22. Hukuk Dairesi 2015/14010 E. , 2016/26544 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, ücret alacağı, fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, aylık ücret, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
...-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İş sözleşmesinin, işçinin devamsızlıkta bulunması sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (g) alt bendinde, “işçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi” halinde, işverenin haklı fesih imkanının bulunduğu kurala bağlanmıştır.
Somut olayda, iş sözleşmesi, davalı işverence, işçinin 04.07.2011 tarihinden itibaren devamsızlık yaptığı gerekçesi gösterilerek feshedilmiştir. ... kaydının incelenmesinden, 21.07.2011 tarihi itibariyle işten çıkışın kuruma bildirildiği anlaşılmaktadır. Davacı vekili ise, devamsızlık savunmasının yerinde olmadığını, davacının uyuşmazlığa konu tarihlerde çalışmaya devam ettiğini iddia etmiştir.
Davacının, tanzim ve teşhir elemanı olarak görev yaptığı, ofis çalışanı olmadığı, görevini sahada yürüttüğü tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Davalı işverence, davacı işçinin, hizmet vermesi gereken müşterilerin işyerlerine gitmediğine ilişkin bir kısım tutanaklar dosyaya sunulmuş ise de, tutanak düzenleyicilerinden davalı tanığı ... duruşmada alınan beyanında, davacının markete gidip gitmediğini reyon görevlisinden sorduklarını, davacının o sırada nerede olduğuna ilişkin ise telefonla aranmadığını, davacının bu sırada başka bir markette olma ihtimalinin mevcut olduğunu ifade etmiştir. Dinlenen davacı tanığı da, davacının iş yoğunluğunun fazla olduğunu, marketlere gitmekte gecikme yaşanabildiğini beyan etmiştir. Diğer taraftan, davalı işverence, davacının 04.07.2011 tarihinden itibaren işe gelmediği savunulmakta ise de, temmuz 2011 ayına ilişkin bordroda, bu ay için yirmibir gün çalışmanın gösterildiği sabittir. Dosya kapsamı itibariyle, işverence, davacının devamsızlık yaptığı, her türlü şüpheden uzak bir şekilde kanıtlanamamıştır. Bu halde, davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarına hak kazandığının kabul edilmesi gerekirken, tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.