1. Ceza Dairesi 2019/622 E. , 2019/1620 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Taksirle ölüme neden olma
HÜKÜM : TCK"nin 85/1, 22/3, 62/1. maddeleri uyarınca 3 yıl 9 ay hapis cezası.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ...’un maktul ...’i bilinçli taksirle öldürme suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, takdiri indirim sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin eksik incelemeye, katılan vekilinin suç vasfına, sair hususlara yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA, Üyeler ... ve ...’in sanığın olası kastla öldürme suçundan cezalandırılması gerektiği yolundaki karşı oyları ile 18/03/2019 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Yerel Mahkemece, sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK"nin 85/1, 22/3,
62. maddeleri uyarınca neticeten 3 yıl 9 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.10.2018 gün ve 2018/219 Esas 2018/336 sayılı Kararının katılan ... vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz istemi üzerine gönderildiği Dairemizce yapılan değerlendirme kararın onanmasına karar verilmiş ise de; sayın çoğunluk görüşüne suç nitelemesi yönünden, Dairemizin 26.03.2018 tarihli ve 2016/5461 Esas, 2018/1391 sayılı Kararındaki muhalefet gerekçeleriyle katılmıyoruz.
Olayın oluşumuna ilişkin Isparta Ağır Ceza Mahkemesinin, Dairemizin çoğunluk görüşü ile azınlık görüşü olayın oluşumuna ilişkin kabulün temelinde herhangi bir sorun bulunmamakta ise de, bu kabulün vasıflandırılması noktasında görüş farklılıkları bulunmaktadır.
Şöyle ki;
Dairemizin 25/11/2014 gün ve 2013/3744 Esas, 2014/5581 nolu ilamı ile"...Dosya kül halinde Adli Tıp Kurumu İlgili İhtisas Dairesine gönderilerek, sanığın savunması, kullanılan aracın niteliği, av tüfeklerinin konumu ve yara trajesi dikkate alınarak sanığın savunmasının denetlenmesi açısından av tüfeğinin savunmada belirtilen şekilde patlaması halinde maktul de otopsi raporunda belirtilen yaralanmanın oluşup oluşamayacağı hususlarında rapor alındıktan sonra sanığın hukuki değerlendirilmesi" gerektiği belirtilmek sureti ile eksik soruşturma nedeniyle bozulmuştur.
Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, Dairemizin bozma kararma uyması neticesi dosyayı tomarı ile birlikte Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesine gönderilmek suretiyle rapor temini cihetine gidilmiştir.
Adli Tıp Kurumu İlgili İhtisas Dairesince verilen 19/03/2015 gün ve 015/22297/2590 sayılı raporunun sonuç kısmında ise; "..fişek yatağına yeni bir fişek konulması durumunda atışa hazır halde fişek yataklarında fişek var ve gizli horozu kurulu iken tetiklerine basınç uygulanmadan çekme, çekiştirme veya sarsıntı gibi etkenlerle fişek yataklarında bulunan fişeklerin kendiliğinden patlamadığı, yine atışa hazır halde beton gibi sert bir zemine gövdesi üzerinde düşürülmesi sırasında kendiliğinden patlamadığı, atışa hazır haldeki tüfeğin tipçiği yere gelecek şekilde düşmesi yada vurulması sırasında da çalışma prensibine göre emniyete geçtiği, her iki fişek yatağındaki fişeklerin patlaması için, kurma kolu vasıtasıyla kırılmış olan namlunun fişek yataklarına fişekler konulduktan sonra tam olarak kapatılması me cihazı ile yapılan ölçüm sırasında ön tetiğine 1.4 kg arka tetiğine 2,6 kg civarında basınç kuvveti uygulamaması gerektiğinin tespit edildiği dikkate alındığında adli dosyada kayıtlı bilgiler, olay yeri inceleme bulguları ile Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Balistik Şubesinin raporu birlikte değerlendirildiğinde, sorulduğu üzere av tüfeğinin savunmada belirtilen şekilde, (sanığın kesinlikle tetiğe bile dokunmadığı) patlamasının mümkün görülmediği oy birliği ile mütalaa olunmuştur..”
Şeklindeki raporu karşısında, sanığın savunmasına itibar etme olanağı kalmamıştır. Dinlenen taraf ve tanık beyanlarına göre de, maktulün olaydan önce, suç konusu tüfeğin dolu olduğuna ilişkin sanığı uyarması, avcı olan sanığın, av tüfeklerine yabancı olmadığı da değerlendirildiğinde, tüfeğin tetiğine basınç uygulamak suretiyle, ateş alacağını öngörmesine karşın, hareketine devam ederek neticenin gerçekleşmesine neden olduğu sabittir. Dolayısı ile artık sayın çoğunluk görüşündeki kabul ile eylemini bilinçli taksir ile değil, olası kast ile gerçekleştirdiğinin kabulü gerekir, Zira, tüfeğin tetiğine basınç uygulayarak ateş almasına hareketi ile yol açan sanığın, hareketi sonrası, meydana gelecek netice konusunda olursa olsun demek suretiyle sonucu kabullendiği görüşünde olduğumuz için sayın çoğunluk görüşüne bu yönü ile katılmamız mümkün değildir.