Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/5369
Karar No: 2012/4998
Karar Tarihi: 29.05.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/5369 Esas 2012/4998 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/5369 E.  ,  2012/4998 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı

    ...ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair .... Aile Mahkemesinden 22.07.2011 gün ve 579/771 sıyılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 29.05.2012 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili Avukat ...geldi. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı ... Tarım vekili, 7.9.2007 tarihli dava dilekçesinde boşanma, velayet ve nafaka isteği yanında evlilik birliği içinde yeni yasa döneminde alınan taşınmazın yarı hissesinin hükümle birlikte davacı adına tesciline karar verilmesini istemiş, bozma ilamı sonrasında harcını da yatırdığı 10.6.2011 tarihli dilekçesinde ise talebini, dava konusu 18 parsel üzerindeki gayrimenkulün yarı bedeli 55.000 TL olarak ıslah ettiğini açıklamıştır.
    Davalı ... vekili, geçimsizlikte kusurlu olan davacının taleplerinin reddi gerektiğini ayrıca dava konusu dairenin kaba inşaat olarak 45.000 TL"ye alındığını, vekil edeninin babasının 50 gün bizzat çalışarak daireyi tamamladığını, peşinat olarak ödenen 7.000 TL"nin vekil edeninin evlilik öncesinde sahibi olduğu arsanın satışından elde edilen para ile alınan aracın elden çıkartılması ile karşılandığını, kalan miktar için de vekil edeninin bankadan konut kredisi çektiğini ve halen taksit ödemelerinin devam ettiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemenin, TMK.nun 166.maddesine göre boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, çocuk için 300 TL, davacı kadın için 100 TL aylık nafaka takdirine, dava dilekçesinde müşterek taşınmaza yönelik harçlandırılarak dava açılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararı, taraf vekillerinin temyizi sonunda Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 28.4.2010 tarih 2009/6329 Esas, 2010/8524 Karar sayılı ilamı ile diğer temyiz itirazları reddedilmiş, davalı vekilinin temyiz itirazları nafakalar bakımından yerinde görülerek, davacı vekilinin temyiz itirazları ise dava dilekçesine ilişkin alınan başvurma harcının dava dilekçesindeki bütün istemleri kapsadığı, davacı kadına mal rejiminin tasfiyesi istemine yönelik dava değerinin açıklattırılıp, peşin nisbi harç tamamlattırıldıktan sonra olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerektiği açıklanarak bu yönlerden bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, müşterek çocuk için 23.04.2009 tarihinden itibaren başlamak üzere aylık 300 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına, davacının yoksulluk nafakası talebinin davacının boşanmakla yoksul kalmayacağı anlaşılmakla reddine, davacının katkı payına yönelik isteminin kabulü ile, bilirkişi raporuna göre belirlenen değerinin 1/2"si olan 47.500 TL’nin dava tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile beraber davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar 25.6.1996 tarihinde evlenmiş, 07.09.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 21.6.2010 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK.nun 225/2.m.). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise, yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.).
    Dava konusu 7868 ada 18 parselde bulunan 1.kat 5 nolu mesken 31.5.2006 tarihinde davalı adına satın alınarak tapuya tescil edilmiştir. Dava dilekçesinde yarı hissenin iptal tescili istenmiş ise de, bozma ilamı sonrasında harcı da yatırılan 10.6.2011 tarihli dilekçede açıkça dava konusu gayrimenkulün yarı bedeli 55.000 TL olarak ıslah ediyorum şeklinde talepte bulunulduğuna göre davacının isteğinin alım tarihi de dikkate alındığında katılma alacağı olarak kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı vekilinin bu yöne ilişen temyiz itirazları yerinde değildir.
    Davalı vekilinin esasa yönelen temyiz itirazlarına gelince; Dava, TMK.nun 219, 231 ve 236. maddelerine dayalı katılma alacağı isteğine ilişkindir. TMK.nun yürürlük tarihinden sonra evlilik birliği içinde edinilen mal varlığı kural olarak aksi kanıtlanmadıkça edinilmiş mal sayılır. TMK.nun 231.maddesine göre artık değer, eklenmeden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, her eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktardır. Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) taşınmazın tasfiye tarihindeki değeri dikkate alınarak (TMK. m.235/1) katılma alacağının belirlenmesi gerekir. Davacı eş, hesaplama sonucu ortaya çıkan artık değerin yarısı oranında hak sahibi olur.
    Mahkemece artık değerin yukarıdaki açıklamalarda belirtildiği şekilde belirlenmesinde, tarafların iddia ve savunmalarında geçen hususlar incelenmemiş, alım sırasında meskenin kaba inşaat halinde olup olmadığı, bu durumda ise tamamlanması veya iyileştirmelerin ne şekilde kim tarafından yapıldığı, edinilmiş değer olarak dikkate alınıp alınamayacağı, davalının savunmasında geçen kişisel mal olduğunu ileri sürdüğü arsa ve bu arsanın satışı ile alındığı iddia edilen peşinat ödemesinde kullanılan ...plakalı aracın nitelikleri, alım ve satım tarihleri, kimin adına ne şekilde edinildikleri, bunların satışı ile dava konusu meskenin alımı arasında bir irtibat olup olmadığı, arsa ve araç alımlarında her iki tarafın katkılarının bulunup bulunmadığı hususları ayrıntılı olarak araştırılmamıştır. Diğer yandan dava konusu meskenin alımında kullanıldığı sabit olan banka kredisinin 144 ay geri ödemeli olduğu dikkate alınarak bu kredinin boşanma dava tarihine kadar ödenen kısmının evlilik içinde edinilmiş mal, sonraya isabet eden kısmının ise davalının kişisel malı niteliğinde artık değer hesabında düşülecek borç niteliğinde olduğu da gözetilmemiştir. Bu hususlar araştırılıp açıklığa kavuşturulmadan, edinilmiş mal olarak artık değer hesabında dikkate alınacak değerler net olarak belirlenmeden , gerekirse bu hususta gereken tespit ve hesaplamaların yapılabilmesi, oranların bulunabilmesi için konusunda uzman bilirkişi kurulundan tarafların ve Yargıtayın denetimine açık gerekçeli rapor alınmadan eksik inceleme ile bilirkişi raporunda dava tarihi itibarıyla belirlenen değerin artık değer olduğundan hareketle yarısının davacının katılma alacağı olduğu kanaati ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
    Dava; mal rejiminden kaynaklanan katılma alacağı isteğine ilişkin olup TMK.nun 232 ve 235/1 maddelerine göre mal varlıklarının tasfiye anındaki sürüm değerleri gözönünde bulundurulur. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre tasfiye tarihi karar tarihi olarak kabul edilmektedir. Katılma alacağı davalarında artık değer hesabında dikkate alınması gereken değer karar tarihine en yakın değerdir. Mahkemece artık değer hesabında karar tarihine en yakın değer olarak belirlenen 110.000 TL.nin dikkate alınması gerekirken dava tarihi itibarıyla belirlenen 90.000 TL"nin dikkate alınması doğru değil ise de temyiz edenin sıfatı dikkate alınarak, davalının lehine olan bu yönden (aleyhe bozma yasağı kuralı gereği) bozma sevk edilmemiştir. Ancak, karar tarihinden geçerli olmak üzere yasal faize hükmedilmesi gerekirken davalı aleyhine olacak şekilde dava tarihinden geçerli olmak üzere faize hükmedilmiş olması da doğru değildir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları kısmen yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 900 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine
    ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 29.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi