1. Hukuk Dairesi 2020/1768 E. , 2021/6078 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVALILAR : ... ...
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı asıl davada davalı/birleştirilen davada davacı ... vekili ve asıl davada davalı ... vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, asıl davada, kabul kapsamında olan 2 nolu bağımsız bölüm bakımından dava dışı mirasçı ... ...’ün payı yönünden de iptal tescil hükmü kurulmasının, fazla harç ve vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin HMK"nın 353/(1).b.2. maddesi uyarınca kabulüne, ilişkin olarak verilen karar, asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı ... vekili ile asıl davada davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 26/10/2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar ... v.d. vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı ... vekili Avukat ... geldiler. Davetiye tebliğine rağmen temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Asıl dava, muris muvazaası; birleştirilen dava ise, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkindir.
Asıl davada davacı (birleştirilen davada davalı) ... ..., kök mirasbırakan annesi ... ... ...’nın 2 ve 9 nolu bağımsız bölümleri davalıların mirasbırakanı ... ...’e satış suretiyle temlik ettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek açtığı tapu iptali ve tescil davasının Kadıköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/387 esas, 2011/36 karar sayılı, 08.02.2011 tarihli kararıyla kabul edilerek miras payı oranında iptal tescile karar verildiğini, kararın derecattan geçerek kesinleştiğini, anılan davanın açıldığı tarihte sağ olan mirasbırakan babası ... ...’e (kök mirasbırakanın eşi) intikal edecek olan 4/16 payın tamamının davalılarda kaldığını ileri sürerek bu pay yönünden tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiş, 07.04.2018 tarihli dilekçesi ile, 9 nolu bağımsız bölüm hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini istemiş; birleştirilen davaya bir diyeceğinin olmadığını beyan etmiştir.
Asıl davada davalı (birleştirilen davada davacı) ... ..., davanın taşınmazda paydaş olan dava dışı ...’ye de ihbarının gerektiğini, 9 nolu bağımsız bölümün ortaklığın giderilmesi davası neticesinde paydaşlardan diğer davalı ...’e satıldığını belirtip davanın reddini savunmuş; birleştirilen davada ise, kesinleşen Kadıköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/387 esas, 2011/36 karar sayılı, 08.02.2011 tarihli kararının infazı sırasında hata yapıldığını, mirasbırakan babası ... ... ...’nın mirasbırakan babaannesi ... ...’dan önce ölmesine ve bu nedenle mirasbırakan ... ...’in ikinci eşi olan davalı ...’ün mirasçı olmamasına rağmen, ...’nin de mirasbırakan ... ..."dan intikal eden 2 nolu bağımsız bölümde hak sahibi olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali miras payları oranında tescilini istemiştir.
Asıl ve birleştirilen davada davalı ..., devir tarihinde mirasbırakanın eşi ... ...’in sağ olduğunu, taşınmazlara ilişkin olarak kendi payı bakımından muvazaa iddiasına dayanıp herhangi bir hak talep etmediğini, davacının davayı açmakta iyiniyetli olmadığını, daha önce iptal tesciline karar verilen payın mirasbırakan ... ...’e ait payın bir kısmı olduğunu belirtip asıl ve birleştirilen davanın reddini savunmuştur.
Birleştirilen davada davalı ..., ... ...’in mirasçısı olduğunu, ... ...’e ait olup daha önce mahkemece iptal edilmeyen payda miras hakkının bulunduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, muvazaa iddiasının derecattan geçerek kesinleşen mahkeme kararı ile sabit olduğu gerekçesiyle asıl davada, 2 nolu bağımsız bölüm bakımından davanın kabulüne, 9 nolu bağımsız bölümün dava tarihinden önce taraflarca tapuda satışı yapıldığından bu taşınmaz bakımından davanın reddine; birleştirilen davada ise muvazaalı işlemin tarafı ... ...’in mirasçısı olan davacı ...’un muvazaaya dayanarak tapu kaydının iptalini isteyemeyeceği ve iyiniyetli kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine, karar verilmiş, karara karşı asıl davada davalı/birleştirilen davada davacı ... vekili ve asıl davada davalı ... vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, asıl davada, kabul kapsamında olan 2 nolu bağımsız bölüm bakımından dava dışı mirasçı ... ...’ün payı yönünden de iptal tescil hükmü kurulmasının, fazla harç ve vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin HMK"nın 353/(1).b.2. maddesi uyarınca kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş; birleştirilen davada davacının kendi muvazaasına dayanamayacağı, davayı açmakta hukuki yararının olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebi HMK"nın 353/(1).b.1. maddesi uyarınca esastan reddedilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kök mirasbırakan ... ... ...’nın 24.01.2002 tarihinde öldüğü, geriye mirasçıları olarak eşi ... ... ile kızı ... ... ve kendisinden önce (13.01.1998 tarihinde) ölen oğlu ... ...’ten olma torunları ... ve ... ...’un kaldığı, mirasbırakanın eşi ... ...’in ise, 23.12.2004 tarihinde öldüğü, geriye mirasçıları olarak ... ..., ... ve ... ...’un kaldığı, birleştirilen davada davalı ...’nin ... ...’in eşi olduğu, mirasbırakan ... ...’nın 295 ada 19 parsel sayılı taşınmazdaki payının tamamını 25.03.1985 tarihinde oğlu ... ...’e satış suretiyle temlik ettiği, aynı tarihte kat irtifakına geçilmesi sonucu taşınmazdaki çekişme konusu 2 ve 9 nolu bağımsız bölümlerin ... ... adına tescil edildiği, anılan bağımsız bölümlere ilişkin olarak davacı ... tarafından ... ... mirasçıları aleyhine 22.01.2003 tarihinde açılan muris muvazaası hukuki sebebine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil davasının Kadıköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/387 esas, 2011/36 karar sayılı, 08.02.2011 tarihli kararıyla kabul edildiği, hükmün Yargıtay denetiminden geçerek 26.04.2012 tarihinde kesinleştiği ve 06.09.2012 tarihinde infazı neticesinde taşınmazların 3/8’er payının davacı ... adına tescil edildiği, ... ...’in taşınmazlarda geriye kalan 5/8’er payının 12.01.2015 tarihinde mirasçıları olan eşi ... ile çocukları ... ve ... ... adlarına intikalen tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Asıl davada davalı ...’in aşağıda belirtilen husus dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Asıl davada, 9 nolu bağımsız bölüme ilişkin dava reddedilip bu husus temyiz sebebi yapılmamakla reddedilen bu bağımsız bölümün dava tarihindeki keşfen saptanan ve harcı ikmal edilen değeri esas alınmak suretiyle aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan davalılar ... ve ... ...’un her biri lehine, karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenecek nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru değildir.
Birleştirilen davada davacı ...’un temyiz itirazlarına gelince;
Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı olup kök mirasbırakan ... ...’dan mirasbırakan ... ...’e intikal eden taşınmazda mirasçı olmamasına rağmen davalı ...’ye intikal eden taşınmazın tapusunun iptali talep edilmekle, davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, mirasçı olmayan ... adına yapılan intikalin yolsuz tescil niteliğinde olduğu gözetilerek birleştirilen davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.
Asıl davada davalı/birleştirilen davada davacı ... vekili ile asıl davada davalı ... vekilinin değinilen yönlerden yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nın 371/1-a maddesi gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK"nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26/10/2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.