Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4379
Karar No: 2012/4964
Karar Tarihi: 29.05.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/4379 Esas 2012/4964 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Alacaklı bir petrol şirketi, borçlu olan bir kişi aleyhinde 500.000 TL limitli ipotek ve hesap katı ihtarı dayanarak ilamlı takip başlatmıştır. Ancak borçlu, kesinleşmiş bir hesap mutabakatı olmadığını ve alacağın ihtilaflı olduğunu belirterek icranın geri bırakılmasını talep etmiştir. Mahkeme ise borcun kabul edildiği sözleşme ile 215.000,00 TL olduğu gerekçesiyle istemi reddetmiştir. Borçlunun vekilinin temyiz itirazı üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, İİK.nun 150/ı ve 149. maddelerinin yorumlarını yaparak, icra takibinin borç ipoteğine değil de üst sınır (limit) ipoteğine dayalı olarak başlatılmış ise, alacaklı bankanın ancak söz konusu krediler nedeniyle borçluya hesap özeti veya kat ihtarı tebliğ ettirmiş (veya ettirmiş sayılabilmiş) ise ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapabileceğine karar vermiştir. Bu nedenle, ilamlı icra yolu ile takibe konu edilen cari hesap sözleşmelerinin, İİK.nun 150/ı maddesinde yazılı nitelikte bir kredi sözleşmesi olmadığından alacağın varlığı ile muaccel olup olmadığı hususunu yargılamayı gerektirdiği için şekil olarak kabul edilemeyeceğine hükmedilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri İİK.nun 150/ı ve 149. maddeleridir.
8. Hukuk Dairesi         2012/4379 E.  ,  2012/4964 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Yetki itirazı ve icranın geri bırakılması

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

    K A R A R

    Alacaklı BALPET PETROL ÜRÜNLERİ TAŞIMACILIK SAN TİC. A.Ş., borçlu ... aleyhinde bayilik sözleşmesi teminatı olarak verilen 500.000 TL limitli ipoteği ve hesap katı ihtarı dayanak gösterilerek ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatılmıştır. Borçlu taraflar arasında kesinleşmiş bir hesap mutabakatı bulunmadığını, alacağın ihtilaflı olduğunu bildirerek icranın geri bırakılmasını talep etmiş, mahkemece, İİK.nun 150/ı. maddesi gereği hesap kat’ına ihtarına itiraz edilmediği ve borçlunun da kabul ettiği 14.02.2011 sözleşme ile borcun 215.000,00 TL olduğu, bu nedenle isteminin reddine karar verilmiştir .
    Borçlu vekilince ortada muaccel bir borç bulunmadığından bahisle kararın bozulması talep edilmiştir.
    İİK.nun 150/ı. maddesinde “borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli krediler şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir krediyi kullandıran tarafın ibraz ettiği ipotek akit tablosu, kayıtsız şartsız bir para borcunu ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kısa, orta, uzun vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetinin veya gayrinakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin noter marifeti ile krediyi kullanan tarafa gönderildiğine dair noterden tasdikli bir sureti İcra Müdürlüğüne ibraz ederse İcra Müdürü İİK.nun 149. maddesi gereğince işlem yapar.” hükmüne yer verilmiştir.
    İİK.nun 149. maddesi ise; ipotek akit tablosunun kayıtsız, şartsız para borcu ikrar"ı ihtiva etmesi ve alacağın muaccel olması halinde icra emri gönderileceğini öngörmektedir. Her ne kadar İİK.nun 150/ı maddesinde; krediye kullandıran taraf sözcüğüne yer verilmiş ise de, maddede yer verilen “borçlu cari hesap, kısa, orta, uzun vadeli kredi ve gayrinakdi kredi” terimleri münhasıran banka hukukuna ait terimlerdir. Banka hukukunda borçlu cari hesap “banka müşterisinin bir limit dahilinde çeşitli nakdi ve gayrinakdi kredileri kullandığı” (yani “hesaptan para çektiği, havale ve temlik yaptığı yada teminat mektubu, aval ve kefalet gibi bankanın itibarına dayanan krediler talep ettiği) sözleşmeyi ifade eder. Banka müşterisi borçlu cari hesabın vadeli olması halinde vade sonunda vadesiz olması halinde ise hesap kesilerek sözleşme sona erdirildiğinde kredi borcunu ödeyebileceği gibi, kredi süresi içinde de vadesi gelmemiş kredi borcunu kısmen veya tamamen ödeyerek cari hesaptaki borcunu her zaman azaltabilir ve sıfırlayabilir. Ne var ki, borcundan fazla ödeme yaparak alacaklı duruma geçemez. Dolayısıyla İİK.nun 150/ı maddesinde anılan “borçlu cari hesap” terimi her türlü cari hesap sözleşmesini kapsayacak genişlikte değildir. Borçlu cari hesap, Ticaret Kanununun 87. maddesindeki tanımda yer verilen “birbirinden olan alacakları ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçmek” unsurunu içermediğinden TTK.nun da belirlenen bir cari hesap sözleşmesi değildir (Prof.Dr. Ali Can Budak, İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla İlamlı Takipler sayfa 165). Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli nakdi veya gayrinakdi kredi şeklinde işleyen sözleşmelere bankaların dışında başka bir gerçek veya tüzel kişinin taraf olması yürürlükteki durum karşısında kural olarak söz konusu değildir. Bu nedenle maddedeki ayrıcalıktan sadece bankalar yararlanabilir ve İİK.nun 150/ı maddesinde yer verilen borçlu cari hesap şeklinde işleyen krediyi kullandıran tarafın ancak bir banka olabileceğinin kabulü gerekir (Erdal Tercan- İpoteğin Paraya Çevrilmesinde Kredi Kurumlarının Özel Durumu sayfa 90).
    Yukarıda yapılan açıklamalar ve belirtilen görüşlerden de varılacak sonuca göre icra takibi kayıtsız, şartsız borç ipoteğine değil de, somut olayda olduğu gibi üst sınır (limit) ipoteğine dayalı olarak başlatılmış ise alacaklı banka ancak maddede sözü edilen krediler nedeniyle borçluya İİK.nun 68/b anlamında hesap özeti veya kat ihtarı tebliğ ettirmiş (veya tebliğ ettirmiş sayılabilmiş) ise ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapabilir. İcra takibine dayanak ihtarnamelerde söz edilen “cari hesap sözleşmesi” bankaların kullandırdığı İİK.nun 150/ı maddesinde yazılı nitelikte bir kredi sözleşmesi olmadığından ve alacağın varlığı ile muaccel olup olmadığı hususu yargılamayı gerektirdiğinden ilamlı icra yolu ile takibe konu edilemez.
    Somut olayda borçlu her ne kadar taraflar arasında bir sözleşmenin varlığını kabul etmiş ise de, sözleşmenin koşulları çerçevesinde hesap mutabakatının sağlanamadığından ihtilaflı bir alacak nedeniyle böyle bir takibin şekil olarak kabul edilemeyeceğini bildirmiştir.
    Bu durumda mahkemece şikayetin kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
    Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA 29.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi