5. Ceza Dairesi 2015/6199 E. , 2019/2799 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : İcrai davranışla görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Suç tarihlerinde Eskişehir 4. ve 8. İcra Dairelerinde müdür olarak görev yapan sanığın mevcut uygulamayı değiştirip, faaliyet gösteren üç yediemin deposu bulunmasına rağmen iki yediemin deposu arasında nöbet sistemi getirerek eşinin arkadaşının oğlu tarafından işletilen yediemin deposuna ekonomik kazanç sağlamak suretiyle görevini kötüye kullandığı iddiası ile açılan kamu davasında; sanığın faaliyette olan iki yediemin deposu bulunduğunu, hakkaniyete uygun olması ve tarafsız davranmak amacıyla nöbet uygulaması getirdiğini savunarak yüklenen suçu kabul etmemesi ancak dosya arasında bulunan Eskişehir 1. İcra Dairesinin yazı cevaplarına göre ilde resmi yediemin deposu bulunmayıp üç adet özel yediemin deposunun faaliyette olduğunun belirtilmesi karşısında, maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması bakımından, anılan yazı cevabında bildirilen yediemin deposu sahiplerinin dava konusu olayla ilgili tanık sıfatı ile dinlenilmesinden, suç tarihlerinde il genelinde fiilen işletilen kaç adet yediemin deposu bulunduğunun ve bu depoların Mahcuz Malların Muhafaza Edileceği Adalet Bakanlığı Depo ve Garajlarının Çalıştırılmasına Dair Yönetmeliğin 5. maddesinde öngörülen nitelikleri taşıyıp taşımadıklarının belirlenmesinden ve sanığın eylemi nedeniyle kişi mağduriyeti, kamu zararı veya kişilere haksız menfaat sağlanması biçimindeki objektif cezalandırma koşullarından birinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin de denetime imkan verecek şekilde karar yerinde tartışılıp değerlendirilmesinden sonra hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin 1. fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlarla aynı Kanunun 3/1. maddesindeki "Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur." şeklindeki yasal düzenlemeler ile dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek şekilde ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle ilgili kanun maddesindeki cezanın alt ve üst sınırları arasında takdir hakkının kullanılması, temel cezanın hak ve nesafete uygun bir şekilde tayin edilmesi gerekirken, belirtilen ilkelere ve 5237 sayılı TCK"nın 3/1. maddesindeki orantılılık ilkesine aykırı olarak temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
Dosyadaki adli sicil kaydına göre sabıkasız olup, lehe hükümlerin uygulanması talebi bulunan sanığın duruşma tutanaklarına yansımış olumsuz hal ve tavırları bulunmadığı nazara alınarak, farklı uygulanma koşullarına tabi TCK"nın 62, 50 ve 51. maddeleri ile CMK"nın 231. maddesinin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle söz konusu hükümlerin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Sanığın üzerine atılı suçu 5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilmesine rağmen hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesinin uygulanmaması,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve E. 2014/140, K. 2015/85 sayılı iptal Kararının Resmi Gazete"nin 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 07/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.