BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1119 Esas 2019/99 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2017/1119
Karar No: 2019/99
Karar Tarihi: 06.02.2019
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1119 Esas 2019/99 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen İtirazın İptali davasında, kargo bedellerinin ödenmemesi nedeniyle başlatılan takibe haksız olarak yöneltilen itirazın iptali ile takibin devamına hükmedildi. Davalı taraf yasal süresinde yanıt vermediği için ticari ilişkiyi inkar etmiş sayıldı ve davacı taraf fatura ve sözleşme metni ibraz ederek akdi ilişkiyi ispatladı. Dava konusu alacaklar, e-faturalar şeklinde düzenlenmişti ve usul ve yasaya uygun olarak düzenlendiği ve davalı tarafın da sistemine düştüğü tespit edildi. Davalının ödemeye ilişkin ispat vasıtası getiremediği, davayı takip etmediği ve davanın sübut bulduğu gerekçesiyle dava kabul edildi. Kararın temelini oluşturan kanun maddeleri ise İİK'nın 67/1. maddesi, HMK'nin 171 ve devamı maddeleri, ve 5070 Sayılı Kanun'dur.T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1119 Esas
KARAR NO : 2019/99
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 15/12/2017
KARAR TARİHİ : 06/02/2019
Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, kargo ve taşımacılık hizmeti veren müvekkilinin davalı firmaya taşımacılık hizmeti vermesine rağmen kargo bedellerinin ödenmemesi nedeniyle başlatılan takibe haksız olarak yöneltilen itirazın iptali ile takibin devamına, asgari %20 icra inkar tazminatına hükmonulmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı tarafça yasal süresinde davaya yanıt verilmemiş olup, borçlu vekili yasal süresi içerisinde yapmış olduğu itirazında borca itiraz ederek takibi durdurmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki olmuş itirazın İİK'nın 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Borçlu şirket vekilinin takibe yasal süresinde yapmış olduğu itirazında borca, faize, oranına ve tüm sair ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğu anlaşılmaktadır.
Tek taraflı fatura düzenlenmesi davalı tarafı borçlu yapmayacaktır. Zira fatura, sözleşmenin yapılması değil, yerine getirilmesi safası ile ilgili ticari bir belge olup, akdin şartlarını tespit eden değil, tespit edilmiş olan şartların bir kısmını gösteren ve bunları belirli şartlarla tevsik eden vesikalardandır. (Prof. Dr. Oğuz Kürşat Ünal, Fatura ve Teyit Mektubu, 6. baskı, Ankara, Kasım 2015, s.11; Prof. Dr. Sabih Arkan, Ticari İşletme Hukuku, 15. baskı, Ankara 2011, s.147) Yargıtay'a göre de fatura, "Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası" olup, ticari bir belge niteliğindedir. (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulu, 27/06/2003 tarihli, 2001/1 Esas, 2003/1 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararı) Bu nedenle öncelikli olarak davalının davaya yanıt vermeyerek kanunen münkir sayılması dolayısıyla ticari ilişkiyi inkar etmesi gözetilerek davacının akdi ilişkiyi ispat etmesi gerekmektedir. Davacı vekili dava dilekçesi ekinde faturalara dayanak teşkil eden davalı firma kaşesi ve imzası bulunan sözleşme metnini ibraz etmiştir. Yukarıda belirtilen gerekçeler uyarınca davalıdan kendi aleyhine imzası sadır olmuş sözleşme metninin teyidi amacıyla HMK'nın 171 ve devamı maddeleri uyarınca davalı tarafa usulüne uygun meşruhatlı isticvap davetiyesi gönderilmiştir. Ancak davetiye tebliğine rağmen davalı taraf duruşmaya iştirak etmemiştir. Bu noktadan sonra artık sözleşmesel ilişki ihtilafsız hale gelmiştir.
Dava konusu alacağın kaynağı e-faturalara dayanmaktadır. İcra takip dosyanın ödeme emri ekindeki faturalar incelendiğinde e-fatura niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. E-fatura, belli bir formatta standart hale getirilmiş, değiştirilmesi mümkün olmayacak şekilde mühürlenmiş, satıcı ve alıcı arasında güvenli, zaman ve maliyet tasarrufu sağlayan elektronik belge niteliğindedir. Buna ilişkin düzenlemeler Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından, 397/416 - 424 - 433 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile yapılmıştır. Dolayısıyla satılan ürün karşılığı elektronik ortamda düzenlenen bu tür fatura hem Gelir İdaresi Başkanlığı'na hem de davalı şirket kayıtlarına elektronik ortamda otomatik olarak ulaşmaktadır. Somut olayda da, e-faturanın ilgili mevzuata ve usulüne uygun olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Artık bu noktadan sonra davalı kayıtlarına da faturalar düştüğünden ve itiraz edilmediğinden bedellerin ödendiğine ilişkin ispat külfeti davalıya geçecektir.
Sonuç olarak, dava konusu faturaların e-fatura olarak davacı defterinde kayıtlı olduğu, elektronik ortamda usul ve yasaya uygun olarak düzenlendiği ve davalı tarafın da sistemine düştüğü, davalının ödemeye ilişkin ispat vasıtası getirmediği, davayı takip etmediği anlaşılmakla sübut bulan davanın aşağıdaki şekilde kabulü cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KABULÜ İLE;
1-... İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından yöneltilen itirazın İİK'nın 67/1 maddesi uyarınca iptali ile takip talebindeki kayıt ve şartlarla takibin aynen devamına,
2-Alacak niteliği itibariyle likitle belirlenebilir olduğundan %20 inkar tazminatı 20.963,43-TL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 7.160,06 TL harçtan peşin alınan 1.790,02 TL harcın mahsubu ile, bakiye 5.370,04 TL'nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 11.135,37 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen, 112 TL posta ve tebligat masrafı, 600 TL bilirkişi masrafı, 1.790,02 peşin harç gideri olmak üzere cem'an 2502,02 TL'den ibaret yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-HMK'nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı HMK'nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.06/02/2019
Katip ...
Hakim ...
*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*
