Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4882
Karar No: 2012/5013
Karar Tarihi: 29.05.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/4882 Esas 2012/5013 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Karasu Sulh Hukuk Mahkemesi'nde Hazine ile Şadiye Kırıkkanat arasındaki tapu iptali, terkin davası görülmüş ve davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğine hüküm vermiştir. Davacı tarafından temyiz edilen karar, hak düşürücü sürenin değerlendirilmiş olması sebebiyle doğrudur ancak Anayasa Mahkemesi'nin 5841 sayılı Yasa'yı iptal etmesi ile bu karar geçersiz hale gelmiştir. Yargılama masraflarıyla ilgili olarak 6099 sayılı Yasa'nın 16. ve 17. maddeleriyle 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A ve Geçici 11. maddelerinde düzenlemeler getirilmiştir, buna göre Devlet veya diğer kamu kurumları tarafından açılan kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil yargılama gideri yükletilememektedir.
Kanun Maddeleri:
- 5841 sayılı Yasak, Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih 2009/31 E. 2011/77 K. sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
- 6099 sayılı Yasa'nın 16. ve 17. maddeleriyle 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A ve Geçici 11. maddelerinde düzenlemeler getirilmiştir.
8. Hukuk Dairesi         2012/4882 E.  ,  2012/5013 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali, terkin

    Hazine ile ... ve Şadiye Kırıkkanat aralarındaki tapu iptali, terkin davasının reddine dair Karasu Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 15.03.2011 gün ve 646/120 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... vekili mülkiyeti davalılara ait olan 74 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 289.19 m2 kısmının 3621 sayılı Kıyı Kanununa göre kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığını ileri sürerek bu kısmın tapusunun iptali ile tescil dışı bırakılmasını istemiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne, taşınmazın kıyı kenar çizgisi kapsamında kalan kısmının tapusunun iptaline dair karar davalının temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 20.01.2010 gün 2009/14213 Esas - 2010/249 Karar sayılı kararı ile “…çekişme konusu taşınmazın kadastro tespitinin 04.10.1967 tarihinde kesinleştiği eldeki davanın 09.04.2008 tarihinde açıldığı, 25.02.2009 tarihinde kabul edilen ve 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Yasanın 2. maddesi ile Değişik 3402 sayılı Yasanın 12/3 ve anılan Yasanın Geçici 10. maddeleri hükümleri gözetildiğinde 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği…” belirtilmiş, hükmüne uyulan bozma ilamı gereğince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş, hükmün taraflarca temyizi üzerine bu kez Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 14.10.2010 gün 2010/10368 Esas, 10437 Karar sayılı bozma ilamı ile “…davacı Hazinenin temyiz itirazlarının reddine, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 417. maddesi hükmü gereğince yargılama giderlerinin aleyhine hüküm kurulan taraftan alınması gereğine değinilerek ret edilen davada Hazine lehine avukatlık parası takdiri ile Hazine tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi, kabule görede ret edilen davada nisbi harça hükmedilmesi doğru olmadığı…” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, bu defa davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; mahkemece yapılan keşif sonucu jeoloğ, jeomorfoloğ ve jeofizik mühendisinden oluşan uzman bilirkişi heyetince verilen raporda taşınmazın 289.19 m2 kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı belirlenmiştir.
    Mahkemece, hükmüne uyulan Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamı gereğince 5841 sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Gerçekten de, 5841 sayılı Yasa"nın yürürlüğü döneminde karara bağlanan davada hak düşürücü sürenin değerlendirilmiş olması doğrudur. Ne var ki, anılan Yasa Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih 2009/31 E. 2011/77 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş ve kararın 23.07.2011 tarihinde resmi gazetede yayımlanmasıyla iptal hükmü yürürlüğe girmiştir.
    Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında, 5841 sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin mahkeme kararının verildiği tarih itibariyle doğru olduğu düşünülse ve ayrıca Anayasanın 153. maddesine göre iptal kararı geriye yürümese de, 10.03.1969 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçe bölümünde belirtildiği üzere, iptalin kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemeyeceği, ancak henüz devam eden uyuşmazlıkların iptal kapsamında bulunacağı açıktır.
    O halde, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararından sonra davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin verilen kararın doğruluğundan söz edilemez. Zira, kamu düzeniyle ilgili bütün haller istisnanın kapsamına girer.
    Öte yandan, yargılama masraflarıyla ilgili olarak 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. ve 17. maddeleriyle 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A ve Geçici 11. maddelerinde, “Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından açılan ve henüz infaz edilmemiş bulunan dava ve kararlarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil yargılama gideri yükletilemeyeceği...” yönünde düzenlemeler getirilmiştir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle; işin esası hakkında 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı doğrultusunda değerlendirme yapılmak ve yargılama masrafları yönünden de 6099 sayılı Yasa hükümleri gözetilmek suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması için karar bozulmalıdır.
    Davacı ... vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi