Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/12290
Karar No: 2016/12080
Karar Tarihi: 01.06.2016

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/12290 Esas 2016/12080 Karar Sayılı İlamı

18. Ceza Dairesi         2016/12290 E.  ,  2016/12080 K.

    "İçtihat Metni"


    Hakaret suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda, sanığın mahkumiyetine dair ...Sulh Ceza Mahkemesi"nce verilen 06.11.2013 tarih ve 2013/309 esas 2013/432 karar sayılı hükmün, sanık tarafından temyizi üzerine,
    Dairemizin 16.03.2016 tarih ve 2015/28063 esas 2016/5116 karar sayılı kararıyla;
    “Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir
    Ancak;
    1- Doktor olan şikayetçinin, sanığa tedaviye başlaması için hastaneye giriş yaptırmasının zorunlu olduğunu belirtmesi üzerine, sanığın hastane kapısından çıkmadan önce şikayetçi ve tanıkların duyacağı bir şekilde "ben böyle hastanenin a...a korum" dediğinin anlaşıldığı somut olayda, sanığın söz konusu sözler ile kastının şikayetçiye hakaret olmadığı, hastanenin işleyişine yönelik kaba sözlerle serzenişte bulunduğu ve bu itibarla hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden yazılı biçimde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
    2- TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun, uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,
    Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine”, karar verilmiştir.
    I- İTİRAZ NEDENLERİ
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.05.2016 tarih ve 2014/51670 sayılı yazısı ile;
    “... Cumhuriyet Başsavcılığının, 18/02/2009 tarih ve 2009/83 esas sayılı iddianamesiyle, Müşteki ... devlet hastahanesi acil servisinde görevli doktor olarak görevini yerine getirdiği sırada, sanık ... hasta olarak acil servise müracaat ettiği, müşteki doktor ..."ın sanık ..."ten tedavi için giriş kaydı yaptırmasını isteyince, sanığın, "ben günde kaç kez giriş yaptıracağım" şeklinde sözler sarf ettiği ve müşteki ..."ın, hasta sanık ..."e her girişte işlem yaptırmasının zorunlu olduğunu söylemesi üzerine, sanığın bu duruma tepki göstererek poliklinikten dışarıya doğru yürümeye başlamış ve hastahane kapısından çıkmadan önce müşteki ve tanıkların duyacağı bir şekilde ve müştekiye hitaben söylediğinde şüphe duyulmayacak şekilde "ben böyle hastahanenin a...a korum" diyerek küfür ettiğini ileri sürülerek, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 125/1-3-a-4 maddesi gereği cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı,
    ... Sulh Ceza Mahkemesinin 06/11/2013 tarih ve 2013/309 esas ve 432 karar sayılı ilamıyla, sanığın doktor olarak acil serviste görevli müştekiye karşı görevinden dolayı hakaret suçunu işlemiş olduğu anlaşıldığından, eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 125/1-3-a, 125/4, 62 md. 11 Ay 20 gün hapis ve TCK 53/1 md. cezalandırılmasına karar verildiği,
    Hüküm sanık ... tarafından yasal süresi içinde temyiz edildiği ve Yüksek Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 16/03/2016 gün ve 2015/28063 esas, 2016/5116 karar sayılı kararıyla,
    1- Doktor olan şikayetçinin, sanığa tedaviye başlaması için hastaneye giriş yaptırmasının zorunlu olduğunu belirtmesi üzerine, sanığın hastane kapısından çıkmadan önce şikayetçi ve tanıkların duyacağı bir şekilde "ben böyle hastanenin ... korum" dediğinin anlaşıldığı somut olayda, sanığın söz konusu sözler ile kastının şikayetçiye hakaret olmadığı, hastanenin işleyişine yönelik kaba sözlerle serzenişte bulunduğu ve bu itibarla hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden yazılı biçimde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
    2- TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun, uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması usul ve yasaya aykırı görüldüğünden hükmün bozulmasına karar verildiği,
    Yüksek Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 16/03/2016 gün ve 2015/28063 esas, 2016/5116 karar sayılı ilamının bir nolu bozma kararının, hukuka aykırı nitelikte olduğu, sanık ..."ün müşteki doktora yönelik sarf ettiği sözlerin küçük düşürücü nitelikte olup onurunu incitici nitelikte bulunduğu gözetilerek sanığın görevli memura hakaret suçunun işlediği kabul edilerek Anayasa Mahkemesi tarafından TCK 53 maddesinin bir nolu fıkrasının, b bendine yönelik vermiş olduğu iptal kararının, kapsam ve içerik itibariyle infaz aşamasında mahallinde göz önüne alınabileceği nedenle, hükmün onanması istemiyle anılan karara itiraz edilmiştir.
    İTİRAZ NEDENLERİ : İtiraza konu uyuşmazlık sanık ..."ün müşteki doktor ..."a yönelik sarf ettiği sözlerin hakaret suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkindir.
    5237 sayılı TCK’nun "hakaret" başlıklı 125. maddesinde; “(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.
    2- Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.
    3- Hakaret suçunun;
    a- Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
    b- Dinî, siyasî, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
    c- Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,
    İşlenmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
    4- Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.
    5- Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır” hükmü yer almaktadır.
    Maddenin birinci fıkrasında hakaret suçunun temel şekli, üçüncü ve dördüncü fıkralarında ise nitelikli halleri düzenlenmiş olup, madde gerekçesinde de; “Hakaret" fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığıdır” şeklinde açıklama yapılmıştır. Buna göre, suçun konusu kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, somut bir fiil veya olgu isnat etme ya da sövme suretiyle kişilerin onur, şeref ve saygınlığına saldırma eylemi hakaret suçunu oluşturacaktır.
    Ceza Genel Kurulu’nun 31.10.2012 gün ve 850-1828, 26.06.2012 gün ve 419-247, 27.10.2009 gün ve 196-248, 14.10.2008 gün ve 170-220 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda, 765 sayılı Türk Ceza Kanundaki Hakaret ve sövme suçu ayrımı kaldırılmıştır. Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığı olduğundan bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Somut bir fiil ya da olgu isnat etmek veya sövmek şeklindeki seçimlik hareketlerden biri ile gerçekleştirilen eylem, bireyin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte ise hakaret suçu oluşacaktır.
    Hakaret suçunda temel cezanın artırılmasını gerektiren nitelikle haller TCK 125 maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarında düzenlenmiştir. Hakaret suçunun kamu görevlisine karşı işlenmesi halinde verilecek cezanın artırılması için, eylemin kamu görevlisine karşı ve görevlerinden dolayı işlenmiş olması gerekmektedir. Türk Ceza Kanunun 6 maddesinde tanımlandığı şekilde, kamu görevlisi deyiminden, "kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla yada herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi " anlaşılacaktır. Buradaki temel ölçüt işin kamusal faaliyet olmasıdır.
    Bu suçun huzurda ya da gıyapta işlenmesinin bir önemi bulunmamaktadır. Ancak gıyapta hakaret suçunun oluşması için ihtilat öğesinin gerçekleşmesi gerekmektedir.
    Görevli memura hakaret suçunun oluşabilmesi için kamu görevlisi olan kişiye hakaret suçunun kanun ve diğer mevzuattan kaynaklanan görevinden dolayı işlenmesi ve hakaret teşkil eden eylem ile kamu görevlisinin görev arasında bir nedensellik bağı bulunmalıdır.
    Bu açıklamalar çerçevesinde, maddi olayda, müşteki ..., ...Devlet Hastanesi acil servisinde görevli doktor olarak görevini yerine getirdiği sırada, sanık ... hasta olarak acil servise müracaat ettiği, müşteki doktor ..."ın sanık ..."ten tedavi için giriş kaydı yaptırmasını isteyince, sanığın, "ben günde kaç kez giriş yaptıracağım" şeklinde sözler sarf ettiği ve Müşteki ..."ın, hasta sanık ..."e her girişte işlem yaptırmasının zorunlu olduğunu söylemesi üzerine, sanığın bu duruma tepki göstererek poliklinikten dışarıya doğru yürümeye başlamış ve hastahane kapısından çıkmadan önce müşteki ve tanıkların duyacağı bir şekilde ve müştekiye hitaben söylediğinde şüphe duyulmayacak şekilde "ben böyle hastahanenin a...a korum" diyerek küfür ettiği tanık ... ve ..."ın anlatımlarıyla anlaşıldığı,
    Sanığın, acil serviste her seferinde giriş kaydı yapılmasına duyduğu tepki sonucunda poliklinikten dışarıya doğru doğru giderken müştekiye yönelik sarf ettiği "böyle hastanenin a..a korum" şeklinde küfür etmesi şeklindeki eyleminde, sanığın söz konusu sözler ile kastının şikayetçiye hakaret etmek olmadığı, hastanenin işleyişine yönelik kaba sözlerle serzenişte bulunduğunun kabulüne olanak bulunmamaktadır.
    Sanığın, acil servise tedavi için hasta giriş kaydının yapmasının yasal zorunluluk olduğunu hatırlatan görevli doktora yönelik sarf ettiği sözlerin hizmet aldığı sağlık kurumunun o andaki temsilcisi sıfatıyla müştekiyi muhatap aldığı ve çalıştığı kurumu kapsadığında herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır. Sanığın sözlerinin söyleniş şekli, yer ve zamanı gözönüne alındığında,
    Bu itibarla, sanık ..."ün hastane kapısından çıkmadan önce şikayetçi ve tanıkların duyacağı bir şekilde "ben böyle hastanenin a...a korum" şeklindeki sözlerinin söyleniş şekli, yer ve zamanı gözönüne alındığında, TCK 125/3-a maddesinde yazılı görevli memura hakaret suçunu oluşturduğu müştekiyi tahkir edici onur ve itibarını zedeleyici küçük düşürücü nitelikte olduğu nedenle, Yüksek Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 16/03/2016 gün ve 2015/28063 esas, 2016/5116 karar sayılı bozma kararına itiraz edilmiştir.
    SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya kapsamına göre,
    1- İtirazımızın KABULÜNE,
    2- Yüksek Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 16/03/2016 gün ve 2015/28063 esas, 2016/5116 karar sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
    3- Çivril Sulh Ceza Mahkemesinin 06/11/2013 tarih ve 2013/309 esas ve 432 karar sayılı ilamıyla, Sanığın doktor olarak acil serviste görevli müştekiye karşı görevinden dolayı hakaret suçunu işlemiş olduğu anlaşıldığından, eylemine uyan 5237 Sayılı TCK’nın 125/1-3-a, 125/4, 62 md 11 Ay 20 Gün Hapis ve TCK 53/1 md cezalandırılmasına ilişkin kararın, Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının, kapsam ve içerik itibariyle infaz aşamasında mahallinde dikkate alınabileceği şeklinde eleştiri yapılmak suretiyle hükmün ONANMASINA,
    4- İtirazımız yerinde görülmediği takdirde dosyanın incelenmek üzere, Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi,
    II- İTİRAZIN KAPSAMI
    İtiraz, sanığın söylediği sözlerin hakaret suçunun unsurlarının oluşturup oluşturmadığı hususuna ilişkindir.
    III- KARAR
    Dosyanın incelenmesinde;
    Sanığın şikayetçi doktor tarafından, tedaviye başlanması için hastaneye giriş yaptırması gerektiğini söylemesi üzerine, hastane kapısından çıkmadan önce "ben böyle hastanenin a...a korum" dediği ancak sanığın söz konusu sözler ile kastının şikayetçiye hakaret olmadığı ve hastanenin idari anlamda işleyişine yönelik kaba sözlerle serzenişte bulunduğu anlaşıldığından hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığının kabul edilmesi gerektiği,
    Açıklanan nedenlerle,
    Dairemizin 16.03.2016 tarih ve 2015/28063 esas 2016/5116 karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE, 6352 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanunun 308. maddesinin 3. fıkrası gereğince itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na GÖNDERİLMESİNE, 01.06.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi