Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/5150
Karar No: 2014/7479
Karar Tarihi: 11.09.2014

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/5150 Esas 2014/7479 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/5150 E.  ,  2014/7479 K.

    "İçtihat Metni"


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği bulunan taşınmazın, tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.
    Mahkemece davanın kabulüne; fen bilirkişi krokisinde sarı renkle gösterilen çevrili bulunan 16742.09 m2 yüzölçümlü tarla niteliğindeki taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hükmün davalı Hazine tarafından temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08/06/2010 gün ve 2010/5885 E. - 7973 K. sayılı bozma kararıyla bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli görülmemesi üzerine Dairemizin iade kararı ile alınan ek raporda taşınmaz 1988 tarihli memleket haritasında kısmen yeşil renkli alanda görünmekte ise de bu durumla ilgili olarak ek raporda herhangi bir açıklamaya yer verilmemiştir. 1988 tarihli memleket haritasının dayanağını oluşturan hava fotoğrafı incelenerek bu durumun nedeni araştırılmamıştır. Sözü edilen yeşil alan üzerinde meyvelik ya da bahçe sembolleri de bulunmamaktadır. Kaldı ki, bilirkişi raporları ile yerel bilirkişi ve tanık anlatımlarından taşınmazın yerleşim yeri ve tarla olduğu anlaşılmaktadır. 1988 yılında yeşil alan olarak görünen yerde imar ve ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı, zilyetlik süresinin 20 yıla ulaşıp ulaşmadığı üzerinde de durulmamıştır. Taşınmaz bitişiğinde aynı biçimde yörede yapılan tapulama çalışmaları sırasında tapulama dışı bırakılmış olup daha sonra yapılan orman kadastrosu sırasında orman olarak sınırlandırılan yerler de memleket haritasında benzer görünümdedir. Bu çelişki de giderilmemiştir. Bu nedenle, mahkemece yeniden orman araştırması yapılmalı, değinilen çelişkiler giderilmeli, orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiği takdirde zilyetlikle kazanma koşulları yönünden de inceleme yapılmalıdır.“ hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiştir.
    Bu kez kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06/03/2012 tarih ve 2011/10771 - 2012/3260 sayılı kararı ile bozulmuştur. Bu kararda özetle; “Mahkemece, davacının murisi adına belgesizden toplam 186468 m2"lik tespitin oluştuğu, (1019 ve 1021 sayılı parseller) bu taşınmazlardan satış ve hisse devriyle 121226 m2"lik bölümümün davacıya geçtiği, böylece aynı kadastro sahası içinde belgesiz miktarının 100 dönümü geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de davacı ..., kadastro sırasında köy boşluğu olarak tapulama harici bırakılan yere imar-ihya iddiasıyla tescil

    davası açmıştır. Davacı, taşınmazın murisinden değil doğrudan kendisi tarafından imar ihya edildiği iddiasıyla dava açtığına göre, davanın 3402 sayılı Kanunun zilyetliğe ilişkin 14 ve 17. maddeleri gözönünde bulundurularak çözülmesi gerekir. Somut olayda, davacının murisi adına belgesizden toplam 147 dönüm yer tespit edilmiş olup beş mirasçısı bulunmaktadır. Aynı çalışma alanı içinde her mirasçı için 29,400 m2 dönüm yer düşmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20/04/1994 tarih ve 1994/8-34/251 sayılı kararına göre; bir çalışma alanı içinde belgesizden iktisap edilebilecek taşınmaz mal yüz ölçümünün hesaplanmasında da, bağımsız olarak tespit ve tescil edilen taşınmazlar yüzölçümü ile paylı olarak tespit ve tescil edilen taşınmazlarda paya isabet eden yüz ölçümleri toplamları esas alınması gerekir. Bu karar ve bu yöndeki daire kararları gereğince her mirasçının aynı çalışma alanı içinde belgesizden edinebileceği taşınmaz miktarı, murisi adına yapılan belgesiz miktarı olmayıp kendisine düşen miras payı üzerinden hesaplanacaktır. Olayda, davacıya murisinden kalan belgesiz miktarı 100 dönümün altında olup, diğer mirasçılardan tapuda satın alınan paylar, tapulu satış olması nedeniyle belgesiz hesabı içinde değerlendirilemez. Bu nedenle, davacı adına tespiti yapılan belgesiz miktarının 29,400 m2 olduğu gözönünde bulundurularak 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde öngörülen kısıtlamalar hesaplanırken bu miktar üzerinden değerlendirme yapılması gerekir. Buna göre de, davacı adına kayıtlı belgesiz miktarı 100 dönümü geçmediğinden Mahkemece, hükmüne uyulan bozma kararı gereğince bir karar verilmelidir.” hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece bozma ilâmına uyularak davanın kabulüne, bilirkişi krokisinde sınırları gösterilen ve sarı renkle boyalı 16742.09 m2 yerin tarla niteliği ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına 28/05/2005 tarihinde başlanıp sonuçları 22/08/2006 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.
    Genel arazi kadastrosu işlemi ise 1966 yılında yapılmış, 04/12/1967 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 11/09/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi