15. Ceza Dairesi 2016/2264 E. , 2017/10789 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : TCK"nın 158/1-d, 43/1, 168/2, 62, 52/2, 53. ve 204/1, 43, 62, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü,
Sanık ... hakkında iddianame ile TCK"nın 257/1. maddesi gereğince cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmasına rağmen, bu iddia ile ilgili olarak sanık hakkında hüküm kurulmadığı anlaşılmakla, bu eksikliğin zamanaşımı süresi içerisinde ele alınıp tamamlanması mümkün görülmüştür.
Sanığın yokluğunda verilen mahkumiyet hükümlerine ilişkin tebligatın, savunmasında beyan ettiği adresine çıkartılmasına rağmen, sanığa veya aynı adreste oturan ehil akrabalarından birine yapılması yerine, bina görevlisine yapılmış olması nedeniyle tebliğ işleminin usule aykırı olduğu anlaşıldığından, sanığın temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğuna karar verilerek yapılan temyiz incelemesinde;
Hükmolunan ceza miktarlarına nazaran sanığın duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede;
... Barosunda kayıtlı avukat olarak görev yapan sanığın, Türkiye Cumhuriyeti ..."nde sözleşmeli avukat olarak çalışmaya başladığı 2000 yılından, azledildiği 02/04/2010 tarihine kadar olan dönemde, banka şubesinin alacaklısı olduğu Çekerek İcra Müdürlüğündeki bir kısım icra dosyalarında masraf olarak kullanmak üzere avans olarak aldığı bir miktar parayı uhdesinde tuttuğu, paraları masraf olarak kullanmış gibi gerçeğe aykırı makbuzlar, dekontlar ve ödeme belgeleri düzenleyip avans hesabını kapatmak için bankaya ibraz ettiği olayda,
Nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden yapılan incelemede, sanık ile katılan banka arasında hizmet ilişkisi bulunması nedeniyle sanığın icra dosyalarını takip amacıyla aldığı avansı uhdesinde tuttuğu, daha sonra eyleminin ortaya çıkmasını engellemek amacıyla sahte belgeler düzenleyip katılan bankaya ibraz ettiği eylemde, menfaat temin edildiği sırada sanığın herhangi bir hileli harekette bulunmaması nedeniyle eyleminin 5237 sayılı yasanın 155/2. maddesinde belirtilen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu meydana getirdiği, bu nedenle sanık hakkında bu madde uyarınca mahkumiyet hükmü kurulması gerekirken suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi,
Resmi belgede sahtecilik suçu yönünden yapılan incelemede, adli emanette kayıtlı olan dekont ve tahsilat makbuzu asılları üzerinde bulunan yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı yönünde yapılan bilirkişi incelemesinin fotokopi evraklar üzerinde yapıldığı, ayrıca sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin takdir ve tayininin hakime ait olması da dikkate alındığında, belge asıllarının yeniden bilirkişiye tevdi edilerek belgeler üzerindeki imza ve yazıların sanığa ait olup olmadığının tespiti yapıldıktan sonra, suça konu belge asılları duruşmaya getirtilip incelenmek ve özellikleri tutanağa geçirilmek suretiyle gözlemde bulunulup, aldatma yeteneğinin ne şekilde oluştuğu karar yerinde açıklanıp tartışılarak ve denetime olanak verecek şekilde belge asıllarının dosya içerisine konulması suretiyle sanığın üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunun ne şekilde oluştuğunun karar yerinde tartışılması yerine, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanunu"nun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.