1. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/13355 Karar No: 2013/13921
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/13355 Esas 2013/13921 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, taşınmazlarında davalının çaplı taşınmaza müdahalesi nedeniyle elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerinde bulundular. Mahkeme, davalının haklı ve geçerli nedeni olmadan taşınmaza yapılanmış müdahalesinin tespit edildiğini ve elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabul edilmesi gerektiğine karar verdi. Ancak davacıların açıklamalarının davalının eylemine muvafakat gösterdiği göz önüne alındığında, ecrimisil isteği yerinde değildir. Ayrıca, yıkım bedelinin infaz aşamasında belirleneceği göz önünde bulundurulmaksızın hüküm fıkrasında yıkım ve nakliye bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesi de doğru değildir. Karar, HUMK'nun 428. maddesi gereğince bozuldu. Kanun maddeleri: 6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi ve 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi.
Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı E.G. vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 1 parsel sayılı taşınmazın davacılar ile birlikte davaya dahil edilen bir çok kişi adına kayıtlı olduğu, davalının taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalının haklı ve geçerli neden olmaksızın çaplı taşınmaza yapılanmak suretiyle müdahale ettiği belirlenerek elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Ne varki, çekişmeli taşınmazda 1.4.1983 yılında davacıların pay sahibi oldukları, davalının ise 1988 yılından itibaren kullanımının devam ettiği, eldeki davanın 2010 yılında açıldığı, bu süre içerisinde davacıların davalının kullanımına karşı koymadıkları, taşınmaz maliklerinin gösterdikleri sınıra göre inşaata başladığı yönündeki davalı savunmasınında aksi kanıtlanamadığı gözetildiğinde, davalının eylemine davacıların muvafakat gösterdikleri, dava açmakla da muvafakatın geri alındığının kabulünde zorunluluk vardır. Bu durumda, hak sahibinin kötü niyetli zilyetten isteyebileceği işgal tazminatından (ecrimisilden) davalının sorumlu tutulmasına olanak yoktur. Hal böyle olunca, ecrimisil isteğinin reddedilmesi gerekirken yanılgılı değrelendirme ile bu isteğin kabul edilmesi doğru olmadığı gibi, yıkım bedelinin infaz aşamasında belirleneceği gözönünde bulundurulmaksızın hüküm fıkrasında yıkım ve nakliye bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiş olmasıda isabetli değildir. Davalının anılan hususlara değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.