Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/3741 Esas 2022/11070 Karar Sayılı İlamı

Nitelikli hırsızlık suçundan sanık ...'ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/2-h maddesi gereğince 7 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Kanun'un 168. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına dair DÖRTYOL 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/09/2021 tarihli ve 2021/692 esas, 2021/197 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 15/03/2022 gün ve 94660652-105-31-28035-2021-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14/04/2022 gün ve 2022/41565 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 168. maddesinde yer alan “(1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs (…)(1) suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir. (2) Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, somut olayda sanığın soruşturma aşamasında katılanın müdürlüğünü yaptığı okuldan çalınan 8.050,00 Türk lirası değerindeki ürünlerin yerini avukatına söyleyip, avukatının da sanığın eşine söylemesi suretiyle kısmi iadede bulunduğu halde, kısmi iade sebebiyle ceza indirimine rıza gösterip göstermediği suçtan zarar gören kurumdan sorulup sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken 5237 sayılı Kanun'un 168. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına dair yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 168. maddesinde yer alan “(1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs (…)(1) suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir. (2) Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir. (4) Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır.” şeklindeki düzenleme karşısında, somut olayda sanık ...’ün soruşturma aşamasında katılanın müdürlüğünü yaptığı okuldan çalınan 8.050,00 Türk lirası değerindeki eşyaların yerini avukatına söyleyip, avukatının da sanığın eşine söylemesi suretiyle kısmi iadede bulunduğu halde, kısmi iade sebebiyle ceza indirimine rıza gösterip göstermediği suçtan zarar gören kurumdan, sorulup sonucuna göre TCK’nın 168/1-4. maddesinin uygulanma koşullarının değerlendirilmesi gerekirken anılan maddenin uygulanmasına yer olmadığına dair yazılı şekilde karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (DÖRTYOL) 3. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 01.09.2021 tarihli ve 2021/692 E., 2021/197 K. sayılı kararının belirtilen nedenle 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, 01/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.