15. Ceza Dairesi 2017/18471 E. , 2017/10835 K.
"İçtihat Metni"Resmi belgede sahtecilik, güveni kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçlarından şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 17/05/2016 tarihli ve 2015/47869 soruşturma, 2016/12219 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Mersin 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 27/07/2016 tarihli ve 2016/3801 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 08.03.2017 gün ve 94660652-105-33-560-2017 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17/03/2017 gün ve 2017/17042 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda müşteki ile şüpheli ..."nın kardeş oldukları, şüpheli ..."ın da, şüpheli ..."in iş yerinde çalıştığı, şüpheli ..."in işlerinin kötüye gitmesi nedeniyle işyerini müştekiye devrettiği, müştekinin de işleri takip etmesi için şüpheli..."e genel vekaletname verdiği, şüpheli..."in, şüpheli ... ile birlikte hareket ederek müştekinin bilgi ve rızası dışında değişik bankalarda çek ve banka hesapları açıp, kredi kullanıp ve piyasaya çek vererek müştekiyi borçlandırdıklarından bahisle yapılan şikayet üzerine, olayın hukuki ihtilaf kapsamında kaldığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, ... bankasının cevabi yazısında, müşteki adına 50.000,00 Türk Lirası tutarlı genel kredi sözleşmesi ve bu sözleşmeye istinaden çek karnesi düzenlendiğinin belirtilmesi karşısında, sözleşme aslının celbi ile sözleşme üzerinde yer alan imza ve yazılar ile kullanılmış çekler var ise bu çekler üzerindeki imzalar üzerinde imza yazı incelemesinin yaptırılması, piyasaya sürülmüş çekler ile ilgili müşteki veya şüpheliler haklarında soruşturma veya kovuşturma dosyalarının araştırılarak incelenmek üzere celp edilmesi, şüpheli ..."ın ifadesine başvurulması suretiyle, toplanacak deliller ve yapılacak inceleme sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilerek, itirazın bu yönden kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Mersin 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 27.07.2016 tarih ve 2015/3801 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 15.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.