Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/7781
Karar No: 2012/4912
Karar Tarihi: 28.5.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/7781 Esas 2012/4912 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/7781 E.  ,  2012/4912 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    ...ile Hazine ve Yurtbaşı Belediye Başkanlığı aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Elazığ 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 11.10.2011 gün ve 429/338 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Davacı vekili, dava dilekçesinde 1974 yılında vekil edeni ile başka kişiler tarafından birlikte satın aldıkları taşınmazı haricen kendi aralarında bölüştüklerini, tespit harici bırakılan yer olduğunu, toplam iki adet taşınmazın vekil edenine düştüğünü açıklayarak yaklaşık 12.000 ile 10.000 m2 yüzölçümlü bulunan iki taşınmazın vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, dava konusu yerin çay yatağı olduğunu bu nitelikle tespit harici bırakıldığını, son on- onbeş yıl içinde dere yatağında malzeme alınmak suretiyle daraltılma yapılması ve üst kısmına yapılan köprünün konumu nedeniyle dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgenin kullanılabilir nitelik kazandığını, yöre halkı tarafından işgal edildiğini kullanımın 1995 yılından itibaren başladığını, davacı tarafın ecrimisil ödediğini buna itiraz etmediğini zamanaşımının dolmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davalı Yurtbaşı Belediye Başkanlığına dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamış ve cevap da vermemiştir.
    Mahkemece, teknik bilirkişiler ... ve arkadaşının 4.4.2011 tarihli raporlarına ekli krokide, A harfiyle işaretlenen 7529,39 ve B harfiyle gösterilen 14311,53 m2 yüzölçümlü taşınmazlar hakkındaki davanın kabulüyle Şerif oğlu ...adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece kazanma koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle iki parça taşınmaz hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
    Her ne kadar, Kadastro Müdürlüğünün karşılık yazılarında dava konusu yerin dere yatağı olarak tespit harici bırakıldığı bildirilmiş ve hangi tarihte tespit harici bırakıldığı açıklanmamış ise de, komşu parsellere ait kadastro tutanaklarına göre dava konusu yerin 1954 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında Ağdere yatağı olarak tespit dışı bırakıldığı anlaşılmaktadır. Uzman bilirkişi jeoloji mühendisi DSİ tarafından ıslah çalışmalarının yapıldığını bildirdiği halde mahkemece bu husus üzerinde durulmadığı gibi çifte tapunun önlenmesi açısından dava konusu taşınmazların tapuda kayıtlı yerlerden olup olmadığı hususu da sorulmamıştır.
    Dava konusu taşınmaz, dere yatağı olarak tespit harici bırakıldığına göre imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun kabulü gerekir. Bu bakımdan 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi uyarınca, imar ve ihyaya ilişkin tüm olumlu ve olumsuz koşulların araştırılıp saptanması zorunludur. Bunun yanında, taşınmazın gerçek niteliğini belirlemeye ilişkin en doğru yöntem hava fotoğraflarıdır. Teknik bilirkişiler raporlarında hava fotoğraflarından söz ediyorlarsa da hangi tarihli hava fotoğrafları olduğu açıklanmadığı gibi söz konusu hava fotoğraflarının da dosya arasında bulunmadığı ve nereden temin edildiği de açıklanmamıştır.
    Tüm bu eksiklikler ve aşağıda belirtilecek hususlar göz önünde bulundurularak öncelikle teknik bilirkişilerin rapor ve krokisi eklenmek suretiyle çifte tapunun önlenmesi açısından dava konusu yerlerin tapuda kayıtlı olup olmadıklarının Tapu Sicil Müdürlüğünden, uzman bilirkişi jeoloji mühendisi ..."in gerekçeli raporunda; dava konusu dere ile ilgili olarak DSİ ıslah çalışmaları yaptığını bildirdiğinden yine teknik bilirkişilerin rapor ve krokisi eklenerek söz konusu yerde DSİ tarafından hangi tarihte ıslah çalışmalarına başlandığı, ıslah çalışmalarını hangi tarihte tamamlandığı, dava konusu yerleri de kapsamına alıp almadığı hususları açısından DSİ ilgili Bölge Müdürlüğünden gerekli belgelerin istenmesi, projesinin keşifte uygulanması, davanın açıldığı 28.9.2009 tarihinden geriye doğru en az yirmi yıl öncesine ait (1979-1989 yılları arası) iki ayrı zamanda çekilmiş ölçekli stereoskopik hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından getirtilmesi, bu tür hava fotoğrafları yok ise durumun cevabi yazıda belirtilmesinin istenmesi, kabulüne karar verilen A ve B harfleriyle gösterilen taşınmazlara komşu 152, 153, 148, 5110, 5111, 5112, 5113, 5114, 5115, 5116, 5147, 5117, 5118, 5245, 5246, 5247, 5248, 5249, 5881, 4436, 4446, 4447, 4450, 4451, 4454, 4455, 4456, 4457, 4458, 4459 sayılı kadastro parsellerine ait kadastro tutanakları ve ekleriyle kadastro sırasında bu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarının, şayet kadastro parselleri herhangi bir şekilde hükmen ya da imar vs. yollarla ifraz görmüş ise ifraz sonucu oluşan parsellerin tapu kayıtlarının da tescile esas alınan dayanakları ile birlikte bulundukları yerlerden getirtilerek dosya arasına konulması, keşifte dinlenen yerel bilirkişi..."ın alınan beyanında, 5110 ve 5111 sayılı parsellerin kök tapusunun kadastronun 47 sayılı parseli olduğu açıklandığından ve dosya arasında bulunan 47 sayılı parselin tapulama tutanağına göre senetsizden tespitinin yapıldığı, kadastro gören yerlerde yapılacak düzeltme ve değişiklik işlemleri için beyanname başlıklı belgeye göre ifraz sonucu 4023, 4024, 4025, 4026, 4027 ve 4028 sayılı parsellere ayrıldığı bu parsellerin esası olan 47 sayılı parselin dört tarafında kadim meranın bulunduğu gözetilerek kadastronun 47 sayılı parsel ve çevresi ile tescili istenen taşınmazları birlikte gösterecek birleşik paftanın Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulması, bu parselle yakınlık ve uzaklık durumunu teknik bilirkişilere krokisi üzerinde işaret ettirilmesinin sağlanması, 47 sayılı parselin çevresinde bulunan mera ile bir bağlantısının olup olmadığının saptanması, Hazine savunmasında son on-onbeş yıl içinde dere yatağından kum alınması ve yakınında üst köprünün yapılması nedeniyle dava konusu yerlerin değer kazandığı, bu nedenle çevre vatandaşları tarafından işgal edildiği ileri sürüldüğünden mahkemece bu yönler üzerinde de durulması, komşu parsellere ait kayıt ve belgelerin teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar, hava fotoğraflarının ise jeodezi ve fotoğrametri uzmanı mühendis aracılığıyla yapılacak keşifte uygulanması, komşu kayıt ve belgelerin taşınmaz yönünü ne gösterdikleri üzerinde durulması iki ayrı zamanda çekilen hava fotoğraflarının çekildikleri tarihlere göre dava konusu yerlerin dere yatağı niteliğinde bulunup bulunmadıkları, imar ve ihya edilip edilmedikleri, imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlandığı konularında hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, belirtilen konularda jeodezi ve fotoğrametri uzmanından gerekçeli denetime açık karşılaştırmalı rapor istenmesi gerekmektedir.
    Bundan ayrı, davacının söz konusu taşınmazların imar ve ihyasına hangi tarihte başladığı, imar ve ihyayı ne şekilde sürdürdüğü ve hangi tarihte tamamladığı konularında yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarına başvurulması, yerel bilirkişi ve tanıkların HMK.nun 243, 244, 259 ve 290/2. maddeleri gereğince keşif yerine davetiye ile çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmazlara ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, beyanlar arasında aykırılık görüldüğü takdirde HMK.nun 261. maddesi gereğince giderilmesi, yine yukarda ismi geçen yerel bilirkişi... taşınmazların imar ve ihyası için kamyonlarca toprak taşındığını açıkladığından imar ve ihya yönünden bu hususun değerlendirilmesi, ondan sonra toplanacak tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
    Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.5.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi