafına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, dava konusu taşınmazın malikinin ... olup kendilerinin murisin mirasçıları olduklarını, davalılardan ..."in 09/05/1978 tarihli köy satış senedi ile ilgili taşınmazı davacıya sattığını, kadastro çalışmaları sırasında ilgili taşınmazın muris adına tespit edildiğini, köy senedi ile satılan taşınmazın 1 dönüm olup yapılan kadastro çalışması sırasında 1600 metre kare olarak tespit yapıldığını, kendilerinin 600 metre karelik bölümün bedelini ödemesi konusunda davacıya ihtarda bulunduklarını, ancak davacının bu bedeli ödemediğini savunarak,davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile;13.018,71 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan alınarak davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili ile davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara,kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalılar ... ve ... ‘in tüm,davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Geçersiz satış sözleşmesi gereğince; diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi "Denkleştirici Adalet" düşüncesine dayanmaktadır. Denkleştirici Adalet İlkesi ise, haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğünü ifade eder.
Bu bakımdan, sebepsiz zenginleşmeye konu alacağın iadesine karar verilirken, taşınmazın satış bedelinin alım gücünün ilk ödeme günündeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekir. Bu güncelleme yapılırken, güncellemeye esas alınan somut veriler tek tek uygulanarak, ödeme tarihinden ifanın imkânsız hale geldiği tarihe kadar paranın ulaştığı değer her bir dönem için hesaplanmalı, sonra bunların ortalaması alınmalıdır.
Başka bir deyişle, denkleştirici adalet kuralı gereğince iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün, ifanın imkansız hale geldiği tarihteki alım gücüne uyarlanması zorunluluğu bulunmaktadır.
Mahkemece; ödenen satış bedelinin, ifanın imkansız hale geldiği tarih itibariyle (çeşitli ekonomik etkenlerin TEFE-TÜFE artış oranları, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar, faiz ve benzeri ekonomik göstergelerin ortalamaları alınmak suretiyle) ulaşacağı alım gücü, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde, uzman bilirkişi heyetinden denetime elverişli rapor alınmak suretiyle belirlenmeli; bu yolla belirlenecek miktara hükmedilmelidir.
Somut olaya gelince;davacı ile davalılardan ... arasında düzenlenen 09/05/1978 tarihli harici satış sözleşmesi ile davaya konu edilen taşınmazın 40.000 TL bedelle davacıya satıldığı,ancak davalılar tarafından ilgili taşınmazın tapuda davacıya devrinin yapılmadığı sabit olmakla,davacı tarafından davalılara ödenen bedelin yukarıda ifade edilen denkleştirici adalet ilkesinde güncellemeye esas alınan somut verilerin tek tek uygulanması suretiyle,ödeme tarihinden dava tarihine kadar paranın ulaştığı değer her bir dönem için hesaplanmalı,sonra bunların ortalaması alınmalıdır.Nitekim mahkemece hükme esas alınan 28.03.2015 tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde ise sadece Tüfe,Bankaların Merkez Bankası’na bildirdiği 1 yıl vadeli ortalama faiz oranı,cumhuriyet altını,USD’nin esas alındığı;yukarıda ifade edilen diğer ekonomik gösterge birimlerinin hesaplamaya dahil edilmediği anlaşılmaktadır.Bu nedenle söz konusu bilirkişi raporunun hükme esas almaya yeter nitelik ve nicelikte olmadığı kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca mahkemece;yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar da dikkate alınmak suretiyle,davacının harici taşınmaz satış sözleşmesi gereğince davalıya ödediği 40.000 TL"nin denkleştirici adalet ilkesinde güncellemeye esas alınan somut verilerin tek tek uygulanması suretiyle ödeme tarihinden dava tarihine kadar paranın ulaştığı değerin her bir dönem için hesaplanması,sonra bunların ortalamasının alınması ,bu hesaplamanın çeşitli ekonomik etkenlerin TEFE-TÜFE artış oranları, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar, faiz ve benzeri ekonomik göstergelerin ortalamaları alınması suretiyle yapılması,yukarıda ifade edilen ilkeler uyarınca belirlenecek bedelin davacı aleyhine çıkması durumunda ise hükmün davacı tarafça da temyiz edildiği dikkate alınmak suretiyle 28.03.2015 tarihli hükme esas alınan rapora göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmesi gerekirken,eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... ‘in tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.