
Esas No: 2017/1089
Karar No: 2020/215
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/1089 Esas 2020/215 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 5. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 211-341
Nitelikli zimmet suçundan sanıklar ... ve ..."nin TCK’nın 247/1-2, 43, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına ve mahsuba ilişkin Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 08.06.2010 tarihli ve 96-147 sayılı hükümlerin katılan vekili, sanık ... ve sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 12.05.2011 tarih ve 1598-3899 sayı ile;
"Hükmün tefhim edildiği celsede duruşmaya gelmeyen sanık ... yerine müdafisinden ve duruşmada hazır bulunan sanık ..."dan son sözlerinin sorulmaması suretiyle CMK"nın 216/3. maddesine muhalefet edilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda 13.09.2011 tarih ve 197-198 sayı ile; sanıkların TCK’nın 247/1-2, 43, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına ve mahsuba karar verilmiş, bu hükümlerin de katılan vekili ve sanık ... müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 11.09.2012 tarih ve 5211-8713 sayı ile;
"...Sanıklardan Yavuz´un Kahramanmaraş PTT Müdürlüğüne bağlı Zeytun Ilıcası Şubesinde, sanık ...´in ise Kahramanmaraş PTT Merkez Müdürlüğünde memur olarak görev yaptıkları, sanık ...´un, 22.04.2009 tarihinde sorumlusu olduğu kasadaki toplam 108.228,40 TL"yi Kahramanmaraş PTT Müdürlüğüne yatırması gerekirken, kasadan alarak götürdüğü ve bu olay nedeniyle hakkında zimmet suçundan dolayı 30.04.2009 tarihli iddianameyle kamu davası açıldığı, sanık ...´un bu şekilde sorumluluğunda bulunan kasadaki parayı zimmetine geçirmesi olayından sonra yapılan idari ve adli soruşturma neticesinde, ayrıca diğer sanık ...´le birlikte anlaşarak, kendilerine ya da üçüncü kişilere ait posta çeki hesap numaralarını kullanmak suretiyle çalıştıkları şubeler arasında karşılıklı olarak hayali posta çeki havale işlemleri yaptıklarının ve bu eylemleriyle sanık ...´un, 22.04.2009 tarihinde en son olarak yaptığı havale işlemi hariç toplam 153.010 TL"yi sanık ...´in de yedirme suretiyle toplam 41.850 TL"yi zimmetine geçirdiğinin belirlendiği ve sanık ...´un iştirakından bahsedilmekle birlikte, bu olayla ilgili olarak zimmet suçundan dolayı sadece sanık ... hakkında 21.05.2009 tarihli iddianameyle kamu davası açıldığı anlaşılmakla,
5271 sayılı CMK"nın 225/1. maddesinin "hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir." hükmü karşısında, hükmün konusunun iddianamede gösterilen eylemden ibaret olduğu, açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılması, davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğu, 30.04.2009 tarihli iddianamenin sanık ... hakkında tanzim edildiği ve anlatım kısmında sadece, Ilıca PTT Şubesinin kasasında bulunan paranın sanık ... tarafından zimmete geçirilmesi olayından bahsedildiği, 21.05.2009 tarihli iddianamenin ise, sanık ... ile temyiz davası dışı iki kişi hakkında tanzim edilmiş olduğu ve anlatım kısmında da, sanık ...´un, sanık ...´le birlikte hareket ederek, kendilerine ya da üçüncü kişilere ait posta çeki hesaplarını kullanarak, hesap sahiplerinin bilgisi ve rızası dışında karşılıklı yatırma, aktarma ve posta çeki havalesi düzenleme suretiyle toplam 183.010 TL"yi mal edindiğinden bahsedildiği, dolayısıyla, 21.05.2009 tarihli iddianameye konu zimmet olayı ile ilgili olarak, sanık ... hakkında kamu davası açılmadığı, keza, CMK"nın 226/1. maddesinin suç niteliğinin değişmesi hâlinde uygulanabileceği gözetilmeden, 21.05.2009 tarihli iddianameye konu suçla ilgili olarak C.Başsavcılığına suç duyurusunda bulunularak, sanık ... hakkında kamu davası açılması hâlinde, dosyaların birleştirilerek davaların birlikte görülüp değerlendirilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Sanık ...´un adli sicil kaydında yer alan, Kilis Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/407 esas ve 2006/817 karar sayılı ilamı ile görevli memura mukavemet suçundan 765 sayılı TCK"nın 258/1 ve 59/2. maddeleri ile 647 sayılı Kanun"un 4/1. maddesi gereğince verilen hapis cezasından çevrilme 1.350 TL para cezasının kesinleşme tarihinin 08.03.2007 olması nedeniyle 5237 sayılı TCK"nın 58/6. maddesi gereğince sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmaması,
Davada kendisini vekille temsil ettiren katılan yararına avukatlık asgari ücret tarifesine göre vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi" isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 11.12.2013 tarih ve 211-341 sayı ile; sanık ... hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ve katılan lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yönelik bozma nedenlerine uymuş, eksik incelemeyle hüküm kurulduğuna ilişkin olan bozma nedenine ise direnerek önceki hükümler gibi karar vermiştir.
Direnmeye konu bu kararların da sanıklar müdafileri ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.04.2016 tarihli ve 82715 sayılı "Bozma" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 14.12.2016 tarih ve 628-1966 sayı ile; 6763 sayılı Kanun"un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 5. Ceza Dairesince 20.09.2017 tarih ve 265-3888 sayı ile; direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Direnmenin kapsamına göre inceleme sanıklar ... ve ... hakkında nitelikli zimmet suçundan verilen mahkûmiyet kararları ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklar hakkında eksik incelemeyle hükümler kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği"nin 27. maddesi uyarınca öncelikle direnme kararının yasal ve yeterli gerekçe içerip içermediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya içeriğinden;
Anayasamızın 141 ve 5271 sayılı CMK’nın 34. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının gerekçeli olması zorunludur. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, kanun koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi uygulamada da keyfiliğe yol açacağında kuşku yoktur. Nitekim Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş uygulamalarına göre de bir karar bozulmakla tamamen ortadan kalkacağından, Yerel Mahkeme tarafından CMK’nın 34, 230 ve 232. maddeleri uyarınca yeniden usulüne uygun olarak hüküm kurulması, bunun yanında direnmeye ilişkin gerekçenin de gösterilmesi gerekmektedir.
Sanıklar hakkında nitelikli zimmet suçundan yapılan yargılama sonucunda Yerel Mahkemece 13.09.2011 tarih ve 197-198 sayı ile; sanıkların mahkûmiyetlerine ilişkin verilen hükümlerin sanık ... ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesince 11.09.2012 tarih ve 5211-8713 sayı ile; “… 5271 sayılı CMK"nın 225/1. maddesinin ‘hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir.’ hükmü karşısında, hükmün konusunun iddianamede gösterilen eylemden ibaret olduğu, açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılması, davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğu, 30.04.2009 tarihli iddianamenin sanık ... hakkında tanzim edildiği ve anlatım kısmında sadece, Ilıca PTT Şubesinin kasasında bulunan paranın sanık ... tarafından zimmete geçirilmesi olayından bahsedildiği, 21.05.2009 tarihli iddianamenin ise, sanık ... ile temyiz davası dışı iki kişi hakkında tanzim edilmiş olduğu ve anlatım kısmında da, sanık ...´un, sanık ...´le birlikte hareket ederek, kendilerine ya da üçüncü kişilere ait posta çeki hesaplarını kullanarak, hesap sahiplerinin bilgisi ve rızası dışında karşılıklı yatırma, aktarma ve posta çeki havalesi düzenleme suretiyle toplam 183.010,00 lirayı mal edindiğinden bahsedildiği, dolayısıyla, 21.05.2009 tarihli iddianameye konu zimmet olayı ile ilgili olarak, sanık ... hakkında kamu davası açılmadığı, keza, CMK"nın 226/1. maddesinin suç niteliğinin değişmesi hâlinde uygulanabileceği gözetilmeden, 21.05.2009 tarihli iddianameye konu suçla ilgili olarak C.Başsavcılığına suç duyurusunda bulunularak, sanık ... hakkında kamu davası açılması hâlinde, dosyaların birleştirilerek davaların birlikte görülüp değerlendirilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması” isabetsizliğinden bozulmasına karar verildiği, bozma sonrası yapılan yargılamada Yerel Mahkemece kurulan 11.12.2013 tarihli ara kararda “Yargıtay 5. Ceza Dairesinin … bozma ilamının … usul ve yasaya uygun olmadığı”, 11.12.2013 tarihli ve 211-341 sayılı gerekçeli kararda ise; “… Bozma hususunda mahkememizce bu konuda verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu” şeklindeki gerekçe ile bozma kararına direnerek önceki hükümlerdeki gibi sanıkların mahkûmiyetlerine karar verilerek bozmaya niçin uyulmadığı açıklanmadan, yetersiz gerekçeyle son bozma ilamından önceki hükümdeki gerekçenin tekrarlanması suretiyle direnme kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Yerel Mahkemece, sanıklar hakkındaki son hükümlerde direnilirken, Anayasamızın 141. maddesi ve CMK’nın 34, 230 ve 232. maddeleri doğrultusunda işlem yapılmamış olup direnme nedeninin yeterli gerekçe içermemesi, bozmaya niçin uyulmadığı açıklanmadan son bozma ilamından önce kurulan hükümlerdeki gerekçenin tekrarlanması suretiyle hükümler kurulması isabetli değildir.
Bu itibarla, diğer yönleri incelenmeyen direnme kararına konu hükümlerin belirtilen nedenle bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.12.2013 tarihli ve 211-341 sayılı direnme kararına konu hükümlerin, usul ve kanuna uygun direnme gerekçesi gösterilmeden karar verilmesi isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 21.05.2020 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.