Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2018/556
Karar No: 2020/211

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/556 Esas 2020/211 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2018/556 E.  ,  2020/211 K.

    "İçtihat Metni"

    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 8. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza
    Sayısı : 565-123

    Hakkı olmayan yere tecavüz suçundan sanık ..."ın beraatine ilişkin Çankırı 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 07.11.2012 tarihli ve 197-445 sayılı hükmün, katılan ... vekili ile katılan Germece Köyü Tüzel Kişiliği temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 13.11.2014 tarih ve 13019-26001 sayı ile;
    "1- Katılan Hazine vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
    Köy yoluna tecavüz suçunun mağduru köy tüzel kişiliği olup suçtan doğrudan zarar görmeyen Maliye Hazinesinin davaya katılma hakkı bulunmadığı gibi, katılma kararı verilmiş olması da hükmü temyiz hakkı vermeyeceği cihetle; ... vekilinin temyiz isteğinin CMUK"nın 317. maddesi gereğince oy birliğiyle reddine,
    2- Katılan köy tüzel kişiliği temsilcisinin temyiz talebinin incelenmesine gelince;
    Sanığın savunması, tanık beyanları, mahallinde yapılan keşfe istinaden düzenlenen bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamından, kadastro krokisinde görülen ve sanığın şirketine ait 284, 285 ve 288 parseller arasından geçen köy yolunun 1890,86 m2"sine, arazilerin etrafını tel örgüyle çevirmek suretiyle tecavüzde bulunduğunun anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin hakkı olmayan yere tecavüz suçunu oluşturduğu gözetilmeden mahkûmiyeti yerine yazılı gerekçe ile beraatine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel Mahkeme ise 19.02.2015 tarih ve 565-123 sayı ile;
    "...Yapılan incelemeye göre söz konusu yolun sanığın satın almış olduğu üç farklı parselden oluşan birbiri ile bitişik arazlerin ortasından geçen bir yol olduğu, ancak bu yolun mahkemece yapılan keşif sırasında zeminde gözlemlenemediğinin tespit edildiği, bunun yanı sıra kadastro teknisyenlerinin mahkemeye keşif sonrası sundukları raporlarda 2008 yılında çekilmiş bulunan hava fotoğraflarında söz konusu yolun görünmediğinin bildirildiği, tapu kayıtlarının incelenmesine göre sanığın söz konusu arazileri aldığı tarihin 2008 yılından sonraki bir tarih olan 2010 yılı olduğunun tespit edildiği, buna göre 2008 yılında hava fotoğraflarından tespit edilemeyen yolun 2010 yılında yani sanığın söz konusu araziyi satın aldığı tarihte zeminde bulunup bulunmadığı hususunun değerlendirmesinde zorunluluk bulunduğu, bu bakımdan keşifte dinlenilen mahalli bilirkişilerin beyanlarına bakıldığında 03.08.2012 tarihli keşif sırasında dinlenilen mahalli bilirkişi ..."ın bu yolun ne zaman kapandığını net olarak bilmediğini, 3-4 yıl evveline kadar yolun açık olduğunu, tel örgüden sonra yolun kapatıldığını beyan ettiği, mahalli bilirkişi Müslim Çelik"in ise aynı şekilde yolun ne zaman kapandığını net olarak bilmediğini fakat yolun tel örgüden sonra mı önce mi kapatıldığını ..."ın aksine net olarak bilmediği, ancak yolun 5-6 yıl evveline kadar açık olduğunu, işlek hâlde olduğunu beyan ettiği, mahalli bilirkişi ... ise 7-8 yıl evveline kadar bu yolun açık olduğunu, işlek hâlde olduğunu, yolun ne zaman kapandığını bilmediğini, tel örgüden sonra mı önce mi kapandığını bilmediğini beyan ettikleri, keşif tarihine göre mahalli bilirkişilerin yolun kullanımda olduğunu bildirdikleri tarihin en fazla 2008 yılına tekabül ettiği, 2008 yılından sanığın arazileri satın aldığı 2010 yılına kadar söz konusu yolun kullanıldığına dair bir delilin dosyaya yansımadığı, işlenmeyen kullanılmayan yolun bir müddet sonra diğer arazi ile benzer fizyolojik özelliklere, benzer bir görüntüye sahip olmasının ve sanığın da söz konusu yolun varlığından haberdar olmamasının hayatın olağan akışına uygun bir gelişme olduğunun kabulünün gerektiği, Mahkemece keşif sırasında yapılan gözlemde de suça konu yolun zeminde bulunmadığının tespit edildiği, Kuzeybatısının Çankırı-Çorum Karayoluna sınır olduğu, ancak karayolu seviyesi nedeniyle suça konu yolun karayoluna birleştiği noktanın zeminde fiilen bulunmadığının tespit edildiğinin gözlemlendiği, keşfin devamında sanık müdafisinin istemi üzerine mahalli bilirkişilerden sorulduğunda mahalli bilirkişilerin benzer beyanlarında yolun tel örgüyle çevrildikten sonra sürüldüğünü yahut dozer ile düzeltildiğini görmediklerini beyan ettikleri, müşteki köy muhtarının da mahalli bilirkişilere paralel bir şekilde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
    Tüm bu tespitler ışığında sanığın söz konusu üç parça arazi arasında geçmişte yol olarak kullanılan ve fakat kullanılmaya kullanılmaya yol özelliğini kaybederek arazinin bir parçası görüntüsüne bürünen yolu bilerek ve isteyerek tasarrufta bulunmak amacıyla etrafını tel örgü ile çevirerek tecavüz ettiği iddiasının ispatlanamadığı, sanığın söz konusu arazileri civarda bulunan tuz fabrikasının gereksinimleri nedeniyle satın aldığını, kendisinin müşteki köy ile bir ilgisinin bulunmadığını içeren beyanları da göz önüne alındığında her ne kadar sanık hakkında Germece Köyü Tüzel Kişiliğine ait 284, 285 ve 288 parseller arasında kalan yolu, tel örgü ile çevirmek suretiyle hakkı olmayan yere tecavüz suçundan eylemine uyan 5237 sayılı TCK"nın 154/2. maddesi gereğince cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmış ise de sanığın üzerine atılı suçta kastının bulunmadığı" gerekçesiyle bozmaya direnerek önceki hüküm gibi sanığın beraatine karar vermiştir.
    Direnme kararına konu bu hükmün de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11.07.2017 tarihli ve 123290 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesi ile dosya, 6763 sayılı Kanun"un 36. maddesiyle değişik CMK"nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 8. Ceza Dairesince 07.11.2018 tarih ve 17416-12327 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı hakkı olmayan yere tecavüz suçunun unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya içeriğinden;
    Çankırı Ziraat Odası Başkanı ... ile Germece köyü Muhtarı Cemal Çelik’in Çankırı Valiliğine hitaben düzenledikleri 16.04.2012 havale tarihli dilekçeleri ile; Çankırı ili, Merkez ilçesi, Germece köyü, Karayazı mevkisinde yer alan 284, 285 ve 288 parsel sayılı taşınmazların etrafının Lozan Yapı Elektrik Maden Nakliyat Sanayi ve Ticaret AŞ tarafından tellerle çevrilmesi sonucunda Germece köy yolunun ulaşıma kapatıldığını belirterek yapılan müdahalenin 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun hükümleri uyarınca önlenmesi talebinde bulundukları,
    284 parsel numaralı, tarla niteliğindeki taşınmaza ait tapu senedi fotokopisi incelendiğinde; 1/2 payı ..., 1/2 payı ise ... isimli şahıslar adına kayıtlı iken 03.12.2010 tarihinde Lozan Yapı Elektrik Maden Nakliyat Sanayi ve Ticaret AŞ’ye satıldığı,
    285 parsel numaralı, tarla niteliğindeki taşınmaza ait tapu senedi fotokopisi incelendiğinde; ... isimli şahıs adına kayıtlı iken 03.12.2010 tarihinde Lozan Yapı Elektrik Maden Nakliyat Sanayi ve Ticaret AŞ’ye satıldığı,
    288 parsel numaralı, tarla niteliğindeki taşınmaza ait tapu senedi fotokopisi incelendiğinde; Bahattin Gökçe isimli şahıs adına kayıtlı iken 17.12.2010 tarihinde Lozan Yapı Elektrik Maden Nakliyat Sanayi ve Ticaret AŞ’ye satıldığı,
    Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından Çankırı Valiliğine hitaben düzenlenen 23.03.2012 tarihli ve 911 sayılı yazı fotokopisinde; Lozan Yapı Elektrik Maden Nakliyat Sanayi ve Ticaret AŞ tarafindan tuz üretim, yükleme ve depolama tesisi yapılmak istenen Çankırı ili, Merkez ilçesi, Germece köyü sınırları içerisinde, Karayazı mevkisinde bulunan, 5 pafta, 284, 285 ve 288 parsel numaralı toplam 10,45 hektar yüzölçümlü arazinin 6 hektarlık kısmı ile ilgili tarım dışı amaçlı kullanım izni talep edilmesi üzerine yapılan değerlendirilme sonucunda arazinin başka bir amaç için kullanılmaması ve çevresinde bulunan tarım alanlarının ve tarımsal faaliyetlerin zarar görmemesi için Toprak Koruma Projesi hazırlattırılarak uygulanması şartıyla söz konusu 10,45 hektar yüzölçümlü arazinin 6 hektarlık kısmının talep edilen amaç için kullanılmasının uygun görüldüğünün belirtildiği,
    Çankırı Valiliğince 3091 sayılı Kanun uyarınca yapılan tahkikat sırasında kadastro teknisyenleri tarafından düzenlenen 19.04.2012 tarihli raporda; inceleme konusu 284, 285 ve 288 numaralı parsellerin arasında bulunan 2641,50 m2"lik yolun parsellerin etrafına tel örgü çekmek sureti ile kapatıldığının belirtildiği,
    Çankırı Valiliğinin 25.04.2012 tarihli ve 1 sayılı kararı ile; Çankırı ili, Merkez ilçesi, Germece köyü, Karayazı mevkisinde, 5 pafta, 284, 285 ve 288 numaralı parseller arasında bulunan köy yolunun Lozan Yapı Elektrik Maden Nakliyat Sanayi ve Ticaret AŞ tarafından (Safir Tuz Fabrikası) etrafı tellerle çevrilip ulaşıma kapatılması suretiyle yapılan tecavüzün önlenmesine karar verildiği,
    Çankırı Valiliğinin 02.05.2012 tarihli ve 2273 sayılı yazısı ile Çankırı Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu,
    06.07.2011 tarihli ve 7852 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi"ne göre; sanık ...’ın Lozan Yapı Elektrik Maden Nakliyat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin yönetim kurulu başkanı ve şirketi münferiden idare ve temsile yetkili olduğu,
    Yerel Mahkemece 11.06.2012 tarih ve 197 sayı ile Çankırı Tapu Sicil Müdürlüğünden inceleme konusu 284, 285 ve 288 sayılı parselere ilişkin tapu kayıtlarının tüm tedavülleri ile birlikte gönderilmesinin istenmesi üzerine Çankırı Tapu Müdürlüğünün 23.07.2012 tarihli ve 954 sayılı yazısında; söz konusu parsellere ilişkin tapu kayıtları ile tedavüllerinin gönderildiği belirtilip ekinde ilgili parsellere ilişkin tapu kayıtları ile bu parsellerin satışlarına ilişkin 03.12.2010 ve 17.12.2010 tarihli resmî senetlerin gönderildiği,
    Yerel Mahkemece düzenlenen 03.08.2012 tarihli keşif tutanağında; suça konu yolun hâlihazırda zeminde bulunmadığı ancak muhtemel idari tahkikat neticesinde çakıldığı düşünülen kırmızı kazıklar ile sınırının gösterildiği, bu yolun güneydoğusunda, kuzeyden güneye uzanan ayrı bir stabilize yol olduğu ve her iki yolun birleştiği yerde yol izinin bulunmadığı hatta yükseklik farkı bulunduğu, tecavüze konu yolun kuzeybatısının ise Çankırı-Çorum Karayoluna sınır olduğu ancak karayolu şevi nedeniyle bu yolun karayolu ile birleştiği noktanın zeminde fiilen bulunmadığı, keşif tarihi itibarıyla inceleme konusu yolu kapattığı iddia olunan tellerin kaldırılmış olduğu ve yolun engellenmediği bilgilerine yer verildiği,
    Keşif sonrası inşaat bilirkişisi tarafından düzenlenen 06.08.2012 tarihli raporda; kadastro krokisine göre 284, 285 ve 288 numaralı parseller arasından yol geçtiği, keşif günü yapılan incelemede bu arazi yolunun uzun zamandan beri kullanılmadığı ve üzerinde otlar olduğunun gözlemlendiği, yol işlemediği için özelliklerinin tamamen kaybolduğu, üzerinde otlar, diken ve nebati malzeme bulunduğu, yolun işlediği sırada ortaya çıkacak olan stabilize yol malzemesine de rastlanılmadığı, yolun tamamen tarla vaziyetinde olduğu, hatta dava konusu yolun güneydoğusunda bulunan stabilize yolun bu yolla birleştiği kısımda yol izinin de bulunmadığı, aralarında kot farkı olduğu, suça konu yolun tamamen izinin kalmadığı, yolun kuzeydoğu kesiminde bulunan parselin yaklaşık 1,5-2 dekarlık bölümünde, ayrı tel örgü ile çevrili alanda muhtemel sinai faaliyete ilişkin alet ve makinaların bulunduğu ancak montajlarının yapılmadığı, inceleme konusu yolun kuzeydoğu kısmında bulunan taşınmazı çevreleyen fens telinin üzerinde "Gümrüklü saha" ibaresi bulunan iki adet levhanın olduğu, bu alanın projektör ile aydınlatıldığı belirtilerek, davaya konu Germece köy yolunun çok uzun zamandan beri faal olarak kullanılmadığı, kullanılmama scbebinin de etrafının tel örgü ile çevrilmesinden kaynaklanmadığı görüşüne yer verildiği,
    Keşif sonrası kadastro bilirkişileri tarafından düzenlenen 14.08.2012 tarihli raporda; dava konusu 284 ve 285 ile 288 numaralı parseller arasında tescilli yol bulunduğunun, ekli krokide mavi renk ile gösterilen 1 ve 2 numaralı noktalar arası ile 25 ve 26 numaralı noktalar arası yerlerin parsel maliki tarafindan açık bırakılan yer olduğunun, parsellerin etrafı tel ile çevrili olsa da bahsi geçen bu noktalar arasında tel mevcut olmadığının, krokide yeşil renk ile gösterilen kısımların mahalli bilirkişiler tarafından gösterilen yerler olduğu ve bu yerlerin tahmini olarak üç parsel arasındaki yolun diğer yollara birleşen kısımları olduğunun, krokide kırmızı renk ile gösterilen kısmın suça konu yolun parsel maliki tarafından terki yapılan yer olduğunun, bu hususun zeminde mevcut olan kırmızı kazıkların ölçümü neticesinde tespitinin yapıldığının, krokide 13 ve 18 numaralı noktaların zeminde mevcut bulunan tonçlar olduğunun, konumları itibarıyla bu tonçların 288 numaralı parselin sınırına geldiklerinin, 284 ve 285 parsel maliki tarafindan bu yola 1890,86 m2 tecavüz edildiğinin, 284 ve 285 ile 288 sayılı parseller arasında bulunan yolun rapor ekinde yer alan 2008 tarihli hava fotoğrafında görünmediğinin belirtildiği,
    Anlaşılmaktadır.
    Katılan Germece Köy Tüzel Kişiliği adına köy muhtarı Cemal Çelik 03.08.2012 tarihli keşifte; hâlihazırda bulundukları alanın köylerine ait 40 yıllık köy yolu olduğunu, devamının Çankırı-Çorum Karayolu ile birleştiğini, sınırlarında bulunan arazilerin sanığa satılmadan önce tarla olarak sürülüp ekildiğini, tam tarihini bilmemekle birlikte 2-3 yıl öncesinde bu yolun etrafının sanık ... tarafından tel örgü ile çevrildiğini, 4-5 yıl öncesinde yolun açık hâlini yani kullanılır şeklini gördüğünü, her ne kadar keşif tarihi itibarıyla köy yolunun sınırlarındaki tel örgüler kaldırılmış ve yol açılmış gibi görünse de herhangi bir adli veya idari işlem yapılacağı sırada bu yolun açılıp sonrasında tekrar kapandığını, yolun sınırlarını da bilmediklerinden nereden geçeceklerini bilemediklerini, tel örgü çekilmesi dışında sanık tarafından zeminde herhangi bir zirai faaliyet, düzeltme ya da toprağın şeklinin değiştirilmesi tarzında bir faaliyet yapıldığını görmediğini, sadece tel örgü çekildiğini gördüğünü, bu nedenlerle köy tüzel kişiliği adına şikâyetçi olup davaya katılmak istediğini, yine katılanın ifadesinin alınması sırasında yolun 1999 yılında kapatıldığına ilişkin beyanı olmasına karşın keşif mahallinde bulunan siyah gömlekli bir şahsın "Tel örgü çekildiğinde kapandı de." şeklinde müdahalesi üzerine ifadesini değiştirdiğinin sanık müdafisi tarafından iddia edilip bu hususun sorulmasının istenmesi üzerine; yolun 1999 yılında kapatılmadığını, kendisi muhtar olduktan sonra etrafının tel örgü ile çevrilmesi sonucunda kapatıldığını, keşif yerinde bulunan siyah gömlekli olan ... tarafından kendisine herhangi bir şekilde bir telkinde bulunulmadığını, buranın kadastrosunun yapılmış olduğunu da bilmediğini,
    Mahalli bilirkişi ... 03.08.2012 tarihli keşifte; göstermiş olduğu yerin köylerine ait arazi yolu olup bu yolun kuzeydoğusu ve güneybatısının sanık ..."a ait olduğunu, güneydoğusu ve kuzeybatısında başka yolların da bulunduğunu, güneydoğu kısmındaki yolun köylerine ait diğer yol olduğunu, kuzeybatı sınırında ise Çankırı-Çorum Karayolu bulunduğunu, tecavüze konu yolun kuzeydoğusu ile güneybatısında bulunan arazilerin sanığa satılmasından önce tarla olarak sürülüp ekildiğini, bu parseller arasındaki yolun ne zaman kapandığını net olarak bilmediğini ancak 3-4 yıl öncesine kadar bu yolun açık ve işlek olduğunu, tel örgünün çekilmesinden sonra yolun kapandığını, hâlihazırda zeminde bulunan kazıkların yolun sınırını tam olarak göstermediğini, fiili olarak kullandıkları yolun şeklinin biraz daha farklı olduğunu, yine sanık müdafisinin talebi nedeniyle sorulması üzerine; inceleme konusu yolun 1999 yılında kapanıp kapanmadığını bilmediğini, yolun ne zaman kapatıldığını da bilmediğini, arazinin tel örgü ile çevrildikten sonra yolun sürüldüğünü yahut dozer vs. ile düzeltildiğini de görmediğini, kimse tarafından böyle bir faaliyette bulunulmadığını,
    Mahalli bilirkişi ... 03.08.2012 tarihli keşifte; göstermiş olduğu yerin köylerine ait arazi yolu olup bu yolun kuzeydoğusu ve güneybatısının ..."a ait arazi olduğunu, güneydoğusu ve kuzeybatısında başka yolların da bulunduğunu, güneydoğu kısmındaki yolun köylerine ait diğer yol olduğunu, kuzeybatı sınırında ise Çankırı-Çorum Karayolu bulunduğunu, tecavüze konu yolun kuzeydoğusunda ve güneybatısında bulunan arazilerin sanığa satılmasından önce tarla olarak sürülüp ekildiğini, inceleme konusu yolun ne zaman kapandığını, tel örgüden önce mi yoksa sonra mı kapandığını net olarak bilmediğini, ancak 5-6 yıl evveline kadar bu yolun açık ve işlek hâlde olduğunu, hâlihazırda zeminde bulunan kazıkların yolun sınırını tam olarak göstermediğini, fiili olarak kullandıkları yolun şeklinin biraz daha farklı olduğunu, yolun giriş ve çıkış noktalarının o an ki zeminde olan noktalar olmadığını, daha doğrusu Çankırı-Çorum Karayoluna çıkış noktasının aynı nokta olduğunu ancak diğer köy yoluna olan çıkış noktasının hâlihazırda zemindeki demir kapının bulunduğu nokta olduğunu, yine sanık müdafisinin talebi nedeniyle sorulması üzerine; inceleme konusu yolun 1999 yılında kapanıp kapanmadığını bilmediğini, yolun ne zaman kapatıldığını da bilmediğini, bu arazinin tel örgü ile çevrildikten sonra yolun sürüldüğünü yahut dozer vs. ile düzeltildiğini görmediğini, kimse tarafından böyle bir faaliyette bulunulmadığını,
    Mahalli bilirkişi ... 03.08.2012 tarihli keşifte; göstermiş olduğu yerin köylerine ait arazi yolu olup bu yolun kuzeydoğusu ve güneybatısının sanık ..."a ait arazi olduğunu, güneydoğusu ve kuzeybatısında ise başka yolların da bulunduğunu, güneydoğu kısmındaki yolun köylerine ait diğer yol olduğunu, kuzeybatı sınırında ise Çankırı-Çorum Karayolu bulunduğunu, tecavüze konu yolun kuzeydoğusunda ve güneybatısında bulunan arazilerin sanığa satılmadan önce tarla olarak sürülüp ekildiğini, bu yolun tel örgünün çekilmesinden önce mi yoksa sonra mı kapandığını net olarak bilmediğini, ancak 7-8 yıl öncesinde söz konusu yolun açık ve işlek vaziyette olduğunu, hâlihazırda zeminde bulunan kazıkların yolun sınırını tam olarak göstermediğini, fiili olarak kullandıkları yolun şeklinin daha farklı olduğunu, yolun giriş ve çıkış noktalarının da o an ki zeminde olan noktalar olmadığını, daha doğrusu Çankırı-Çorum Karayoluna çıkış noktasının aynı nokta olduğunu ancak diğer köy yoluna olan çıkış noktasının hâlihazırda zemindeki demir kapının bulunduğu yer olduğunu, yine sanık müdafisinin talebi nedeniyle sorulması üzerine; inceleme konusu yolun 1999 yılında kapanıp kapanmadığını bilmediğini, yolun ne zaman kapatıldığını da bilmediğini, arazinin tel örgü ile çevrildikten sonra yolun sürüldüğünü yahut dozer vs. ile düzeltildiğini de görmediğini,
    Çankırı Valiliğince 3091 sayılı Kanun uyarınca yapılan tahkikat sırasında 19.04.2012 tarihinde;
    -Şikâyetçi sıfatıyla dinlenen Ziraat Odası Genel Sekreteri Necati Taş, şikâyetçi tanıkları olarak dinlenen Germece köyü azası Ali Şahin ile köy bekçisi Yusuf Baba benzer şekilde; Çankırı ili, Merkez ilçesi, Germece köyünde bulunan 5 pafta, 284, 285 ve 288 sayılı parsellerin etrafının Lozan Yapı Elektrik Maden Nakliyat Sanayi ve Ticaret AŞ tarafından tellerle çevrilmesi sonucunda Germece köy yolunun ulaşıma kapatıldığını, bu yolun açılmasını istediklerini,
    - Lozan Yapı Elektrik Maden Nakliyat Sanayi ve Ticaret AŞ’nin tanığı olarak dinlenen Mehmet Dede; 28 yıldır Germece köyünde ikamet ettiğini ve 9 yıldır şikâyet olunan şirkette çalıştığını, söz konusu parseller arasında yer aldığı belirtilen yolun umuma açık bir yol olmadığını, hâlihazırda başka bir yolu kullandıklarını, ilgili şirketin son bir yıldır söz konusu mevkide şantiyesinin bulunduğunu ve kesinlikle bir tecavüz olayı olduğunu düşünmediğini,
    - Mahalli bilirkişi olarak dinlenen 1967 doğumlu Sinan Dede; Germece köyünün birinci azası olduğunu, söz konusu parsellerin olduğu yerde umuma açık bir yol bulunmadığını, 15-20 yıldır söz konusu yol olduğu belirtilen yerin ekilip biçilerek kullanıldığını, inceleme konusu yolu kimsenin kullandığını görmediğini, eğer kadastro kayıtlarında böyle bir yol varsa açılmasını istediğini, 15-20 yıldır köylünün kullandığı yolun hâlihazırda kullanılan diğer yol olduğunu,
    -Mahalli bilirkişi olarak dinlenen 1970 doğumlu Mümtaz Özkan; söz konusu mevkide iki yol olduğunu, kullanılmayan tecavüze konu yukarı yolun 15 yıl öncesinde kullanıldığını daha sonra aşağı yolun kullanılmaya başlandığını, aşağı yolun sanığın gelmesinden önce de olduğunu ve aşağı yolun köylüler tarafından kullanıldığını,
    İfade etmişlerdir.
    Sanık ... aşamalarda benzer şekilde; Lozan Yapı Elektrik Maden Nakliyat Sanayi ve Ticaret AŞ"nin yönetim kurulu başkanı olduğunu, bu şirketin temsil hakkının da tamamen kendisinde bulunduğunu, olay tarihinden yaklaşık 1,5 yıl öncesinde yeni bir fabrika kurmak için Çankırı ilinde yer arayışına girdiğini, yaptığı çalışmalar neticesinde nakliye açısından elverişlilik hâlini göz önünde bulundurarak tren istasyonu yakınında bulunan Çankırı ili, Merkez ilçesi, Germece köyü, 284-285 ve 288 numaralı parselleri ..., ... ve... isimli şahıslardan yüksek bedelle ve takas yolları ile satın aldığını, arazileri satın aldığı sırada bir bütün olarak birbirine bitişik şekilde göründüklerini, arazilerin arasında herhangi bir yolun bulunmadığını, satın aldığı kişilerin de kendisine böyle bir yoldan bahsetmediklerini, bu nedenle satın almış olduğu arazilerin bitişik olduğunu kabul ederek fabrika kurma işlemlerine başladığını, bu kapsamda fabrikanın çalıştırılmasında kullanılacak malzemeleri yurt dışından ithal ettiğini, ancak yapılan ithalat rejimi çerçevesinde teşvik aldıklarından dolayı bu ithal edilen malzemelerin gümrüklü mal statüsünde olduğunu, Esenboğa Gümrük Müdürlüğünden malzemelerin konulacağı alanın gümrük sahası olması gerektiği bildirilip etrafının çevrilerek kapatılması ve üç bekçi ile korunması istendiğinden bu arazileri satın aldıktan 9-10 ay sonra etraflarını tel örgü ile çevirttiğini ve sahaya bekçi görevlendirdiğini, elektrik alıp projektör koyarak gümrük sahası, antrepo hâline getirdiğini, sonrasında Valilikten gelen heyetin satın almış olduğu arazilerin ortasından geçen ve fiziken zeminde bulunmayan bir yol olduğunu tespit ettiklerini ve hakkında yapılan idari tahkikat sonucunda men kararı verildiğini, satın almış olduğu araziler içinde yol olduğunu öğrenmesi ile birlikte de bu kısımlardaki tel örgüleri kaldırdığını ve yolu açık hâle getirdiğini ancak hâlihazırda yolu kullanan kimsenin olmadığını, tecavüze konu yolun 25-30 yıl öncesinde kullanılan bir yol olduğunu ancak daha sonrasında 288 parsel sayılı taşınmazın doğu sınırının yol hâline getirilerek kullanılmaya başlandığını köylülerden öğrendiğini, ayrıca arsayı satın aldığı kişiler olan ... ve... ile görüştüğünde onların da söz konusu yerde yol olmadığını, orayı yıllardır ekip biçtiklerini, bu yerde 15 yıl kadar önce yol olduğunu, sonradan yeni yol açılınca burayı ektiklerini söylediklerini, kendisi satın aldığı zaman da söz konusu yerin ekilen bir yer olduğunu, eğer bir tecavüz varsa daha önceki arsa sahiplerinin yaptığını savunmuştur.
    Köy yoluna tecavüz suçu 5237 sayılı TCK"nın 154. maddesinin ikinci fıkrasında;
    “Köy tüzel kişiliğine ait olduğunu veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunduğunu bilerek mera, harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmaz malları kısmen veya tamamen zapt eden, bunlar üzerinde tasarrufta bulunan veya sürüp eken kimse hakkında birinci fıkrada yazılı cezalar uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
    Suçun maddi unsurunu oluşturan seçimlik hareketler; köy yolunu kısmen veya tamamen zapt etme veya üzerinde tasarrufta bulunma ya da sürüp ekmektir. Zapt etme; taşınmazdan başkalarının kısmen veya tamamen yararlanmasını engellemek, taşınmazı fiilen el altında tutmaktır. Tasarruf etmek ise taşınmazın devamlı bir biçimde kullanılması olup kısa süreli tasarruflar, kanunun aradığı anlamda tasarruf değildir. Öte yandan sürüp ekmek de taşınmaz üzerinde tasarruf etme şekillerinden biridir.
    Bu suç genel kast ile işlenen bir suçtur ve failin suça konu yerin öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş yol olduğunu bilerek hareket etmiş olması gerekmektedir aksi halde suçun manevi unsuru olan kastın varlığından söz edilemeyecektir.
    Suçla korunan hukuki yarar, köy yolunun mülkiyet ve ortak kullanım hakkının korunmasıdır. Bu suçla köy yoluna vâki tecavüz eylemlerinin herhangi bir şikâyet ve başvuru şartına bağlı olmaksızın etkin bir biçimde yaptırım altına alınması ve bu suretle korunması amaçlanmıştır.
    Suçun mağduru köy yolunu kullanma hakkı olan herkestir. Köy yolunun kullanma hakkı sahibi köy tüzel kişiliği ve köy yolunun sahibi Hazine de suçtan zarar görendir.
    Suçun maddi konusunu köy tüzel kişiliğine ait olan veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunan mera, harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmazlar oluşturmaktadır. Burada sayılan mera, harman yeri, yol ve sulak gibi yerler sınırlayıcı olarak belirlenmemiş, örnekleyici olarak gösterilmiştir. Ancak köylünün ortak kullanımında olmayan köy adına tarla veya arsa vasfında kaydedilmiş yerler bu suçun konusunu oluşturmazlar.
    Diğer taraftan amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" şeklinde, Latincede ise "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi hâlinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Ceza mahkûmiyeti, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkan vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Lozan Yapı Elektrik Maden Nakliyat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin yönetim kurulu başkanı ve şirketi münferiden idare ve temsile yetkili olan sanık ...’ın, Çankırı ili, Merkez ilçesi, Germece köyünde bulunan 284, 285 ve 288 parsel sayılı taşınmazları ilgili şirket adına 03.12.2010 ve 17.12.2010 tarihlerinde satın aldıktan sonra bu taşınmazların etrafını tel örgü ile çevirmesi sonucunda söz konusu parsellerin arasında yer alan köy yolunu ulaşıma kapatmak suretiyle üzerine atılı hakkı olmayan yere tecavüz suçunu işlediği iddia edilen olayda; 03.08.2012 tarihinde yapılan keşif sırasında Yerel Mahkemenin suça konu yolun hâlihazırda zeminde bulunmadığına ancak bu yolun güneydoğusunda kuzeyden güneye doğru uzanan başka bir yolun daha olduğuna ilişkin gözlemi, keşif sonrası düzenlenen inşaat bilirkişisi raporunda tecavüze konu yolun uzun zamandan beri kullanılmaması nedeniyle özelliklerinin tamamen kaybolduğu, yolun işlediği sırada ortaya çıkacak olan stabilize yol malzemesine de rastlanılmadığı, yolun tamamen tarla vaziyetinde olduğu ve yolun kullanılmama sebebinin etrafının tel örgü ile çevrilmesinden kaynaklanmadığı görüşüne yer verilmesi, kadastro bilirkişileri tarafından düzenlenen raporda 2008 yılında çekilen hava fotoğrafında suça konu yolun görünmediğinin belirtilmesi, keşif sırasında yapılan gözlem ve bilirkişi raporları ile uyumlu şekilde Çankırı Valiliğince 3091 sayılı Kanun uyarınca yapılan tahkikat sırasında 19.04.2012 tarihinde dinlenen mahalli bilirkişiler Sinan Dede ve Mümtaz Özkan’ın söz konusu mevkide iki yol olduğunu, tecavüze konu yolun yaklaşık 15 yıldır kullanılmadığını, bu süre içinde diğer yolun köylüler tarafından kullanılmaya başlandığını beyan etmeleri, ayrıca mahalli bilirkişi Sinan Dede"nin suça konu yolun yaklaşık 15 yıldır ekilip biçilerek kullanıldığına yönelik anlatımı ile sanığın idari tahkikat neticesinde tespit edilen tecavüzüne son vererek suça konu yolu ulaşıma açık hâle getirmesi karşısında, köy halkından olmayan sanığın savunmasının aksine inceleme konusu yolu öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş yol olduğunu bilerek zapt ettiğine yönelik her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil bulunmadığının kabulü gerekmektedir.
    Bu itibarla, sanığın üzerine atılı hakkı olmayan yere tecavüz suçu bakımından kastının bulunmadığına ilişkin direnme gerekçesi isabetli olduğundan Yerel Mahkemenin direnme kararına konu beraat hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
    Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Üyeleri ... ve ...;
    "Dosya içeriğine göre olay tarihinde Lozan Yapı Elektrik Maden Nakliyat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin yönetim kurulu başkanı ve şirketi münferiden idare ve temsile yetkili olan sanığın, anılan şirket adına tuz üretim, yükleme ve depolama tesisi yapmak amacıyla 03.12.2010 ve 17.12.2010 tarihlerinde, Çankırı ili, Merkez ilçesi, Germece köyünde bulunan 5 pafta, 284, 285 ve 288 parsel sayılı taşınmazları satın aldığı, tapu kayıtlarına göre bu taşınmazlar arasında köy yolu geçtiği hâlde etrafını tel örgü ile çevirmesi sonucunda bu parsellerin arasında bulunan 2641,50 m2"lik köy yolunu ulaşıma kapatmak suretiyle hakkı olmayan yere tecavüz ettiği sabittir. Sanığın eylem sırasında tecavüz edilen yerin köy yolu olup olmadığını bilip bilmediği, dolayısıyla suç kastının bulunup bulunmadığı Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş, sayın çoğunluk tarafından "inceleme konusu parseller arasındaki taşınmazı, öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş yol olduğunu bilerek zapt ettiğine yönelik her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil bulunmadığı" sonucuna varılmıştır. Kanaatimizce yapılan bu değerlendirme isabetli değildir. Şöyle ki;
    Tapu kayıtlarına, yapılan keşfe ve alınan bilirkişi raporlarına göre sanık tarafından tel örgü ile çevrilmek suretiyle zapt edilen yerin köylünün ortak kullanımına bırakılmış köy yolu olduğu açıktır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun "kamu malları" başlıklı l6. maddesinin (B) bendinde yol, meydan, köprü gibi taşınmazların kamunun ortak kullanımına ayrılan kamu mallarından olduğu ve bu yerlerin kadastro tespiti sırasında haritasında gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu hüküm gereği suça konu yerde kadastro krokisinde gösterilmiştir.
    Sanık aşamalardaki savunmasında özetle; sözü edilen üç taşınmazı üzerinde fabrika yapmak üzere satın aldığını, fizibilite çalışmaları yapıldığını, nakliyeye elverişliliği göz önüne aldıklarını ve bu taşınmazları bitişik oldukları için tercih ettiklerini bildirmektedir. Bu savunmaya nazaran ortasında kamunun ortak kullanımına bırakılmış bir yol olan taşınmazların sanığın amacına elverişli olamayacağı açıktır. Üzerinde fabrika yapacak olan sanığın bu taşınmazları satın alması için kesin olarak bitişik olması gerekmektedir. Çünkü önemli miktarda zaman ve para harcanarak yapılacak bir fabrika alanının ortasında kamunun kullanımına bırakılmış bir yol olması istenilecek bir durum değildir.
    Sanığın bu taşınmazları satın alma amacı dikkate alındığından, mevcut tapu kayıtlarındaki tüm sınırlamalar ile taşınmazlar ve civarındaki tüm yolları araştırıp öğrenmesi, lehe ve aleyhe durumları tespit etmesi gerekmektedir. Keşif sırasında bu yolun kullanılmadığı ve otlarla kaplı olduğu belirtilmekle birlikte, basit bir araştırma ile saptanması mümkündür. Nitekim sanık savunmasında fizibilitenin yapıldığını, ulaşım imkânlarının araştırıldığını belirtmekte ve ayrıca Cumhuriyet savcılığındaki savunmasında da bu durumu satın aldığı şahıslara sorduğunu ifade etmektedir. Bu düzeyde araştırma yapan ve bölgedeki yolları dahi öğrenmiş olan sanığın taşınmazların içinde geçen 2641,50 m2"lik köy yolunu fark etmemiş olması mümkün değildir.
    Sonuç olarak; sanığın taşınmazları satın alma amacı, buna uygunluğu konusunda araştırma yaptığına ilişkin savunması, eğitim ve sosyal durumu, kadastro krokisinde taşınmazlar arasındaki yolun açıkça gösterilmiş olması, tapu kayıtlarında yapılacak araştırmayla veya devir sırasında ya da yerinde yapılacak basit araştırma ile yolun varlığının kolaylıkla saptanabilir olması, tecavüz edilen alanın yeri ve miktarı dikkate alındığında, satın aldığı taşınmazlar arasında bulunan yerin öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş yol olduğunu bilerek zapt ettiğinin ve dolayısıyla atılı suçun unsurları itibarıyla oluştuğu" düşünceleriyle,
    Çoğunluk görüşüne katılmayan dört Ceza Genel Kurulu Üyesi de; benzer gerekçelerle karşı oy kullanmışlardır.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Sanığın üzerine atılı hakkı olmayan yere tecavüz suçu bakımından kastının bulunmadığına ilişkin direnme gerekçesinin İSABETLİ OLDUĞUNA,
    2- Usul ve yasaya uygun bulunan Çankırı 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 19.02.2015 tarihli ve 565-123 sayılı direnme kararına konu beraat hükmünün ONANMASINA,
    3- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 07.05.2020 tarihinde yapılan birinci müzakerede yeterli çoğunluk sağlanamadığından, 14.05.2020 tarihinde yapılan ikinci müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi