15. Hukuk Dairesi 2017/1250 E. , 2018/3766 K.
"İçtihat Metni"Davacı ... Mim. Dek. ve İnş. Malz. San. Tic. Ltd. Şti. ile davalı ... ... Girişim Grubu Teks. Turz. Enerji İnş. San. ve Tic. A.Ş., birleşen 2012/295 Esas sayılı davada davacı ... ... Girişim Grubu Teks. Turz. Enerji İnş. San. ve Tic. A.Ş. ile davalı ... Mim. Dek. ve İnş. Malz. San. Tic. Ltd. Şti., birleşen 2010/228 Esas sayılı davada davacı ... ... Girişim Grubu Teks. Turz. Enerji İnş. San. ve Tic. A.Ş. ile davalı ... Mim. Dek. ve İnş. Malz. San. Tic. Ltd. Şti. arasındaki davadan dolayı ... 7. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 01.10.2015 gün ve 2011/126-2015/684 sayılı hükmü duruşmalı olarak onayan Dairemizin 27.02.2017 gün ve 2016/6372-2017/777 sayılı ilamı aleyhinde taraf vekillerince karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup asıl davada yüklenici bakiye iş bedelinin, birleşen ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/295 Esas sayılı davasında iş sahibi geç teslimden kaynaklanan kira kaybı ve cezai şart alacağı ile eksik ve ayıplı iş bedeli ve KDV alacağının tahsilini, birleşen ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/228 Esas sayılı davasında iş sahibi iş bedeli olarak verilen çekten dolayı borçlu olmadıklarının tespitini talep etmiş, mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davaların reddine dair verilen kararın davacı birleşen dosya davalısı yüklenici vekilince temyizi üzerine Dairemizden verilen 27.02.2017 gün 2016/6372 Esas 2017/777 Karar sayılı onama ilamına karşı taraf vekillerince yasal süresi içinde karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Adil yargılanma hakkı Anayasamızın 36/1. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde düzenlenmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi"nin bazı kararları ile Anayasa Mahkemesi"nin bireysel başvuruya ilişkin bazı kararlarında gerekçeli karar hakkının adil yargılanma hakkının somut görünümlerinden olduğu belirtilmiştir. Anayasa"nın 141/3. maddesine göre bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Adil yargılanma hakkının sağlanması kapsamında kararların gerekçeli olmasıyla ilgili kamu düzenine ilişkin hükümlere 6100 sayılı HMK"da da yer verilmiştir. HMK 297. maddeye göre hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri yer almalı ve sonuç kısmında da taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi yani açık ve infazda tereddüt yaratmayacak nitelikte karar verilmesi gereklidir.
HGK"nın 24.02.2010 tarihli 2010/1-86 Esas ve 2010/108 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; "Yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur."
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; birleşen davalar bağımsızlıklarını korurlar, birleştirmekteki amaç; usul ekonomisinin sağlanmasıdır. Davalar birleştirilmiş olsa dahi bağımsız dava niteliğini muhafaza ettiğinden kararın anlaşılabilmesi ve temyiz incelemesinin sağlıklı olarak yapılabilmesi için HMK"nın 297. maddesi hükmü gereğince; asıl ve birleşen davalarla ilgili ayrı ayrı iddia ve savunmaların açıklanıp delillerin değerlendirilerek, hüküm kısmında asıl ve birleşen davada verilen karar ile taraflara hükmedilen hak ve yükümlülükler, harç, ücreti vekâlet ve yargılama giderlerinin ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken mahkemece asıl davada, bakiye iş bedeli belirlendikten sonra iş sahibinin birleşen ilk davada dava konusu ettiği ayıp giderim bedelinin bakiye iş bedelinden mahsup edilerek birleşen ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/295 Esas sayılı davasının reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın açıklanan nedenlerle usulden bozulması gerekirken onandığı bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından tarafların karar düzeltme talebinin kabulü uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Dairemizin 27.02.2017 gün 2016/6372 Esas 2017/777 Karar sayılı onama ilamı kaldırılarak mahkeme kararının usulden BOZULMASINA, verilen kararın niteliğine göre tarafların esasa ilişkin karar düzeltme taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 1.350,00"er TL duruşma vekillik ücretinin taraflardan karşılıklı olarak alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan diğer tarafa verilmesine, ödedikleri temyiz peşin ve karar düzeltme harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 11.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.