9. Hukuk Dairesi 2020/431 E. , 2020/2679 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının, davalı şirket nezdinde 25/05/2005-25/09/2009 tarihleri arasında davalı şirketin Rusya"daki şantiyelerinde kalıp ustası olarak çalıştığını, davacının şantiye işlerinin bitimi nedeniyle ücretsiz izinle yurda gönderilmesine rağmen, çağrılmayı beklemesinden dolayı hizmet akdinin kesintisiz olarak devam ettiğini, davacının işten çıkarıldığı tarih itibariyle en son aylık net 1.200 dolar ücret aldığını, ayrıca iş yerinde verilen üç öğün yemekten ve yatmak için verilen koğuştan yararlandığını, davacının en son çalıştığı şantiyeden iş bitimi nedeniyle gönderildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, yıllık izin ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının davalı şirket bünyesinde bulunan yurt dışı işletmelerinde görev aldığını, ancak çalışmaların sürekli değil, proje bazlı ve kesintili yürütüldüğünü, davacının çalıştığı projelerin sona ermesi ile iş akdi de kendiliğinden sona erdiğinden davacının tazminata hak kazanamayacağını, davacının ücretinin 2.75 USD/saat olduğunu, davacının yurtdışında çalıştığı dönem boyunca çalıştığı ülkenin yasal mevzuatına tabi olduğunu, bu sebeple kıdem ve ihbar tazminatı isteme hakkına da sahip olmadığını, bulunduğu ülkenin sosyal haklarından faydalandığını ve çalıştığı ülkenin yasaları uyarınca tüm haklarının kendisine verildiğini, davacının maaş bordrolarında tahakkuk edilen ücretlerin kendisine ait olan cari hesap kartına da yansıtıldığını ve davacının banka hesabına yatırıldığını, davacının da bu ücretleri bankadan çekerken ihtirazi kayıt ileri sürmediğini, cari hesap kartları ve bankaya yatırılan ödemelerin arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece verilen ilk karar davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi"nin 05/12/2016 tarihli 2015/6022 E. 2016/21597 K. sayılı ilamı ile özetle;
"Davalıya ait yurt dışı işyerinde çalışan davacının tazminat ve alacaklarının belirlenmesine esas ücret taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Davacı işçi son aylık ücretin net 1.200 USD olduğunu ileri sürmüş, davalı işveren 2,75 USD saat ücretini savunmuştur. Davacı tanıkları davacının iddiasını doğrulamışlar, davalı tanık dinletmemiştir. Bilirkişi raporunda iki seçenekli hesaplamaya gidilmiş, mahkemece davalının sunduğu kayıttaki ücret üzerinden hesaplanan tazminat ve alacaklar hüküm altına alınmıştır.
Davacının imzasını içermeyen aylık ücret bordrolarında saat ücreti ile temel ücret hesabı dışında fazla çalışma, hafta tatili ile bayram genel tatil ücreti gibi tahakkuklara yer verilerek davacının banka hesabına yatan tutar ile uyumlu bir tahakkuka gidilmiştir. Oysa hiçbir tahakkuk içermeyen 2009 yılı 6. ay bordrosunda ücretin 1.369,50 USD olduğu anlaşılmaktadır. Davalı işveren işçinin imzasını içermeyen ve her zaman düzenlenmesi mümkün olan bordrolarla temel ücreti bölmek suretiyle diğer işçilik alacaklarının da ödendiği şeklinde bir uygulama geliştirmiştir. İşçinin banka hesabına yapılan ödemelerde maaş açıklaması dışında başka bir bilgiye yer verilmemiştir. Böyle olunca davacının aylık temel ücretinin iddiası gibi 1.200 USD olduğu kabul edilmeli ve bordroların fazla çalışma ile hafta tatili ve genel tatil tahakkuklarını içermediği sonucuna varılmalı, fazla mesai ve hafta tatili ödenmediği kabul edilmelidir. Gerekirse bu esaslar dahilinde bilirkişiden yeniden rapor alınmalı bu ücrete göre davacının tüm işçilik alacakları hesaplanmalı ve mahkemece bir değerlendirmeye tabi tutularak karar verilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı işçi davalı işverenin yurtdışı şantiyelerinde kesintili olarak çalışmıştır. Davacının yıllık izin ücreti alacağı istemi bordroda yer alan tahakkuklar ve 24/08/2006 tarihli izin dilekçesi nedeniyle reddedilmiş ise de, izin ödemesi adı altında bordroda yer alan tahakkukların işçinin farklı şantiyelerdeki çalışmalarının iş bitimi sebebiyle sona erdiği dönemlere rastlayıp rastlamadığı araştırılmamıştır. Bordroda yer alan ödemelerin işçinin banka hesabına yapıldığı savunulmuş olmakla, bu yönde gerekirse ilgili banka kayıtları getirtilmeli ve iş bitimi sebebiyle çıkışların verildiği dönemde yapılan ödemelerin karşılığı olan izin günleri ile çalışma dönemi içine rastlamakla birlikte izinlerin kullandırıldığını gösteren imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile desteklenen izin süreleri hesaplamadan düşülmeli, ayrıca 24/08/2006 tarihli imzasız izin dilekçesi davacıdan sorularak sonucuna göre karar verilmelidir. Bu konuda eksik incelemeyle karar verilmesi hatalıdır. " gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma kararı sonrası mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne hükmedilmiştir.
Bu karar da taraflar vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi"nin 30/05/2019 tarihli 2019/4271 E. 2019/12626 K. sayılı ilamı ile özetle;
"Davacının ücreti aylık giydirilmiş 1.400,00 USD olarak kabul edilmesine rağmen hükme esas alınan bilirkişi raporunda ihbar tazminatı 1.200,00 USD üzerinden hesaplanmış, Mahkemece de dava dilekçesinde istenen miktar gözden kaçırılarak sadece ıslahen arttırılan miktar hüküm altına alınmıştır. İhbar tazminatının eksik ücret üzerinden hesaplanması ve sadece ıslahen arttırılan miktar üzerinden hüküm altına alınması hatalıdır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda 9.238,25 TL. olarak hesaplanan kıdem tazminatının dava dilekçesinde istenen 500,00 TL. gözden kaçırılarak sadece ıslahen arttırılan miktar olan 8.738,25 TL. üzerinden kabul edilmesi hatalıdır.
Hükmün 5. paragrafında yer alan ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı olduğu anlaşılan, hükmün 6. paragrafında yer alan ve yıllık izin ücreti olduğu anlaşılan alacak kalemlerinin "fazla mesai alacağı" adı altında kabul edilmesi isabetsizdir.
Yeni kurulacak hükümde tahsiline karar verilen yabancı para alacağının, karar tarihi itibariyle Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden TL.ye çevrilerek hesaplanacak vekalet ücretine karar verilmesi gerektiği de gözetilmelidir." gerekçesiyle bozulmuş, bozma kararı sonrası mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne hükmedilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Mahkemece uyulmasına karar verilen bozma kararımızın "...Davacının ücreti aylık giydirilmiş 1.400,00 USD olarak kabul edilmesine rağmen hükme esas alınan bilirkişi raporunda ihbar tazminatı 1.200,00 USD üzerinden hesaplanmış, Mahkemece de dava dilekçesinde istenen miktar gözden kaçırılarak sadece ıslahen arttırılan miktar hüküm altına alınmıştır. İhbar tazminatının eksik ücret üzerinden hesaplanması ve sadece ıslahen arttırılan miktar üzerinden hüküm altına alınması hatalıdır." şeklindeki 2 numaralı bendi gözden kaçırılarak ihbar tazminatının eksik belirlenen ücret üzerinden kabul edilmesi isabetsizdir. Davacının ihbar tazminatı talebinin 2548, 32 USD olduğu da hatırda tutulmalı, talep aşımına yol açılmamalıdır.
3-Kabule göre de, 6100 sayılı HMK’nın 297/1-ç maddesine göre, tarafların yargılama sebebiyle yaptıkları masrafın ne kadar olduğu, bunun ne kadarının harç ne kadarının diğer masraflar olduğu, masraflardan kimin ne kadarından sorumlu olacağı tek tek karar yerinde açıklanmalıdır.
Mahkemece, hükmolunan yargılama giderlerinin karar yerinde açıklanmaması ve yargılama giderleri açısından 332. maddeye uygun hüküm oluşturulmaması usul ve yasaya aykırıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 20/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.