Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/499
Karar No: 2020/219

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/499 Esas 2020/219 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından nitelikli dolandırıcılık suçundan hakkında 2 yıl 6 ay hapis ve 2.000 TL adli para cezası verilen sanık, Yargıtay 23. Ceza Dairesince yapılan inceleme sonucunda kararın isabetsizliği gerekçesiyle beraat etti. Ancak Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi, yeni bir gerekçe ileri sürerek sanığın mahkumiyetine karar verdi. Bu yeni kararın, direnme kararı niteliğinde değil yeni bir hüküm olduğuna karar verildi. Dosya, temyiz incelemesi için Yargıtay 15. Ceza Dairesine gönderildi.
Kanun maddeleri: TCK'nin 158/1-i, 43/1, 52/2-4 ve 53/1.
Ceza Genel Kurulu         2017/499 E.  ,  2020/219 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 15. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza
    Sayısı : 302-69

    Nitelikli dolandırıcılık suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanık ..."nun, TCK"nın 158/1-i, 43/1, 52/2-4 ve 53/1. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 2.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin Erzurum 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 12.10.2011 tarihli ve 3-169 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 23. Ceza Dairesince 26.11.2015 tarih ve 4028-7219 sayı ile;
    "...Sanığın, katılandan sözleşmede yazan 4.000 TL vekâlet ücreti dışında, iddia konusu 12.950 TL"lik tutara ilişkin katılanın tek taraflı olarak düzenleyip sanığın tüm aşamalarda inkâr ettiği kendi el yazısıyla avukatlık sözleşmesi altına yazdığı nota ve soyut beyanına itibar edilemeyeceği gözetilerek, sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi ise 16.03.2016 tarih ve 302-69 sayı ile;
    "...Taraflar arasında akdedilen vekalet sözleşmesine ilişkin olarak 4.000,00 TL peşin, kalan bakiyenin de iş bitiminde ödeneceği konusunda taraflar anlaşmışlardır.
    Ancak anlaşma ile toplam anlaşılan rakamın 4.000,00 TL"lik kısmının peşin olduğu belirtilmiştir.
    Bu rakam için sanık tarafından verilmiş bir makbuz ve/veya vergisel açıdan bir serbest meslek makbuzu da dosyaya ibraz edilmemiştir.
    Kaldı ki, dosyaya ibraz edilen 19.07.2005 tarihli belgede açılacak davaya karşılık olarak 8.100,00 TL alındığı sabittir. Sanığın savunmasında alınan 8.100,00 TL paranın da avukatlık ücreti ve masraflara karşı alındığı iddia edilmiştir.
    Oysaki alınan birlikişi raporunda da belirtildiği üzere sanığın yaptığı ve yapması gereken masrafların 1.714,68 TL yargılama masrafı olacağı tespit edilmiştir.
    Bu nedenlerden dolayı sanığın savunmasında belirtmiş olduğu bu rakamı aşacak nitelikte başkaca masrafların neler olduğu belirtilmemiş ve/veya dosyaya buna ilişkin belge ibraz edilmemiştir. Ayrıca sanığın kabul etmediği rakamların (Sözleşmenin altında ödendiği iddia edilen) olmadığı farzedilse ve sanığın savunmasında avukatlık ücreti ve masrafların karşılığı olarak 8.100,00 TL aldığı kabul edilse dahi bilirkişi raporunda üstlenilen dava için yapılan ve/veya yapılması muhtemel olan rakam avukatlık ücreti olarak alındığı savunulan rakamdan sonra kalan 4.100,00 TL bile tespit edilen masrafların çok üstünde bir rakamdır.
    Bunlarla birlikte alınan 8.100,00 TL avukatlık ücreti olarak alındığı iddia edilen rakama ilişkin olarak sanık tarafından düzenlenmiş olan herhangi bir serbest meslek makbuzunun da dosyaya ibraz edilmediği sabittir.
    Kaldı ki sanığın mahkememiz nezdinde benzer mahiyettte suçlara ilişkin davaları da bulunmaktadır.
    Yukarıda izah edilen nedenlerden dolayı sanığın tüm aşamalarda inkar ettiği ve katılandan 19.07.2005 tarihli belgede aldığı 8.100,00 TL dışında başka para alamadığı ve bunun da 4.000,00 TL"sinin vekalet ücreti ücreti olduğu dahi kabul edilse bile vekalet ücreti olarak alındığı iddia edilen kısma ilişkin serbest meslek makbuzunun olmaması ve kalan bakiyenin bilirkişi raporunda da belirtilen tüm masrafların çok üzerinde alınması dikkate alınsa bile önceki kararın olayların oluşumu ile uyumlu olduğu değerlendirilmiş, buna göre bir kabul oluşturulmuştur.
    Kapatılan 3. Ağır Ceza Mahkemesi"nin gerekçeli kararında avukatlık iş sözleşmesinde belirtildiği üzere taraflar arasında başkaca bir sözleşme mevcut olmadığı ve yapılan ödemenin vekalet ilişkisinden kaynaklı avukatlık alacağı olarak kabul edilemeyeceği tüm ayrıntılarıyla birlikte değerlendirildiğinde, sanığın savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu," şeklindeki gerekçeyle bozmaya direnerek önceki hüküm gibi sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir.
    Bu hükmün de sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.05.2016 tarihli ve 163997 sayılı "Bozma" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 14.12.2016 tarih ve 785-1610 sayı ile; 6763 sayılı Kanun"un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.12.2016 tarihli ve 398 sayılı kararı ile Yargıtay 23. Ceza Dairesinin kapatılması nedeniyle aynı karar uyarınca bu Daireye ait işlerin devredildiği Yargıtay 15. Ceza Dairesince yapılan inceleme sonucu 04.04.2017 tarih ve 3854-8658 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; suçun yasal unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği"nin 27. maddesi uyarınca öncelikle Yerel Mahkeme kararının "yeni hüküm" niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
    a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
    b) Bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak,
    c) Bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
    d) Önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,
    Suretiyle verilen hüküm, direnme kararı olmayıp yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi hâlinde ise incelemenin Yargıtayın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Yerel Mahkemece sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan ilk mahkûmiyet hükmünün, Özel Dairece; sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmasından sonra yapılan 16.03.2016 tarihli oturumda "Mahkememiz UYAP kayıtlarının incelenmesinde sanık hakkında Mahkememizin 2015/268 Esas sırasına kayıtlı dosyada benzer mahiyette eylemlerden birleşen davalar olduğu görüldü ve yine bu hususta verilen kararların da olduğu anlaşıldı." bilgisine yer verilerek sanık hakkındaki 7 adet iddianame suretinin dosyaya eklendiği, yargılama sonucunda önceki kararda yer almayan "...Kaldı ki sanığın mahkememiz nezdinde benzer mahiyette suçlara ilişkin davaları da bulunmaktadır..." biçiminde Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile sanığın ilk hükümdeki gibi mahkûmiyetine karar verildiği, ayrıca ilk hükümde TCK"nın 62. maddesinin uygulanmama gerekçesi olarak "Sanığın geçmişi" gösterildiği halde direnme hükmünde "Sanığın benzer mahiyetteki suçları işlemeyi alışkanlık haline getirmiş olması, atılı suçtan dolayı dosyaya hiçbir pişmanlığının yansımamış olması, benzer suçlardaki yoğunluk ve yine mahkememizdeki benzer suçlardaki yoğunluk" şeklinde yeni ve değişik gerekçeler ile TCK"nın 62. maddesinin uygulanmamasına karar verildiği anlaşılmıştır.
    Bu itibarla, Yerel Mahkemenin son uygulaması direnme kararı niteliğinde olmayıp, ilk hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurulmuş olması nedeniyle yeni hüküm niteliğindedir. Bu yeni hükmün doğrudan Ceza Genel Kurulunca ele alınması mümkün olmadığından, dosyanın temyiz incelemesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
    Ulaşılan sonuç karşısında, diğer uyuşmazlık konusu değerlendirilmemiştir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.03.2016 tarihli ve 302-69 sayılı kararı yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 15. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 21.05.2020 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi